İçerikler

Depremi 10 Maddede Tefekkür Etmek

Toplasak sadece birkaç dakikalık sarsıntı ne yazık ki birçoğumuzu acıya, gözyaşına sürükledi. Deprem bölgesinde yaşayan nice kardeşimiz, depremden uzak ama yüreği o bölgede atan nice insanımız var. Bizler de bu acılı yüreklere eşlik etmek, sözün gücünü hissetmek niyetiyle “Depremi Tefekkür Etmek” yazısını hazırladık

1.Gaflet Uykusundan Uyanmak

gaflet uykusundan uyanmak

Gaflet kelime anlamıyla bir şeyin gerekliliği ortada iken bunun idrak edilememesidir. İnsanın gaflet içerisinde olup, asıl âlemini unutması ahirette pişmanlık uyandıracaktır. Nitekim Yüce Rabbimiz ’de ayetlerinde sık sık bunu bizleri hatırlatmıştır.

Gönülden yalvararak, korku ile ve yüksek olmayan bir sesle, sabah ve akşam Rabbini zikret. Sakın gafillerden olma! (7/A’râf 205)

Bugün bedenini kurtaracağız ki sonradan gelenlere ibret olasın. Şüphesiz ki, insanların büyük çoğunluğu ayetlerimizden gafildir. (10/Yûnus 92)

Yukarıda belirtilen ayetlerden de anlaşılacağı üzere gaflete düşmememiz vurgulanmıştır. Düşünen kalp, ibret alan göz ve aklıselim olmak… Kalbimiz mutmain olmalı ve düşünmeli, aklımız da etkin olmalıdır. Akıl, düşünce ve ibret almak bizlerin temel dayanağı olmalıdır.

2.Değerli Olanın Değerini Yitirmesi

Ne zaman değerini yitirir? Ne zaman “Yahu ne anlamsız takıntılarmış” deriz kendi kendimize? Ne zaman her şey anlamsız gelir? Ne zaman “Keşke hiç kızmasaydım, küsmeseydim, o günler hiç yaşanmasaydı” deriz? Elimizdekini yitirince mi?

Size cennet ehlini haber vereyim mi? Her zayıf ve güçsüz olan kimsedir. Bu kişi bir konuda Allah’a yemin etse Allah onun yeminini boşa çıkarmaz, yerine getirir. Size cehennem ehlini de haber vereyim mi? Her katı kalpli/kaba saba, böbürlenen, kibirli olan kimsedir. (Buhari, Tefsir, 68; Müslim, Cennet, 46.)

Allah cc. mallarımıza veya suretlerimize değil, kalp ve amellerimize önem vermektedir. Allah katında değerli olan bu şekilde zikredilmiştir. Ayrıca kibirden, katı kalpten de sakınılması belirtilmiştir. Değer algılarımızı yeniden gözden geçirebiliriz. Kime karşı katı davrandım? Şu ana kadar benim için ne değerliydi? gibi sorularla kendimizi sorgulayalım, tefekkür edelim.

Her birimizin önemsediği, belki de çokça zikrettiği fakat değeri olmayan noktalarda çaba sarf ettikleri olabilir. Bu kimi zaman birisine küsmek ve bunu çok değerli bir şeymiş gibi ifade etmek olabilir, kimi zaman da sahip olunan ev eşyası olabilir. Bu süreç bizlere aslında gözümüzde çok değerli gibi gözükenin aslında değerini yitirdiğini hatırlattı.

3.Şekvaya Düşmek

Şekvaya Düşmek

Şikâyet ama nasıl? Çok üzüntü anında isyan, kızgınlık duyguları… Bu kızgınlık Allah’a karşı değil bilakis insanların açgözlülüğüne, hırsına, bencilliğine, kaba davranışlarına, insanların zararına isyan. Bu kızgınlık doğal fakat ölçüsü önemli… Kızgınlığı da ölçülü ve doğru mecralarda kullanmamız lazım. Bu duygular bize lazım yeter ki doğru ve yerinde kullanalım.

Her bir duygu bize boşuna verilmemiştir. Örneğin öfke duygusu kimi zaman çok kötüymüş gibi lanse edilir. Fakat Hz. Ömer’in (r.a) hayatına bakalım. Öfkeli bir fıtrata sahipti ancak öfkesini doğru yere yönlendirmişti. Duygular ve fıtratlar farklıdır. Önemli olan itidaldir. Fıtrat noktasında da karşımızdakinin fıtratını kabul etmeliyiz, saygı duymalıyız. Çünkü fıtrata saygı fıtratı yaratana saygıdır.

4.Ömrü Tüketmek

ömrü tüketmek

Ömrümüzü ne için harcıyoruz? Ne için tüketiyoruz? Vakit kıymetli, peki bizler bu vakti nasıl tüketiyoruz?

Ahireti bu dünyada kazanacağız. Her şey ahiretle ilgili bilincini düşündüğümüzde sorumluluk duygusunu yüklenmeye başlıyoruz. Dünyada yaptıklarımız bizim ahiretimizi inşa etmektedir.

