Davet-TebliğEndonezyaHaberlerHidayet Öyküleri

Dünyanın Diğer Bir Ucundan Yolumuzu Aydınlatan 300 Meşale

Meşale ne işe yarar? Bize kaybettiğimiz yolumuzu, varacağımız hedefi hatırlatır ve yolumuzu aydınlatarak bu yolda sağlam adımlarla yürümemizi sağlar. Bizim bu günlerde ümmet olarak unuttuğumuz ve kaybettiğimiz yol olan İslam yolunu bulmak için meşalelere ihtiyacımız var. Şimdiki haberimizde ise hep beraber düşünüp yolumuzu aydınlatmaya çalışacağız.

Öncelikle kaybettiğimiz yolumuzun başını biraz hatırlayalım. İslam dini zengin ile fakiri, güçlü ile güçsüzü, beyaz ile siyahı ayırmaz, hepsini eşit tutar. Namaz vakti gelince ayrım yapmadan herkes omuz omuza namaza durur. Hac zamanı hepsi tek bir ihramla tavaf yapar, şeytan taşlar. İslam’da üstünlük ancak takvadadır. Eğer İslam ayrımcılık yapsaydı nasip olur muydu hiç bir köle olan siyahi ve fakir Bilal-i Habeşi’ye “Allah birdir” demek, dururken Ebu Cehil ve Ebu Leheb. Bizler bu yola nasipli başlayanlardanız çünkü farklı bir yoldan bu yola girmedik zaten bu yolun içinde doğduk. Böyle bir nimete ise şükür değil de nankörlük ederek karşılık veriyoruz. Ve şimdi biz rahat ve konforlu hayatlarımızda Allah’ı sadece zor zamanımızda hatırlarken ve O’na ibadette tembellik ederken dünyevi meşgalelerimizi onun önüne koyma gafletinde bulunurken dünyanın diğer bir ucunda dünyadaki gelişmelerden habersiz bir grup insanın İslam’ı seçişinin hikayesini göreceğiz hep beraber.

Animizm’den İslamiyet’e

Sulawesi
Sulawesi

Haberimiz dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusunun bulunduğu ülke olan ve aynı zamanda dünyanın en kalabalık 4. ülkesi konumunda olan Endonezya’dan. Binlerce irili ufaklı adadan oluşmakta olan Endonezya’da nüfusun %87’sini Müslümanlar oluşturmaktadır. Geçtiğimiz günlerde ülkedeki büyük adalardan biri olan Sulawesi Adası’nda Animizm inancını benimseyen ve adada yaşamını sürdürün kabilelerden biri olan Tau Taa Wana kabilesine mensup 300 kadar insan önceden inançları olan Animizm dinini terk ederek İslam’ı seçti.

Adadaki Al-Furkan Camii’nde düzenlenen bir törenle kelime-i şehadet getirerek Müslüman olan bu 300 kişinin bulunduğu kabileye mensup olanların çoğu gariptir ki Endonezceyi bilmemekte. Yaklaşık 8000 yıldır bu bölgede bulunan kabile kendilerine ait bir dil olan Pamona dilini konuşuyor. Daha yaşadıkları ülkenin ana dilini bile bilmeyen, dünyanın bir ucunda bir adada dış dünyadan habersiz kendi hallerinde yaşamlarını idame ettiren bir kabilenin içindeki 300 kişinin bu kadar olumsuzluklar içerisinde hak din olan İslam’ı bulup, öğrenip seçmesi bizim bunca nimet içindeyken yaptığımız nankörlüğümüzü yüzümüze vuruyor. Ve İslam ise yine yüceliğini ve evrenselliğini, hak din olduğunu bizlere gösteriyor. Çünkü başta dediğimiz gibi İslam nasıl 1400 yıl önce dönemin tanınmış zengin kişileri dururken köle olan Bilal-i Habeşi’ye nasip olduysa bugün de yine zengin-fakir, hür-köle ayrımı yapmadan Endonezya’nın bir adasında bulunan bir kabiledeki 300 kişiye nasip oluyor. Ve bu 300 Müslüman bizlere yolumuzu hatırlatan birer meşale oluyor. Allah bizi bu yolda meşaleyle yolunu bulanlardan ve dahi arkadan gelenlere bir meşale misali yol gösterici olanlardan eylesin. Selametle..

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu