5 Soruda Bulgaristan’da İslam
Bu yazımızda Bulgaristan’da bulunan Müslümanlara dair 5 önemli soruya cevap arıyoruz. İslamiyet’in Bulgaristan’a nasıl ulaştığından orada yaşayan Müslüman nüfusa, camilerinden önemli şahsiyetlerine hatta Müslümanların yaşadığı problemlere dair bilgiler yer almakta. Keyifli okumalar diliyoruz.
Bulgaristan’da ne kadar Müslüman yaşıyor?
Bulgaristan’da Müslüman toplumu Türkler, Pomaklar ve Romanlardan oluşuyor. Osmanlı zamanında Ege, Batı Karadeniz ve Orta Anadolu bölgelerinden bugünkü Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya ve Kosova ülkelerine Türkler iskan edilmiştir. Böylece bu yerler hem İslamlaştırılmış, hem Türkleştirilmiş hem vatan ittihaz edilmiştir. 1877-1878 Osmanlı–Rus Harbi ile Bulgaristan’da Türkler ve diğer Müslümanlar kıyıma uğramış ve hicret yollarına düşmüştür. Bu hicret 2000’li yıllara kadar devam etmiştir. Geçen yıl (2021) yapılan son nüfus sayımına göre Bulgaristan’da toplam 6.500.000 kişi yaşamaktadır. Müslüman sayısı henüz resmen ilan edilmemiştir. Ancak bizim yıllardan beri yaptığımız araştırmalara göre Müslümanların genel nüfusa oranı %15 civarındadır. Bu da 975.000’e tekabül etmektedir. Fakat resmi makamlar genellikle Müslümanları %8, %9 gibi az gösterme eğiliminde olduğunu da belirtmemiz gerekir.
Bulgaristan’a İslam ne zaman nasıl ulaştı?
Bugünkü Bulgaristan topraklarına İslam, Osmanlı öncesi Sarı Saltuk ile girmiştir. Karadeniz yoluyla Dobruca bölgesine Selçuklu Hanedanı’ndan Keykavus ve Sarı Saltuk önderliğinde Türkler yerleştiği tarihi gerçeklerdir. Hatta Umur Fakih köyünde 1299 yılında cami olduğuna dair bilgiler vardır. Fakat yoğun ve kalıcı bir şekilde İslam’ın girişi Murat Hüdavendigar’ın Balkanları fethe girişmesi ile olmuş ve yukarıda da bahsettiğimiz üzere iskan politikası güdülmüştür. Osmanlı tarihi araştırmacılarına göre şehirlerde yaşayan yerli halkın %20’si ihtida ederek Müslümanlığı kabul etmiştir. Yine yerli halktan Müslümanlığı kabul edip Osmanlı ordularına yardım eden bir topluluk da vardır ki, bunlara “yardım eden” manasına gelen “Pomak” denilmiştir.
Bulgaristan’daki önemli camiler ve İslam merkezleri nelerdir?
Osmanlı döneminde Bulgaristan topraklarından iki önemli yol geçiyordu. Bunlardan birisi Sağ Kol denilen yol, ikincisi de Orta Kol olup bugün de Avrupa’ya giden en önemli otoyoldur. Bu yollar üzerinde önemli camiler, medreseler, imaretler, hamamlar, köprüler ve kervansaraylar inşa edilmiştir. Sağ cihette Kırklareli’den sonra Bayezid-i Veli Camisi ile Aydos şehri bizi karşılar. Takibinde Bulgaristan Türklerinin ilim ve kültür merkezi sayılan Şumnu şehri gelir. Burada 18. yüzyıl ortalarında inşa edilen Şerif Halil Paşa Külliyesi ve 1922’de açılan Medresetü’n-Nüvvab bulunmaktadır. Orta yol üzerinde Edirne’den arabayla iki saat mesafede önemli bir merkez olarak Filibe gelmektedir. Filibe’de Bursa Ulu Cami tipinde Cuma Camisi ve İmaret Camisi bulunmaktadır. Filibe’den yine iki saat mesafede başkent Sofya bulunur. Sofya’da şuanda Osmanlıdan kalma ve ibadete açık tek cami olarak Banyabaşı adıyla meşhur Kadı Seyfullah Efendi Camisi vardır. Sofya’nın Ulu camisi olan Büyük Cami bina olarak ayakta olup maalesef Sofya’nın düşmesi ile el konulmuş ve şuan Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır. Bulgaristan’da İslam eserlerinden yine Mimar Sinan’ın Kara Cami 1900’lü yılların başında kiliseye çevrilmiştir. Sofya’nın Knyajevo semtinde Halvetî Bali Efendi Türbesi ayakta olup ziyaretgahtır. Ayrıca Hasköy’de Otman Baba, Dobruca’da Akyazılı Sultan Asitanesi ve Deliorman’da Demir Baba gibi Bektaşi ulularının türbeleri bulunmaktadır.