İyi bir Müslüman olmanın yolu Kur’an ve Hz. Muhammed’e uymaktan geçer. Kur’an insanı tefekküre teşvik eder. İnsanın maneviyat âlemini aydınlatır. Ömrün de aydınlatılmasında yol göstericidir, o halde ömrü nasıl idame edeceğimizin tefekkürünü Kur’an ile yapabiliriz.

Gerçekten bu Kur’an, insanları en doğru yola götürür. (İsrâ, 17/9)

5.Kulluk Bilincini Oluşturmak

Allah’a layık bir kul olmak… Allah tasavvurumuz sağlam mı, Rabbimizi ne kadar tanıyoruz? Takva sahibi miyiz? Allah’ın azabına uğramaktan korkup ona yakınlığı kaybetmekten çekiniyor muyuz?

Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki sakınasınız.(Bakara,21)

Bana ne oluyor ki, beni yaratana kulluk etmeyecekmişim? Siz O’na döndürüleceksiniz. (Yasin,22)

İşi düzgün yapmak farzsa, bu işi düzgün yapmak için öğrenmek de de farzdır. Takva, helal, haram, ahlak, adap nedir bu noktada bilgilenmeliyiz.  Kul bir iş yapıldığı zaman Allah o işin en güzel şekilde yapılmasını ister. Güzel şeyler yapmak, en iyi şekilde yapmak ile mükellefiz.

6.Ölüm Gerçeği ile Yüzleşmek

ölüm gerçeği ile yüzleşmek

Ölüm her daim yanımızda… Bazen bir haber alıyoruz, ‘Ya Allah rahmet eylesin.’ diyoruz, hiç beklemiyoruz belki de. Sahi, hazırlanıyor muyuz ölüme?

Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir. (Al-i İmran Suresi, 185)

Senden önce hiçbir beşere ölümsüzlüğü vermedik; şimdi sen ölürsen onlar ölümsüz mü kalacaklar? (Enbiya Suresi, 34)

7.İmtihana Hazırlanmak

Dünya hayatı güzellik ve iyilik ile dolu değildir. Burası imtihan yeridir, sınavdayız. Kötülük kavramının varlığına, zorluklar yaşayacağımızın bilincinde ve zihnen hazır olmak gerekir. Bu var olan bir durumdur. Hayatta zorlanacağımız, belki de kriz durumlarımız olacak. Yeryüzünde kötülük gözükenler neden var, niçin yaratıldı bu sorulara kendimizi zihnen hazırlamalıyız.

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.(Bakara,155)

İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?(Ankebut,2)

Ayetlerle de desteklendiği üzere Rabbimiz bizi birçok şey ile imtihan edeceğini izah etmiştir. O halde başımıza zorlular geleceği bilincinde olmak, kabul etmek zor anlarla karşılaştığımızda daha sağlam tepkiler verebilmemizi destekleyecektir inşallah. Tabii ki önce tedbir daha sonra takdir ve teslim olmanın önemini bir kere daha düşünmemiz gerekmektedir.

8.İbret Almak

Efendimiz bu devirde yaşasaydı nasıl tepki verirdi, afet olduğunda yaşamış olsaydı ne derdi düşünelim.

Şüphesiz bunda ilâhî kudret ve azameti gösteren apaçık bir delil, bir işaret vardır. Ama insanların çoğu yine de iman etmez. (Şuara,8)


Biz onları gerçek bir sebep ve hikmete bağlı olarak yarattık. Ne var ki insanların çoğu bunu bilmez.(Duhan, 39)

İnsan yaşamında bir kez olsun şu soruyu sormalı ve cevap vermelidir: Sahip olduğum her şeyi yitirdiğimde beni ayakta tutacak olan şey nedir? (İhsan Fazlıoğlu) Bunu hayatımızda en azından bir kere olsun düşünmeliyiz.

9.İnsanlığımızı Unutmamak

insanlığı unutmamak

İnsan olmak… Yaratılmış ile aramızı düzeltmeden Yaradan ile yakın olamayız. Yaratılmışa merhamet etmeden Yaradan’dan merhamet göremeyiz. Yaratılmışı sahiplenmeden Yaradan’ın sahiplenmesini bekleyemeyiz. Yol haritası net aslında! Kalbimizin rengi sevgi, yüreğimizin yükü merhamet olacak ki akıbetimiz cennet olsun.

10.Tevbe ve İstiğfar

Günahkârız, hatalarımız var çokça. İstiğfarı unutmamalı, pişmanlıkla Rabbimize yakarmalıyız.

Allah’tan bağışlanma dile! Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayıcıdır ve çok merhametlidir.  (Nisa,106)


Öyleyse, hâlâ samimi bir tevbe ile Allah’a dönüp, O’ndan kendilerini bağışlamasını istemeyecekler mi? Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. (Maide,74)

Kaldıramayacağımız yükler aldık. Yükümüzü gemiye bırakma vakti. Rabbim ruhlarımıza inşirah, zihinlerimize feraset, akıllarımıza marifet ve davranışlarımıza basiret nasip etsin.

Tavsiye bir içerik olarak Vaize Fatma Hanım’ın “Deprem Kuşağında Müslüman Olmak” videosunu sizlere sunuyorum.

Farkındalık ve dua temennisiyle…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu