Endülüs’ün İlk Müslüman Filozofu: İbn Bacce
Bu hafta İslam Filozofları açısından önem taşıyan bir filozof inceliyoruz, Müslümanların ilk filozofu İbn Bacce… İslam düşünürleri hakkında konuştuğumuz seride genel olarak Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerinde yetişen ve yine o bölgelerde faaliyet gösteren filozoflarımızı incelemiştik. Bu haftaki yazı ile birlikte rotamızı Avrupa’ya, bir Güneybatı Avrupa ülkesi olan İspanya’ya çeviriyoruz. 711 yılında ünlü Emevi komutanı Tarık bin Ziyad’ın İspanya’yı denizden kuşatarak fethetmesiyle birlikte bu bölge İslam hakimiyeti altında bulunduğu süre boyunca Endülüs olarak anılmıştır.
İslam bilim, düşünce, kültür, mimari ve sanatının doruk noktalarının yaşandığı, en kıymetli eserlerinin verildiği bir dönem olan Endülüs İslam Medeniyeti’nin ihtişamlı kalıntıları bugün bile görenleri kendine hayran bırakmaktadır. Biz de bugün Endülüs’ün ilk Müslüman filozofu olarak bilinen, yıllar sürecek bir geleneğin başlangıcı olarak kabul edilen İbn Bacce hakkında konuşacağız.
İbn Bacce Hayatı ve Şahsiyeti
Endülüs’ün kuzeyinde bulunan Sarakusta bölgesinde (günümüzde Zaragoza olarak bilinir) 1077 yılında doğduğu tahmin edilmektedir. İslam literatüründe İbnü’s-Saiğ olarak da tanınan filozof, batıda Avempace adıyla bilinmektedir. Ailesi ve soyu hakkında pek bilginin bulunmadığı İbn Bacce’nin Arap asıllı olduğu bilinmektedir. Çocukluk ve gençlik yıllarını doğduğu şehir Sarakusta’da geçiren İbn Bacce, ilme ve felsefeye büyük önem veren Hûdîler Devleti’nin yönetimi altında olan bu şehirde kaliteli bir eğitim almış ve temelini burada oluşturmuştur. Döneme ait bir belgede onun henüz genç yaştayken dönemin meşhur alimleriyle yaptığı münakaşalarda başarılı olduğunun yazması, onun ilmi ve fikri donanımını bizlere göstermektedir.
Sarakusta’nın, Hûdîleri alt eden Murabıtların eline geçmesi üzerine atanan vali İbn Tifelvit ile yakın dostluklar kuran İbn Bacce, bu dostluk neticesinde vezirlik görevine getirildi. Vezirliği sürecindeki bazı başarısızlıklarından dolayı birkaç ay hapis yattıktan sonra hapisten İbn Rüşd’ün babası (diğer bir rivayete göre dedesi) sayesinde kurtuldu. Sarakusta’nın Hristiyan istilasına uğraması sonucunda buradan ayrılan İbn Bacce’nin doğduğu ve gençlik yıllarını geçirdiği yere bir daha dönmediği tahmin edilmektedir. Öncelikle bir Endülüs şehri Belensiye’ye (Valencia) giden Bacce burada zındıklık ithamıyla bir süre hapis yatsa da sonrasında asılsız olduğu anlaşılmış ve serbest bırakılmıştır. Kendisinin ne kadar olduğu tam bilinmeyen bu hapis sürecinde geometri alanında çalışmalar yaptığı bilinmektedir.
Filozofluğunun yanında siyaset, tıp ve musiki gibi alanlarda da maharetli olan İbn Bacce, hapis hayatından sonra Mağrib’e gitmiş, burada uzun süre vezirlik ve saray tabipliği yapmış, felsefe, musiki gibi alanlarda dersler vermiştir. İbn Bacce, sıkıntılı ve tehlikelerle dolu bir hayat yaşamıştır. Hem avamın hem de dönemin eğitimli kişilerinin kendisine muhalif olduğu ve ona zarar vermek hatta öldürmek için planların yapıldığı bilinmektedir. Nitekim İbn Bacce’nin ölümünün saraydaki bazı ilim adamlarının çeşitli entrikaları sonucunda zehirlenme sonucu olduğu iddia edilmektedir. Saray doktorlarının, kendisi de başarılı bir tabip olan İbn Bacce’yi çekememezliği ve ölüme terk etmeleri sonucunda öldüğü de rivayetler arasındadır.
Felsefi Görüş ve Eserleri
Felsefe ve dini bilgisinin yanında (kendisi aynı zamanda bir hafızdı) matematik, geometri, fizik, astronomi gibi bilimin çeşitli dallarında da birikimi ve eserleri olan İbn Bacce’nin bu saydıklarımız dışında bambaşka bir yönü daha vardır. Kendisi çok iyi bir şair ve musikişinastır. Öyle ki kendisine muhalif olan alimler bu konuda onun üstünlüğünü kabul etmiş ve takdir etmişlerdir. Sosyoloji biliminin kurucusu kabul edilen ve çok önemli bir filozof olan İbn Haldun da Mukaddime adlı eserinde onun şairliğine övgüler dizmiştir. Hatta bazı kaynaklar onun müzik alanındaki ününün filozofluğundan daha fazla olduğunu söylese de bu iddiayı destekleyecek yeterli miktarda eseri günümüze ulaşmamıştır.
Hayatı boyunca içinde bulunduğu ortam felsefi literatür açısından zengin bir mirasa sahipti. Hem Antik Yunan filozoflarının tercüme eserlerini hem de kendinden önceki doğulu Müslüman filozofların eser ve şerhlerini karşılaştırmalı olarak okuma fırsatı buldu. Felsefesini o eserlerden edindiği ilkeler üzerine temellendiren İbn Bacce’nin İslam filozofları arasında en çok etkilendiği ve görüşlerini benimsediği filozof Fârâbî’dir. Kendisi Fârâbî’yi sadece okumakla kalmamış aynı zamanda onun bazı eserlerine şerhler de yazmıştır. İbn Bacce, klasik bir Orta Çağ filozofu gibi felsefenin neredeyse bütün alanlarına ilgi duymuş olsa da onun hem İslam hem de Hristiyan Batı dünyasında ilgi görmesinin sebebi tabiat felsefesi alanındaki çalışmaları ve bu alana getirdiği yeni yorumlarıdır. Yapılan bir çok araştırma, filozofun özellikle hareket ve dinamik konusunda ileri sürdüğü görüşlerin modern fiziğin kuruluş aşamasına büyük katkılar sağladığını göstermektedir.
Hepsi birbirinden değerli filozoflarımızı ve alimlerimizi anlayabilmek ve örnek alabilmek ümidiyle.
İbn Bacce’yi Tanımak İçin;
- Kitabu’n Nefs – İbn Bacce – Elis Yayınları (Kitap)
- İbn Bacce’nin Nefs Anlayışı – Bayram Tamtürk (Makale)
Referans Aldığımız Kaynaklar
- https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-bacce
- https://islamansiklopedisi.org.tr/endulus
- http://earsiv.hitit.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11491/5754/bayram-tamturk2020.pdf?sequence=1&isAllowed=y
- http://www.isam.org.tr/index.cfm?fuseaction=objects2.detail_content&cid=962