Gerçek Zenginliğin Peşinde Bir Hayat: Ali Banat
Ardında sadaka-i cariye olarak cami, okul, hastane, sağlık merkezleri bırakan, “Dünyadan ayrılırken hiçbir şeyim olmasın istiyorum” diyen, 29 Mayıs 2018’de hayatını kaybeden “Müslüman Milyarder”: Ali Banat.
16 Şubat 1982 yılında Avustralya’nın Sydney şehrinde doğmuş ve büyümüş olan bu genç adam 2015 Ekim’e kadar oldukça gösterişli bir hayat sürüyordu; öyle ki milyonlarca dolar değerinde arabalar, birbirinden pahalı gözlükler ve ışıltılı taşlarla kaplı takılar, dünyanın en pahalı markalarından ayakkabı koleksiyonları ve nicesi. Ve şimdi 2015 yılı Ekim ayına gidelim.
Konulan 4. aşama kanser teşhisinden sonra ve doktorların söylemine göre bir yıldan daha az bir ömrünün kaldığını öğrenen Ali için, sahip olduğu tüm zenginlik, mal ve mülk bir anda tüm anlamını yitirir. Bu haberin ardından gösterişli hayatını yeniden gözden geçirme kararı alır ve kısa süre içerisinde şirketlerini satar. Arabalarından, koleksiyonunu yaptığı saatlerinden, kıyafetlerinden kurtulması ardından da mal varlığını yurtdışındaki ihtiyaç sahibi insanlara dağıtır ve şunları ekler:
MATW Projesi
Banat, hastalığını öğrendikten yaklaşık iki ay sonra Batı Afrika ülkesi olan Togo’ya gider. İlk durağı olan Togo’daki yoksulluk kendisini derinden etkiler. Diğer Afrika ülkelerinde de aynı durumla karşılaşınca Avustralya’ya dönüşte tüm yardım faaliyetlerini koordine etmek için ‘Dünya Üzerindeki Müslümanlar Projesi’ adında (Muslims Around the World MATW) bir yardım projesi başlatmaya karar verir. Kurduğu MATW kurumu ile Togo, Gana ve Burkina Faso da dahil olmak üzere sayısız yerde binlerce insana yardım ulaştırır.
Organizasyon vesilesiyle Togo’da 200 dul kadının aileleriyle ikamet edebileceği bir köy inşası, 600 yetimin okuyacağı bir yatılı okul, yerel halk için küçük bir hastane ve sağlık merkezi gibi projelere imza atılır. Ali’nin kurduğu MATW, halen arkasında bıraktığı insanlar tarafından yürütülmeye devam ediyor. Kuruma destek veren Müslüman olan olmayan birçok kişi Ali Banat’ın yaptığı iyi işleri ve hayatını anıyor.
Milyonlarca dolar değerindeki Ferrarisi’ne baktığında “Buna sahip olmaktansa vallahi yoksul bir çocuğun bir çift terlik ile gülümsemesini görmek benim için daha değerli” ifadesini kullanıyor. Güçlü tutkularımızın olduğu bu çağda bu cümlesi ile birden Nurettin Topçu’nun “Ahlak” kitabındaki şu ifadelerinde buluyoruz birden kendimizi:
Allah’ın Hediyesi
Ali, bizce bu kadar zor bir hastalığı hiçbir zaman dert olarak görmedi bile. Aksine hastalığını, yaşantısını ve kendisini değiştirmesi için Allah’tan gelen bir “hediye” olarak değerlendirdi:
Kanser sayesinde farkındalığının arttığına şükreder ifadeyle şunları ekliyor: “Kanser her şeyi fark etmemi sağladı. Temiz havayı solumak gibi, en ufak bir hediyeyi bile…”
“Bu Hayat Geçip Gidiyor”
Kanser teşhisinin ardından geçen yaklaşık 3 yıldaki yardım faaliyetleri devam ederken tedavisi de devam ediyordu kendisinin. Bu 3 yılın sonlarına doğru 36 yaşındaki Banat’ın vücudu kanserle mücadeleye yenik düştü ve hastaneye yatmak zorunda kaldı. Yardım faaliyetlerini uzaktan takip ederken bir yandan da sosyal medya ile insanlara “gerçek zenginliğin” peşinden koşmaları gerektiğini öğütleyen videolar yayınlamaya devam etti. 29 Mayıs 2018’de hayatını kaybeden Ali Banat’ın ardından mücadelesi, örnek hayatı, hayatına dokunduğu binlerce kişi ve son veda konuşmasındaki o nasihatler kaldı:
Kendisi için kendini arayan bir gıda mühendisi. Henüz bulabilmiş değil ancak bir müddet bulunduğu bu dünyadan güzel bir hikayeyle ayrılmak istiyor.