Bilmemiz Gereken 6 Endülüs Düşünürü
Endülüs’ten bahsedildiğinde çoğu zaman ilk aklımıza gelen İslam’a altın çağını yaşatan medeniyet havzası olduğudur. Endülüs, teknolojik ve bilimsel ilerleme tarihinde en önemli anahtarlardan biri olmasıyla İslam medeniyetini güzel bir şekilde temsil etmiştir. Bilgi güçtür ve bilgiyi aramak Peygamber’imizin bir buyruğudur. Bilgi olmadan hiçbir ilerleme mümkün olamazdı ve Endülüs‘te de Müslümanların yaptığı şey buydu: Bilgiyi aramak!
Endülüslüler, insanlığın vicdanını ve ruhunu aydınlatmak için 800 yıl boyunca büyük çaba harcadılar. İbn Rüşd, El-Zehrevi, İbn Zühr, İbn Tufeyl, Abbas ibn Firnas, İbn Bacce ve diğer birçok Endülüs Müslüman dünyaya birer ışık oldular ve karanlıkları fethettiler. Peki aslında katkılarından dolayı bir o kadar önemli olan ama yukarıda saydıklarımız kadar çok duyulmayan ve bilinmeyen Endülüs düşünürleri? İşte daha az bilinen ama çok önemli Endülüs bilim insanlarının kısa bir derlemesi:
Ali İbn Hazm el-Endülüs
İbn Hazm, 11. yüzyılda yaşamış bir Endülüslü Müslüman bilim insanı, şair, politikacı, avukat, şecere uzmanı, tarihçi, filozof; Arapça, İbranice ve Süryanice dil bilimcisiydi. Ses ile hız arasındaki ilişki üzerine yazılar kaleme aldı. Bunu Kurtuba Camii’nde “yankı sesi” ile gösterdi ve aynı zamanda şimşek-gök gürültüsü arasındaki zaman aralığına da atıfta bulundu. İbn Hazm; Kur’an, İncil ve Tevrat bilen bir alimdi. Birçok Müslüman alim, Hristiyan rahip ve Yahudi haham ile görüştü ve tartışmalarda bulundu. Şu anda karşılaştırmalı dinler tarihi incelenmesi olarak adlandırdığımız araştırma alanının “babası” olarak kabul edilir.
İbn Hazm, Galileo’dan 500 yıl önce, dünyanın yuvarlak olduğunu söyledi ve bunu Kur’an ayetleri ile kanıtlayarak doğruladı. Ayrıca bir süre Kurtuba’daki Ummayad Hanedanlığı’nda başbakan olarak görev yaptı.
En ünlü ve en iyi korunmuş eserlerinden biri, sevgiyle ilgili felsefi ve psikolojik bir yaklaşım olan “Güvercin Gerdanlığı“dır. Orta çağ Avrupası bu kitaptan çok şey öğrendi. Hâlâ “aşık” ve “maşuk” kavramlarını saf bir şekilde ele alan en iyi eserlerden biri olarak biliniyor.
İbn Razin el-Tuyibi
Al-Tuyibi, 13. yüzyılda yaşamış Endülüslü bir bilim adamı; avukat, şair ve özellikle Murcia’da (hala aynı adla anılan bir Endülüs kenti) çok ünlü bir gastronom. Yazdığı birçok bilimsel eserden geriye sadece “Masanın Lezzetleri ve En İyi Hazır Yemek Türleri” adlı yemek kitabı kaldı. “Endülüs ve Kuzey Afrika yemekleri ve otların kullanımı” ile ilgili yazılarının yanı sıra uygun mutfak gereçlerinin kullanımı (kullanımlarının avantajları ve dezavantajları) hakkında yazılar yazdı. Ardından otların isimlerini ve tariflerini alfabetik sıraya göre insan sağlığına yararları hakkında gerekli açıklamalarla düzenledi. Avrupa’da bazı otlar onun kitabından sonra bilinmeye başladı.
Ebu El-Hasan İbn Ali El Kalasadi
Ebu El-Hasan ibn Ali El Kalasadi; Granada yakınlarındaki Baza’dan 15. yüzyılda yaşamış bir Endülüs matematikçisi, filozof, doktor ve İslam alimi (Maliki hukuk okulunun tanınmış bir fakihi). Aynı zamanda bugün matematikte kullandığımız standart cebirsel sembolleri ilk kullanan kişi. Kalesadi, antik çağlardan beri cebirsel gösterimde en etkili seslerden biri olarak bilinir.
