Burkina Faso Günlükleri- 3.Gün
Burkina Faso’da gün erken başlıyor. Yerel kıyafetlerimizi giyerek sabah saat 07.30’da Gençlik ve İstihdam Bakanı ile buluşuyoruz. Bakan da bizi yerel kıyafetiyle karşılıyor. Meslek edindirme ve gençleri yetiştirme konularında Türkiye’nin desteğine ihtiyaç duyduklarını söyleyen Bakan, muhtelif iş alanları ile ilgili TİKA’ya proje sunulması için Genel Sekreteri’ni görevlendiriyor. Bu davranışı, Bakan’ın ülkeyi ziyaretimize verdiği önemi ve duyduğu memnuniyeti gösteriyor. Sırada Milli Eğitim Bakanı ile görüşmemiz var. Bakan, “Bize destek olmak için burada bulunmanız mutluluk verici.” diyerek başlıyor konuşmaya. TİKA tanıtımı ile devam ediyoruz, ülkemizin ve TİKA’nın burada yapabilecekleri üzerine konuşuluyor. Görüşmemiz sırasında elektrikler kesiliyor, iki fenerin ışığıyla görüşmeye devam ediyoruz.
Görüşme imkanı bulduğumuz iki bakandan da edindiğim izlenim; ülkelerinin iyiliğini düşünen, TİKA’nın yapmış olduğu çalışmalardan memnuniyet duyan ve işbirliğine önem veren insanlar. Burkina Faso’nun geleceğinden umutluyum. Bakanlarla görüşmemizin ardından FAFPA’yı ziyaret ediyoruz. FAFPA, bir meslek edindirme kurumu. Burada sertifikalı meslek edindirme eğitimleri veriliyor. Gençlik ve İstihdam Bakanlığı ile birlikte çalışıyorlar ancak bütçesi bağımsız. Kurumun fonu, Fransa başta olmak üzere çeşitli ülkelerden yardım kuruluşlarının desteği ile sağlanıyor. TİKA’nın ülkede yapabileceği faaliyetler ile ilgili istişarelerin ardından kurumdan ayrılıyoruz. Vagadugu Üniversitesi’ne geliyoruz. Üniversitenin diğer adı Prof. Dr. Joseph Ki Zerbo Üniversitesi. Joseph Ki Zerbo, Afrika’nın ilk tarihçisiymiş.Kampüste binaların yanında açık hava sınıfları var. Ülkede bulunan 7 üniversitenin en büyüğü burası. Birçok bölümde eğitim verilen üniversitede komşu ülkelerden eğitim için gelen yüzlerce öğrenci bulunuyor.
Her Hafta 4 Sefer
Kampüsten ayrılıp THY ofisine geçiyoruz. THY Müdürü Mustafa bey, Hac için Medine’den gelen THY uçağının buraya inmemesi için Ulaştırma Bakanlığı’nın çıkardığı zorlukları anlatarak başlıyor konuşmasına. Burkina Faso’da geçen seneye kadar Hac işini Hristiyanlar yapıyormuş. THY, bu sene ilk kez surda bir gedik açmış: Türkiye’den haftada 4 sefer var Burkina Faso’ya. Bagajlarımızın durumunu soruyoruz ancak net bir bilgi alamıyoruz. Aslında bagajlarımızın gereksiz olduğunu düşünmeye başladık, sırt çantası da yeterliymiş…
Burkina Faso, Hindistan’dan sonra dünyada en çok kaju üretilen ve en kaliteli pamuğun üretildiği ülke olarak biliniyor. Burada yaşayan insanlar sakin, hoşgörülü ve güler yüzlü. 1958 yılında Fransızlar tarafından Burkina Faso’ya özerklik verilmiş. Sebebi ise yine Batı’ya yakışır şekilde. Sömürü döneminde burası Fransız toprağı olduğu ve halk da Fransız vatandaşı sayıldığı için Burkinalılar Fransa’ya vizesiz girebiliyormuş. Hasılı, Burkinalıların Fransa’ya vizesiz girişine engel olmak için özerklik verilmiş. 1930’lu yıllarda Fransızlar tarafından inşa edilen Vagadugu Katedrali’ne gidiyoruz. Burası yalnız Burkina Faso’nun değil, tüm Batı Afrika’nın en büyük katedrallerinden birisi. Hristiyanların kutsal günü Pazar olmasına rağmen, burada günah çıkarmaya Cuma günleri geliniyormuş. Zira, halkın çoğu Müslüman iken misyonerlerin etkisiyle Hristiyan olduğu için İslam’ın etkisi kısmen devam ediyormuş.
