Camiiler… Müslümanların omuz omuza, gönül gönüle vererek yüce Allah’ın huzuruna adeta tek bir vücut halinde vardıkları kutsal mekanlar. Dünyanın her yerine yayılmış olan Müslümanlar, gittikleri, yaşadıkları yerlerde hem bir ibadet mekanı hem de sosyal bir merkez olması hasebiyle çok farklı mimari tarzlara sahip camiiler inşa etmişlerdir. Bu yazımızda da tam olarak böyle bir camii ile tanışmış olacağız.
Öncelikle camimizin de içerisinde yer aldığı Xi’an şehrinden bahsedelim. 1.3 milyar insanın hayat sürdürdüğü Çin’de nüfusun yaklaşık %0,45-2,8 kadarlık kısmının Müslüman azınlık olduğu tahmin ediliyor. (5.850.000-36.400.000 kişi – bazı söylentilere göre ise 100 milyona ulaşan bir Müslüman nüfustan söz ediliyor.)
6000 yıllık tarihi ile Çin‘in en eski şehirlerinden birisi Xi’an. 12 milyon nüfusa sahip şehirde yaklaşık 10.000 kişilik, Müslüman olmayan bir ülke için büyük bir topluluk denilebilecek sayıda Müslüman yaşıyor. Hui denilen bu Müslüman topluluğu, aslen Çinli olan Müslümanlardan oluşmakta. Şehirde bol miktarda nar üretimi yapıldığı için şehrin sembolü olarak nar çiçeği seçilmiş.
Bu şehir, birazdan tanıyacak olduğunuz, Çin’in en büyük ve en eski camisi olan Xi’an Ulu Camii’ne ev sahipliği yapıyor. Yapımına 742 yılında (Tnag Hanedanı döneminde) başlanan ve tarihin farklı dönemlerinde eklemeler yapılan camii, bu özelliği ile tarih turizmi açısından önemli bir yere sahip. Yirminin üzerinde bina inşa edilmiş 5 avlusu bulunan ve 12.000 m2’lik bir alan üzerine bina edilmiş camii, bu yapısı ile kompleks bir tarza sahip. Ancak bu camiyi dünya üzerindeki en ilginç ve eşsiz camilerden biri yapan özellikleri bunlar değil.
Camii tamamen ahşaptan ve Çin mimari üslubu ile inşa edilmiş, bu nedenle klasik İslam mimarisinde gördüğümüz kubbe ve minare kısımları bulunmamakta. Caminin en önemli özelliği ise ahşap duvarlarında, her birinin üzerinde Kur’an’dan bir cüz ve altına Çince tercümesi kazınmış 30 ahşap panel bulunuyor. Bu şekilde üzerinde Kur’an-ı Kerim’in tamamı bulunan camii hem ibadet hem de turistik amaçlı ziyaretçilere ev sahipliği yapmakta. Bölgede yaşayan Müslümanlar için önemli bir yaşam ve ticaret merkezi olan Xi’an Camii, Rabbimizin kelamının semaya yükseldiği, her biri benzersiz olan binlerce camiden yalnızca bir tanesi.
Böyle muhteşem yapıların bulunduğu ve Allah’ın eşsiz güzelliklerle donattığı yeryüzünü tanımak bir Müslüman olarak her birimizin vazifesi olsa gerek. Zira okunabildiği takdirde kainatın kendisi de zaten bir kitap değil midir?