Endülüs’te Sosyal Hayat
Endülüs’te Sosyal Hayat başlığıyla ele aldığımız bu yazımızda öncelikle Endülüs toplumunun yapısını inceleyeceğiz. Endülüs halkının hangi ırk ve dine sahip olduklarını ele aldıktan sonra toplumun sosyal hayatı üzerinde duracağız. Endülüslülerin ev ve aile hayatından, mutfak kültüründen ve temizlik anlayışından bahsedeceğiz. Ayrıca bu insanların giyim kuşam kültürü ve eğlence anlayışlarının da üzerinde duracağız.
Yaklaşık sekiz asır Müslümanların hakimiyetinde bulunan Endülüs hem İslam tarihinde hem de Avrupa tarihinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Pek çok farklı dinî ve kültürel unsuru içinde barındıran Endülüs sahip olduğu özellikler bakımından diğer çok dinli ve çok milletli kültürlerden farklılık arz etmektedir. Çünkü Endülüs dinî ve etnik kimliğine bakılmaksızın hakimiyeti altında yaşayan herkesin huzur ve güven içinde bir arada yaşamasına imkân sağlamıştır. Bu nedenle Endülüs’te aile hayatından, mutfak kültürlerine ve giyim kuşamlarına kadar sosyal hayatın oldukça renkli olduğu görülmektedir.
Endülüs Halkı
Endülüs toplumunun en önemli özelliklerinden birisi, farklı dini ve etnik unsurları içinde barındırmış olmasıdır. Dışarıdan gelenler ve yerli halk şeklinde ikiye ayırabileceğimiz etnik unsurlarda yerli halkı İberler, Romalılar ve Vizigotların karışımından oluşan İspanyol halkı temsil ederken dışarıdan gelenleri ise fetihten sonra bölgeye intikal eden Araplar, Berberiler, Saklebîler ve Sudanlılar oluşturmaktadır. Bölgede meskûn olan Yahudi ve Hristiyan halka Müslümanların katılmasıyla Endülüs coğrafyası pek çok çeşitliliği içinde barındırmaya başlamıştır. Müslüman idarecilerin uyguladığı hoşgörü politikası nedeniyle bu farklı unsurlar yaklaşık sekiz asır boyunca bir arada huzur ve barış içinde yaşamıştır. Bu ise Endülüs’te bir arada yaşama kültürü olan Convivencia‘yı doğurmuştur. Bir arada yaşayan bu farklı unsurlar hayatın pek çok alanında birbirleriyle etkileşim halinde bulunarak içinde her kültürden bir nüvenin bulunduğu özgün bir kültür meydana getirmişlerdir.
Endülüs’te Ev-Aile
Endülüs evlerinin dışarıdan oldukça sade bir görünüme sahip olması nedeniyle evin dış görünüşü ev sahibinin sosyo-ekonomik durumunun anlaşılmasına engel teşkil etmiştir. Çoğu iki katlı olan evlerin içinde genelde bir avlu bulunurdu. Avlunun içinde ise ev sahibinin ekonomik durumuna göre küçük bir havuz veya kuyu yer alırdı. Bu avlularda çiçekler, çim şeritleri hatta fıskiyeler olurdu. Ev işlerinin görüldüğü ve ailenin toplandığı yer olması bakımından avlu merkezî bir öneme sahipti. Endülüs toplumunda dede-nine, anne-baba ve çocukların tek çatı altında yaşadığı geniş aile tipi hakimdi. Endülüs’te Müslüman erkeklerin Hristiyan kadınlarıyla evlenmesine sık rastlanmasına karşın dinen uygun bulunmamasına rağmen Müslüman kadınların Hristiyan erkeklerle evlendiği de olmuştur. Endülüs toplumunda tek eşliliğin temel kabul edildiği ve çocuk sayısının genelde az olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte hükümdarların ve soylu ailelerin erkeklerinde ekonomik gerekliliği yerine getirebilecek durumda oldukları için çok eşlilik de mevcuttur. Endülüslü kadınların ise İslam coğrafyasındaki diğer devletlere ve Avrupa’ya göre özgürlük alanları oldukça geniştir. Hayatın pek çok alanında etkin olan Endülüslü kadınlar dini, ilmi, edebi meclislere katılmış, kültürel ve entelektüel faaliyetlerde bulunmuşlardır. Neticede Endülüslü kadınların iyi eğitim alan, kendini dış dünyada ifade edebilen ve meslek sahibi olabilen saygın insanlar olduğu görülmüştür.
Endülüs’te Mutfak Kültürü
Endülüs mutfağında Doğu ve Mağrib etkisinin oldukça derin olduğu görülmüştür. Zamanla yerli unsurları da içine alan Endülüs mutfağı zengin bir birikime sahip olmuştur. Bölgeye sonradan gelen farklı kültürden insanlar ise Endülüs mutfağını daha da zenginleştirmiştir. Böylece Endülüs tamamen özgün ve zengin bir mutfak kültürüne sahip olmuştur. Endülüs mutfağını etkileyen en önemli isim ise Ziryab olmuştur. Ziryab, Bağdat mutfağını Endülüs’e getirmekle kalmamış aynı zamanda yemek pişirme usulleri, sofra düzeni ve tabakların kullanımı gibi konularda da pek çok yenilik getirmiştir.