Aslında sömürüden ve misyonerlik faaliyetlerinden sadece Hristiyan olanlar değil, Müslüman kalanlar da etkilenmiş. İslam, Burkina Faso’ya 14. yüzyılda Müslüman tüccarlar vasıtasıyla ulaşmış. 18. yüzyılın başlarına gelindiğinde Müslüman olan Mossi kralları, halk arasında İslam’ın yayılmasına yardımcı olmuşlar. Fransızlar 1896’da bugünkü Burkina Faso’nun başkenti ve tarihte önemli bir ticari merkez olan Vagadugu’yu ele geçirmişler, Mossi Krallığı da Fransızların idaresi altına girmiş. Böylece bölgedeki misyoner faaliyetleri hızlanmış. Diğer Afrika ülkelerinde olduğu gibi Burkina Faso’da da sömürge döneminde uygulanan cahilleştirme politikası halkın din kültürünü etkilemiş. Aynı ailede Hristiyan, Müslüman ve putperest kişiler birlikte bulunabiliyor. Halkın çoğunluğu hâlâ Müslüman ancak İslamî bilinç çok zayıf. Tesettüre ve kadın erkek ilişkilerine dikkat edilmiyor.
Geleneksel Dinlerin Etkisi
Burkina Faso’da Müslümanların yaşantılarında geleneksel dinlerin etkisi nispeten görülüyor. Bu durum, halkın İslam öncesi hayatlarından kalma bir etki olarak değerlendiriliyor. Ancak esasen bunu sömürgecilerin Müslümanların dinlerini yeterince öğrenmelerine fırsat vermemelerinin yol açtığı bir etki olarak görmek gerekiyor. Burkinalı Müslümanlar ile geleneksel dinlere bağlı olanlar yakın ilişki içindeler. Dolayısıyla cahilleştirme politikası sonucu kendi dinlerini unutan Müslümanların, diğer dinlerin mensuplarından etkilenmeleri kaçınılmaz olmuş. Fransızlar, bu coğrafyaya hakim oldukları dönemde, ülkedeki İslamî geleneklerin ve yaşantının unutulması için Müslümanlara baskı yapmışlar ve teşkilatlanmalarına izin vermemişler. Sömürge döneminde yoğun bir şekilde yürütülen misyonerlik faaliyetleri, bağımsızlık sonrasında da devam etmiş. Misyonerler özellikle halkın fakirliğini istismar ederek, maddi karşılıklarla onları Hristiyan yapmaya çalışıyorlar.
İslamî faaliyetlerde karşılaşılan problemlerden birisi de maddi imkanların yetersizliği. Burkina Faso’da ihtiyacı karşılayacak kadar İslamî kitap temin edilemiyor ve İslam’ı öğretebilecek hoca sıkıntısı çekiliyor. İnsanlara İslam’ın yeterince anlatılması
ve İslamî tebliğ çalışmalarının hızlandırılması durumunda geleneksel dinlere bağlı olan kabilelerin çoğu Müslüman olabilir. Günü bitirdik, otele dönüyoruz. Hava yağmurlu olduğu için birçok yerde büyük su birikintileri oluşmuş. Şehir içi ulaşımın çoğunu bisikletler ile
sağlayan halk, yağmurdan hiç etkilenmeyerek yaşamına devam ediyor. Bizde aynı durum olsa ne olurdu diye düşünüyorum: İnsanlar evlerine kapanır, yağmurun durmasını bekler, televizyonlarda sel haberleri yayınlanırdı. Sanırım Burkinalılar doğayla hâlâ barışık oldukları için doğanın getirdikleri ile birlikte yaşamayı, doğal bir süreç olarak görüyorlar.
Devamı için tıklayın: Burkina Faso Günlükleri- 4.Gün