Bağımsız Bir İlim Arayışı Serüveni: Akademİst
Ἀκαδημία ya da bildiğimiz şekilde söyleyecek olursa Akademi, Platon’un Atina’da kurduğu okula verdiği isimdi. Bir rivayete göre bu okulun kapısında “Geometri bilmeyen giremez” yazıyormuş. Yani bir nevi asgari şart gibi düşünebiliriz. Gelelim günümüze. Artık “akademi” kelimesi çeşitli kullanımlarıyla birlikte yükseköğretimin bir diğer ifadesi oldu. Peki kapısına yazabileceğimiz bir ifade var mı? Ne bileyim “Akademi dünyasını yeterince tanımayan girmesin”, “Akademik becerilerini geliştirmeyen biraz ötede beklesin” veya “Yeterli şartlara haiz olunca biz sizi arayalım” olabilir.
Öyle ya da böyle her işin birtakım gereklilikleri var. Tıpkı akademi gibi. Ve bu gereklilikleri tam sağlamadan yola çıktığımızda, yeterli eğitim de verilmediyse ortaya çıkan sonuçları hep birlikte görmekteyiz. İşte bu üzücü tablonun ve yaygın eksiklerin farkında olan bir grup dertli insan karınca kararınca bir çaba içerisindeler. Gelin hep birlikte Akademİst’e kulak verip kendilerinin hikayelerini dinleyelim.
Öncelikle kısaca sizi tanıyalım?
Merhabalar. Akademİst’i tanımak istediğiniz ve daha geniş bir kitleye ulaşmamız için destek olduğunuz için teşekkür ederim.
Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki her ne kadar ben daha ön planda olsam da Akademİst sadece bir kişiden ibaret değil. Hem sürekli istişare ettiğim hem de içerik hazırlama noktasında destek olan birçok kişinin ortaya koyduğu bir yapı. Bu noktada özellikle zikretmem gereken iki kişi var. İlk olarak, Akademİst fikri ortaya çıktığı zamandan beri her türlü desteği sağlayan, özellikle Altunizade’de açtığımız ofiste işleri beraber yürüttüğümüz ve artık Akademİst çatısı altında programlar yaparak da katkı sağlayan kıymetli eşim Esma Sağ Şencal’dır. İkinci isim ise, bilgi ve beceri açısından eksik olduğum online platformlarda ve sosyal medyada varlık göstermeye başladığımız haziran ayından beri desteğini esirgemeyen, hem içerik hem de görsel olarak talep gören programlar yapmamızda ve bugün Akademİst’in geniş bir kitle tarafından bilinmesinde çok büyük emeği olan değerli akademisyen Firdevs Erva Genç’tir.
Bana gelecek olursak, eğitim hayatım biraz karışık. Kısaca bahsetmem gerekirse, 2007 yılında Yeditepe Üniversitesi bilgisayar mühendisliği bölümünden mezun oldum. Bir müddet mühendis olarak çalıştıktan sonra hayatımı geçirmek için mesai saatleri içerisinde kod yazmakla uğraşmanın bana çok da uygun olmadığına karar verdim. Akademideki esnek çalışma saatlerinin cazibesinin de etkisiyle lisansüstü çalışmalarına devam ettim. 2018 yılında Durham Üniversitesi İslami finans bölümünde doktoramı tamamladım. Şu anda İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Ekonomi bölümü öğretim üyesi ve İslam Ekonomisi ve Finansı anabilim dalı başkanı olarak akademik işçilik yapıyorum.
Tek cümleyle ifade edecek olursak Akademİst nedir?
Akademİst, benim açımdan içine doğduğumuz modern dünyada entelektüel ve finansal olarak bağımsız şekilde ilmi faaliyet yapmanın bir yoludur.
Biraz açmam gerekirse, şu ana kadar içinde bulunduğum üniversite, vakıf, dernek vb. yapılarda tecrübe ettiğim kadarıyla -modern devlet yapısının içerisinde faaliyet gösterme mecburiyetinin haricinde- iki temel problem olduğunu düşünüyorum. Bunlardan ilki, yapılan faaliyetler için ihtiyaç duyulan maddi kaynakları kendiniz sağlayamadığınız durumlarda başkasının hedeflerine ve taleplerine göre hareket etmek zorunda kalmanız. Bu sebeple, finansal kaynağın dışarıdan sağlanması, üretilen bilginin içeriğini doğrudan etkiliyor.