Kalesadi, matematiksel semboller için Arap alfabesindeki karakterleri kullandı; bilinmeyen sayıları ش (veya sadece ؞, şey’), kareyi م (mâl), küpü ك (kâ‘b), eşitliği ل (ya‘dilü) ve kökü ج (cecr) harfleriyle gösterdi. Kalesadi; pay, payda ve diğer elemanlar arasındaki oran ilişkisini bugünkü sistemle ortaya koyan matematikçidir. Ayrıca cebirin Arap şiirindeki rolünü açıkladığı bir kitap kaleme aldı. Çalışmaları Avrupalı matematikçiler üzerinde büyük bir etkiye sahipti ve matematik dünyasında bilimsel devrime neden oldu.
Hac yolculuğuna çıkmışken güzergâhındaki Kuzey Afrika ile Doğu İslâm şehirlerinin önde gelen ulemâsı ile tanışıp onlardan ders aldı. 840-851 (1436-1447) yılları arasında gerçekleşen bu yolculuğuyla ilgili olarak kaleme aldığı ve faydalandığı alimler hakkında bilgi verdiği Riḥletü’l-Ḳaleṣadi adlı bir seyahatnamesi de mevcuttur.
Ebu Bekir Muhammed İbn el-Velid et-Turtuşi
Turtuşe’de doğan Et-Turtuşi, 12. yüzyılın en önde gelen Endülüslü siyasi filozoflarından biriydi. “Kitab Siraj el-Muluk” adlı kitabı, Orta çağ İslam Dünyası’nda siyaset felsefesi hakkında şimdiye kadar yazılmış en önemli eserlerden biridir.
Lubna El-Kurtuba
10. yüzyıl Endülüslü bilim kadını ve Kurtuba halife danışmanıdır. Her iki halifenin de sarayındaki en önemli bireylerden biriydi (Abderrahman III ve daha sonra oğlu el-Hakam II). Arapça şiir, dil bilgisi; Arapça hat sanatı konusunda uzman ve matematikte çok hevesli olan entelektüel bir kadındı. Çeşitli bilimsel kitapları ve el yazmalarını Arapça’ya çevirdi. Ünlü Medinetü-z Zehra Kütüphanesi’nin inşa edilmesi ve oluşturulmasının arkasındaki itici güçtü ve aynı zamanda Halifeler tarafından “Kurtuba’daki Kütüphanelerin Baş sorumlusu” olarak atandı.
Mesleme El-Mecriti ve kızı Fatima el-Mecriti
Mecrît’te (Madrid) doğduğu için kendisine Mecriti denmiştir. Kurtuba’ya yerleşerek matematik alimi Abdülgāfir b. Muhammed’den ders aldı. Mesleme, 10. yüzyıldan kalma bir Endülüs matematikçisi oldu. Lakabı “Endülüs’teki matematikçilerin imamı” olan Mecriti, sarayda astronom olarak da görev yaptı.
Matematik ve astronomi konusunda Endülüs’ün en seçkin bilginlerinden olan ve Endülüs’ün Öklid’i olarak anılan Mecrîtî bu düzeye, Doğu İslâm ülkelerine yaptığı bir seyahat sırasında eline geçen eserler üzerindeki çalışmaları sonucunda ulaştı. Endülüs’teki astronomi ve matematik ancak onun çalışmaları sayesinde müstakil birer ilim dalı haline geldi.
Batlamyus’un Büyük Değişim (Almagest) adlı kitabını tercüme etti. Ayrıca gelecekteki bilimsel değişim sürecini ve bilimsel iletişim için ağların ortaya çıkmasını öngördü. Bir astronomi ve matematik okulu kurdu. Harezmi‘nin astronomi tablolarını tanıttı ve geliştirdi. Yezdicerd takvimine göre oluşturulmuş cetvelleri hicri tarihe çevirerek kızı Fatıma ve diğer tarihçilere yardım etmiş oldu. Mesleme’nin İslam tarihi sistemini tanıtışı ve hesaplanma şekli Kurtuba’yı dünyanın merkezi yaptı. Ayrıca yeni araştırma tekniklerinin yanı sıra “Nirengi”yi tanıttı.
Kızı Fatıma ise astronomiye katkıda bulundu. Usturlapların nasıl kullanılacağı hakkında çok önemli bir kitap yazdı. Mesleme ve Fatıma; ayrıca güneş, ay ve gezegenlerin konumunu hesaplamak, astronomik olayların takvimini derlemek, gün batımı ve ay tutulmalarını hesaplamak için birlikte çalıştılar.
Bugün sizler için derlediğimiz yazımızda Endülüslü düşünürlerden birkaçını incelemeye çalıştık. Feyz almak dileğiyle!
Çalışmanız güzel olmuş emeğinize sağlık.