Bulgaristan’da İslam adına çalışma yapan kişi ve kurumlar kimlerdir?
Bulgaristan 1908 yılında Osmanlı’dan tam bağımsız olurken iki ülke arasında imzalanan antlaşmalarla burada kalan Müslümanların hakları güvence altına alınmıştır. Dini bakımdan Başmüftülük makamı ihdas edilmiş ve tüm Müslümanlar dini, medeni hukuk ve eğitim bakımından bu kuruma bağlı kılınmıştır. Başmüftülüğe bağlı il müftülükleri, onlara bağlı ilçe müftülükleri ve cami encümenlikleri bulunmaktadır. Bugün de bu sistem devam etmektedir. Başmüftülüğe bağlı 1200 cami, 400 mescit, 50 türbe, 3 İmam-hatip lisesi, bir Yüksek İslam Enstitüsü, bir hafızlık kursu ve 2 imam yetiştirme kursu bulunmaktadır. Ayrıca yaz aylarında 600 yerde yaz Kur’an Kursları organize edilmekte ve 50 devlet okulunda seçmeli İslam Dini dersi okutulmaktadır. Başmüftülük bütün bu faaliyetlerini kendisine bağlı 20 bölge müftülüğü ile icra etmektedir. Okulların finansmanı Türkiye Diyanet Vakfı tarafından sağlanmaktadır. Türkiye’den ve İslam ülkelerinden STK’lar zaman zaman proje bazlı çalışmalarını Başmüftülükle ortaklaşa olarak gerçekleştirmektedir.
Bulgaristan’daki Müslümanlarının problemleri neler ve buna çözüm için neler yapılıyor?
Başta gelen en önemli sorun Müslüman azınlığın komünizmin etkisi ile inançsızlaşmasıdır. 1944-1989 yılları arasında 45 yıl hüküm süren komünizm rejimi her türlü dini inanca karşı olduğundan Müslümanlara da dinlerini öğrenme ve yaşamayı yasaklamıştır. Bunu en zalim bir şekilde gerçekleştirmiştir. Camilerin kapılarına kilit vurulmuş, Kur’an okumak ve öğretmek yasaklanmış, oruç tutmak, kurban kesmek, erkek çocukları sünnet etmek, mevlit okutmak gibi dini ibadetler yasaklanmıştı. En son Türklerin Müslüman isimleri de 1984 yılında zorla Bulgar isimleri ile değiştirildi. İşte böyle bir asimilasyona uğrayan Müslüman azınlığın tekrar ait olduğu kimlik değerlerine dönüşü yavaş ve zorlu olmaktadır.
İmam yetersizliği söz konusudur. Her camiye ne yazık ki bir imam bulunamamakta ve bazı bölgelerde bir imam birkaç köye hizmet etmektedir. Bu hizmet aslında diğer köylerin cenaze işlerini deruhte etmekten ibarettir. Yani bu köylerde cenazelerini kaldıracak imam bulunmamaktadır. Bu durum imam olmayan köylerin dini irşattan tamamen mahrum oldukları anlamına gelir.
Bulgaristan’da İslam için önemli bir sorun da Osmanlı’dan tevarüs eden vakıfların tamamen Müslüman topluma devlet tarafından iade edilmemesidir. Özellikle Razgrad’daki İbrahim Paşa Camisi, Karlova’da Kurşunlu camii, Köstendil’de Fatih Mehmet, Eski Zağra’da Eski Cami gibi önemli camiler devlet elinde olup harap haldedirler ve Başmüftülüğe verilmemektedirler. Ayrıca Sofya’da 30 yıldır planları ve arsası hazır olan İslam Kültür Merkezi’ne inşa izni verilmemektedir. Cami, İslam Enstitüsü, kütüphane ve idari binadan oluşacak külliyeye izin verilmemesinin ana nedeni ikinci bir caminin inşa edilecek olmasıdır. Bugün özellikle Cuma namazlarında Sofya cemaati kışın soğukta yazın sıcakta kaldırım üzerinde namazlarını eda etmektedirler. Bu durum aşırı milliyetçi parti ve örgütlerin cemaate saldırmasına kadar varan olaylara sebebiyet vermektedir.