İkinci nokta ise entelektüel bağımsızlık meselesi. Tecrübelerim bana, istediğimiz içeriği üretebilecek entelektüel bir bağımsızlık sağlanması için herhangi bir üniversite, vakıf veya derneğe bağlı olmadan hareket etmek gerektiğini gösterdi. Üniversitelerdeki akademik süreç daha ziyade bürokratik detaylardan dolayı uzayan ve birçok paydaşın onayını almanızı gerektiren bir süreç olarak işliyor. Vakıf ve derneklerde ise problem, kararın genelde bir-iki kişinin elinde olmasından kaynaklanıyor. Ortak hedeflere sahip olduğunuzu zannettiğiniz bu tür yapılar bazen sizi yarı yolda bırakabiliyor. Yani başka bir yapının çatısı altında bir faaliyet gösterdiğinizde sizden kendi programlarına göre hareket etmenizi isteyebiliyor veya kendilerince geçerli olan bir sebep söyleyerek -veya hiçbir açıklama yapmadan- faaliyetlerinizi durdurabiliyorlar. Bunun örneklerini bizzat çalıştığım kurumlarda yaşadım. Buna şu anda üzülmüyorum çünkü bu durumun eskiden daha ön yargısız yaklaştığım bu tür yapılara daha gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşmamı sağladığına inanıyorum artık.
Peki o zaman ne yapacağız? Burada da önümüze iki mesele çıkıyor. Kurumsal yapılardan bağımsız hareket etmek istediğinizde -kimse tek başına bir şey yapamayacağı için- sizinle aynı ideallere sahip becerikli arkadaşlarınızın desteği olması lazım. Çok şükür bu konuda Akademİst olarak hiçbir sorun yaşamadık. İkincisi de içerik ve faaliyetler için ihtiyaç duyacağınız maddi kaynak. Bunu sağlamak için de ücretsiz eğitimlerimizin yanında ücretli eğitimlerimizle de var olmayı planlıyoruz. Başlangıçta Akademİst’i hususi bir ortamda yüz yüze eğitimler vermek üzere kurgulamış ve bir ofis açarak hayata geçirmiştik. Ancak pandemi koşulları ile online eğitimin yaygınlık kazanması birleşince ofisi süreç kesinleşene kadar kapatarak online bir programa geçiş yaptık. Fakat pandemi sonrası öğrencilerle bir araya gelebileceğimiz fiziki bir ortama tekrar kavuşmayı umuyoruz.
Peki nereden çıktı bu fikir? Kısaca ortaya çıkış hikayesini bizimle paylaşabilir misiniz?
Fikrin temeli benim doktora tezime dayanıyor. Doktora tezimde, İslami finans kurumlarının ana akım finans kurumlarına giderek -ürün ve hizmet olarak- daha fazla benziyor olmasına rağmen fetva kurullarının onayını hala nasıl alabildiği sorusu üzerine yoğunlaşmıştım. Bu fetva kurulları, İslami finans kurumlarının (ülkemizde katılım bankaları veya katılım sigortacılığı adı altında faaliyet gösteren kurumlar) sunduğu ürün ve hizmetlerin İslami kurallara uygunluğunu değerlendiren ve aynı zamanda sene içerisindeki faaliyetlerin belirtilen kriterlere uygun olup olmadığını denetleyen komitelerdir. Farklı kurumlarda isim ve görevler değişiklik gösterebilir.
İlk dönem İslam alimleri ve günümüzde İslami finans kurumlarında çalışan İslam hukukçularının pozisyonlarını incelediğim araştırmamda klasik dönemdeki İslam alimlerinin hem maddi olarak siyasi otoriteden müstağni olduklarını hem de ilmi faaliyetlerini sivil bir şekilde sürdürdüklerini fark ettim. Burada önemli olan nokta siyasi otoriteyle hiçbir maddi ilişki içerisinde olmamak değil, onlara bağımlı olmamaktı. Bugün İslam hukukçularının modern İslami finans kurumlarında istihdam edilmesi hususuna geldiğimizde ise farklı bir resimle karşılaşmaktayız. Eğitim açısından baktığımızda alandaki çoğu uzmanın ulus devlet ve kapitalist piyasa sisteminin kontrolünde şekillenmiş ve bu çerçevede disiplinlere ayrılmış bir bilgi aktarım sürecine maruz kaldığını görüyoruz. Finansal olarak da denetleme görevini yerine getirmeye çalıştıkları kurumlarda işçi olarak maaş aldıklarına şahit oluyoruz.