Endülüs’te Giyim-Kuşam
Endülüs’te kadın ve erkeklerin kıyafetleri genellikle aynı isimde olup şeklen de benzerlik göstermektedir. Endülüslüler keten veya pamuk kumaştan kamış adında bir gömlek ve kemerle bele bağlanan bir pantolon veya ikisinin de yerine geçen bir entari giyerlerdi. Ayrıca entarinin üzerine gilâle adında kumaş bir gömlek giyerlerdi. Kış mevsiminde ise bunların üzerine palto-manto (mahşuv-mihşa) giyilirdi. Kadınlar ayrıca çarşafı andıran milhafe isimli manto ile örtünürlerdi. Kadın ve erkekler arasındaki en belirgin farklılıkları oluşturan parça ise başa konulan örtü ve fesler olmuştur. Erkeklerin başı ya açık olurdu ya da kufiye denilen külah veya şasiye denilen keçe bir başlık kullanırlardı. Kadınlar ise başlarını önce bez parçasıyla sarıp sonra geniş bir başörtüsü örterlerdi. Endülüs mutfağına katkılarından bahsedilen Ziryab, giyim-kuşam ve moda alanında da Endülüs’teki değişikliklerin öncüsü olmuştur.
Endülüs’te Temizlik Anlayışı
Endülüslülerin en temel özelliklerinden biri temizlik anlayışlarıdır. Öyle ki Endülüslüler hakkında Allah’ın kulları arasında giyim kuşamları, ev eşyaları ve diğer hususlarda temizliğe en fazla dikkat edenler olduğu ifade edilir. Onlardan sadece günlük yemek almaya yetecek parası olan bile o gün oruç tutar ama temizlik için sabun almayı tercih eder, denmiştir. Asla göze hoş gelmeyen bir görüntü ile toplum içinde bulunmadıklarına dikkat çekilir. Yalnızca kişisel temizlikleri değil yaşadıkları yerlerin, sokakların, çarşı pazarların gezdikleri yerlerin ve nehir kenarlarının da temizliğine özellikle dikkat etmişlerdir. Ayrıca devlet görevlisi olan muhtesibin görevlerinden biri de bu mekanların temiz tutulmasını sağlamaktı. Endülüs’te kişisel temizlik alanlarından olan hamamların oldukça yaygın olması da Endülüs halkının temizliğe verdiği önemi göstermektedir.
Endülüs’te Eğlence
Endülüs’te halkın eğlenme amaçlı yaptığı birtakım şenlikler bulunmaktaydı. Endülüslüler her sene Mihricân, Nevruz ve Asîr adı verilen üç ayrı şenlik düzenlerlerdi. Mihricân şenliğine Müslümanların yanı sıra zımmî Hristiyanlar yani Müsta’ribler de katılır ve birbirleriyle hediyeleşirlerdi. Bununla birlikte at ve şiir yarışmaları düzenlenirdi. Nevruz şenliği ise ilkbahardan yaza geçişte benzer şekilde kutlanırdı. Asîr şenliğinde aileler hep birlikte bağlara gidip üzüm toplarken bir taraftan da şarkı söyleyip dans ederlerdi. Endülüs’te aynı zamanda eğlence amaçlı bazı oyunlar ve yarışlar düzenlenmiştir. Savaş oyunlarının yanında binicilik, boğa güreşleri ve bizdeki cirit oyununu andıran bazı oyunlar oynarlardı. Ayrıca satranç, tavla gibi oyunlar Endülüs’te oldukça yaygınlaşan oyunlardandı.
Sonuç olarak farklı etnik ve dine sahip insanların bir arada yaşayabildiği en güzel örneği teşkil eden Endülüs’ün bu etkileşim neticesinde zengin, kendine has bir kültür oluşturmayı başardığını söyleyebiliriz. Giyim kuşamdan mutfak kültürüne kadar birçok alanda özgün olmayı başaran Endülüs toplumu, eşsiz olan Endülüs medeniyetinin temelini oluşturmuş ve yıllarca adından söz ettirmiştir.
Kaynakça:
- Çınar, Fatma Merve. ”Endülüslü Kadınlar”. Derin Tarih Özel Sayı 4 (Kasım 2015), 32-37.
- Özdemir, Mehmet. ”Endülüs”, TDV İslâm Ansiklopedisi. 11/211-225. İstanbul: TDV Yayınları, 1995.
- Özdemir, Mehmet. Endülüs Müslümanları: Kültür ve Medeniyet, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, VI. Basım, 2021.
- Şanal, Enes. Convivencia: Endülüs’te Bir Arada Yaşama Kültürü. İzmir: Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2018.
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunuyum. Aynı fakültede İslam tarihinden yüksek lisans yapıyorum. Sanatı ve fotoğraf çekmeyi seviyorum.