Araştırmam neticesinde mevcut yakınlaşmanın ve fetva kurullarının bunu engelle(ye)memesinin üç temel sebebi olabileceğine kanaat getirdim. Bu üç sebep aynı zamanda Akademİst kurumunun ortaya çıkmasının arkasındaki sebepleri oluşturuyor.
Bunlardan ilki -üniversite eğitimi başta olmak üzere- alınan eğitimler neticesinde ulus-devlet ile kapitalist sistem prensiplerinin içselleştirilmesi ve İslami finans kurumlarındaki fetva sürecinde İslam’ın temel prensipleri yerine bu prensiplerin öncelenmesiydi. Bu sebep bize, Akademİst çatısı altında -şarkı ve film de dahil olmak üzere- çeşitli alan ve konularda müzakere oturumları yaparak bize verili olarak gelen ve içinde yaşamamız sebebiyle sorgulamadığımız kavramları sorgulayabileceğimiz bir alan sağladı.
İkinci bir konu ise, kurul üyeleri -bir sebepten dolayı- modern eğitim kurumları tarafından şekillenmemiş olsa dahi üst düzey yönetime karşı sahip oldukları pazarlık gücünün zayıf olmasıdır. Bunun sebebi, bu kişilerin yerine kolayca yeni bir fetva kurulu üyesi atanabilmesi ve bu değişikliği de kimsenin ruhunun duymayacak olmasıdır. Bu bağlamda, vakıf ve dernek tecrübelerimin de gösterdiği şu ki, bir kurumda işçi olarak sizden istenilen faaliyetleri yerine getiriyor olmanız söylem ve pratikler açısından size çizilen bir sınır dahilinde hareket etmek zorunda olduğunuz anlamına gelmektedir. Bu noktada Akademİst, bir program yaparken pazarlık yapmamızı veya izin almamızı gerektirmeyen bir ortam sunuyor. Bunun yanı sıra akademik kurallar ile dahi sınırlanmadığımız bir söylem ve pratik alanı açıyor bize.
Üçüncü sebep de kurul üyelerinin daha ziyade İslam hukuku disiplininin bakış açısıyla İslami finans kurumlarındaki ürün ve hizmetleri değerlendirmesi sebebiyle -sosyolojik, iktisadi veya siyasi sebepler dolayısıyla- ortaya çıkabilecek sonuçları gözden kaçırmasıdır. Bu duruma bağlı olarak normalde İslami açıdan sakıncalı olabilecek bir ürün, ortaya çıkabilecek sonuçlar geniş ve disiplinlerarası bir açıdan değerlendirilemediği için sorunsuz görünebilmektedir. Akademİst bu soruna da bir çözüm arayışı olarak doğdu ve bunun neticesinde farklı disiplinlerden arkadaşların bir araya gelerek müzakere yapması ve belli kavramları farklı açılardan ele almaları için bir ortam oluşturmamız gerektiği fikri ortaya çıktı.
İçeriği bu tarz bir araştırma belirlerken, yine ilk dönem alimlerin sahip olduğu maddi bağımsızlığın düşünme ve düşündüklerini dile getirebilme becerilerinde oynadığı rolden dolayı kendi içerisinde maddi bir gelir kapısı da ortaya koyan bir ticari model geliştirdik.
Bunları gerçekleştirmek için şu ana kadar yapılanları sorsak neler söylerdiniz?
Ocak 2020’de Altunizade’de açtığımız ofisi iki ay sonra kapatmak zorunda kaldığımız için akademik yazıma ve teknik programlara dair bazı ücretli eğitimler ve genel katılıma açık müzakere gruplarının haricinde çok fazla faaliyet gerçekleştiremedik ne yazık ki. Nisan ayı itibariyle Ortanca Workshop ile ortak düzenlediğimiz eğitimlerimize başladık ve “Tez Yazım Atölyesi” ve “Eleştirel Düşünme, Okuma ve Yazma” gibi beş farklı eğitimi farklı zamanlarda tekrarlayarak verdik. Bunun yanı sıra haziran ayı itibariyle başlatmış olduğumuz ücretsiz seminerlerimize alanında tecrübeli konuşmacılarla her cumartesi 20.00’de farklı konularda online programlar yaparak devam ediyoruz.
Burada Akademist’in bir farkı olarak konuk seçimimize de değinmek isterim. Yetkinliğine güvendiğimiz, tecrübeli ama eğitim süreci halen devam etmekte olan arkadaşları özellikle davet ediyoruz. Bunun sebebi unvanlı olmadığı için genelde fırsat verilmeyen bu arkadaşların tecrübelerini paylaşmaları için imkan tanındığında birçok hocadan daha istifadeli paylaşımlar yapabilecek kapasitede olduklarına dair inancımızı geniş bir kitle ile paylaşmak istememizdir.
Düzenlediğiniz etkinliklere katılım ne düzeyde?
Katılım içeriğe bağlı olarak değişiyor tecrübe ettiğimiz kadarıyla. Örneğin eleştirel okuma üzerine gerçekleştirdiğimiz program şu ana kadar ki en fazla başvuruyu alan programdı, toplamda 490 kişi başvurdu. Katılım oranı genelde başvuruların yarısına tekabül ediyor. Bu tür çok katılımlı programlarda yoğun isteğe binaen YouTube üzerinden de canlı yayın yapıyoruz. Özellikle anlatımı ve katılımcıların katkısını etkilediğini düşündüğümüz için etkinlikleri kayıt altına almıyoruz ve mümkün mertebe YouTube üzerinden de yayın yapmamaya çalışıyoruz. Son aylarda 100 kişilik kontenjan tamamıyla doluyor ve bu sebeple ne yazık ki bazı katılımcılara yer kalmıyor. İnşallah haziran sonrasında daha geniş bir Zoom paketine geçmeyi planlıyoruz.
Dikkatimi çeken bir husus var. Genelde oluşumlar kendi sayfalarının etkinlikleri dışında pek paylaşım yapmıyorlar. Ama sizin Twitter hesabınıza baktığımızda sizin faaliyetiniz olsa da olmasa da alanınızla ilgili faydalı olabilecek her şeyi paylaşmaya çalışıyorsunuz. Neden?
Sadece ticari bir motivasyonla hareket etmediğimiz için faydalı olduğunu düşündüğümüz programları mümkün olduğunca takipçilerimize ulaştırmaya çalışıyoruz. Ülkemizde akademik yetkinlik seviyesi maalesef ki epey düşük. Ancak -Akademİst üzerinden gördüğümüz kadarıyla- bir şeylerin nasıl yapılması gerektiğini öğrenmeye çalışan geniş bir kitle de mevcut. Amacımız bu kitleyi kimin organize ettiğine bakmaksızın mümkün olduğunca doğru eğitimlere yöneltmek.
Önümüzdeki günlerde takipçileri neler bekliyor? Biraz spoiler alabilir miyiz?
Akademİst şu ana kadar programlara ilgili öğrencilerin katılımını sağlayabilmek için belli bir bilinirlik seviyesine ulaşmaya çalışıyordu ve çok şükür önemli sayılabilecek büyüklükte bir kitleye ulaşmayı da başardık. Bu yüzden şubat ayı itibariyle akademik hayata dair yaptığımız sohbetlerin yanı sıra farklı disiplinlere ait kavramsal müzakerelerin yapıldığı yeni bir seriye başlayacağız. İki oturumdan oluşacak bu programlar, her ay farklı bir disipline ait bir kavramın, moderatör eşliğinde bir metin üzerinden müzakere edileceği; ikinci oturumda ise metnin yazarının veya seçilen kavramla ilgili çalışmalar yapan bir hocanın davet edildiği bir oturum olacak ve ilk oturumda hazırlanan sorular etrafında şekillenecek bir sohbetin gerçekleştirileceği bir içeriği olacak.
Planladığımız bu programda Akademİst’in farklı olduğu nokta günümüz online eğitim ortamlarında süregelen ve tıpkı daha önce sınıflarda olduğu gibi daha ziyade davet edilen hocanın pasif bir şekilde dinlenildiği veya en iyi ihtimalle soru-cevap kısmı sayesinde sınırlı bir katılımın sağlandığı tüketime dayalı bir ders formatı yerine öğrencilerin aktif şekilde hazırlanıp önündeki metni eleştirel bir şekilde değerlendirme imkanı bulabileceği ve sonrasında fikirlerini hocalar ve diğer öğrenciler ile müzakere ederek muğlak noktaları açmaya çalışacağı bir ortamın olmasıdır.
Akademİst’in sosyal medya hesaplarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
Twitter: https://twitter.com/AkademistNet
Instagram: https://www.instagram.com/akademistnet
Öylesine biri