Gönül Dolu Bir Yolculuk: Yeryüzü Doktorları
Hepimiz imtihan oluyoruz, kimimiz varlıkla kimimiz yoklukla. Kimileri yokluğun ötesinde yaşam mücadelesi verme durumunda. Bu makası kapatmak için mazlum insanların yardımına koşmak da hepimizin insani ve İslami görevi. Şükürler olsun ki ülkemizde böyle güzel insanlar ve nadide kurumlar var. İşte bu haberde sizlere bu amaç doğrultusunda yola çıkmış güzel bir ekipten bahsedeceğiz: Yeryüzü Doktorları. Yaptığımız röportajda Yeryüzü Doktorları’nı tanırken aynı zamanda “Biz neler yapabiliriz?” sorusuna da cevap vermiş olacağız.
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Süleyman Furkan Başaran, tıp fakültesi üçüncü sınıf öğrencisiyim, her yıla bir harfin denk geldiğini düşünürsek şu an “dok” oldum 🙂 Genç Yeryüzü Doktorları’nda topluluk başkanıyım.
Doktor olmaya nasıl karar verdiniz?
Aslında ilkokul ya da lise hayatımda böyle bir hayalim yoktu. Çok şükür başarılı bir öğrenciydim ama istediğim şey daha çok Avrupa tarzı bir hayattı. Güzel bir okuldan mezun olup bir şirkette ceo olmak istiyordum ve bu düşüncemi bir gün babama açtım, babam bana asıl hayatın dizilerdeki gibi olmadığını söylediğinde gerçekler yüzüme tokat gibi çarpıldı.
Daha sonra araştırmalarım devam etti ve bir tanıdığımız Çapa’da okuyordu onunla da görüştükten sonra bu mesleğe biraz daha ısındım. Aile büyükleriyle de yaptığım istişarelerde benim bu mesleğe uygun olduğumu söylediler. Ben de bu meslekte aileme, vatanıma, milletime ve dinime en güzel şekilde hizmet edeceğimi düşündüğüm için tercihimi bu yönde kullandım ve tıp eğitimi almaya başladım. Zaten hızlı ve koşuşturmalı bir hayatı da sevdiğim için tam bana göre oldu.
Cevaplarken “dinim için” dediniz, burada bir şey sormak istiyorum. Bu alan aslında insani bir yardım, peki sizin için insani ve İslami yardım iki ayrı şey mi?
Aslında derneğin vizyon ve misyon kısmında da yer aldığı gibi din, dil, ırk gözetmeksizin yapılan yardımlar bunlar, yani dernek çatısı altında baktığımızda insani bir yardım diyebiliriz fakat İslami kısmına gelirsek ben bu duyguyu, mutmainliği kendi içimde yaşıyorum diyebilirim. Bireysel olarak değerlendirirsem ben insani ve İslami yardımı beraber olarak görüyorum ve içimde de bu şekilde hissediyorum.
Okuduğunuz bölüm çok para kazanabileceğiniz, makam mevkiye sahip olabileceğiniz ve insanların “işte doktor yürüyor” diye size imrenerek hitap edecekleri bir bölüm. Durum böyleyken tıp fakültelerinde okuyan öğrencilerin ne kadarı yaptığınız insani yardımları önemsiyor ve katkıda bulunuyor?
Buradaki ablalarım ve abilerimin de söylediği bir söz var: “Yeryüzü doktorluğu, doktorluğun zekatıdır”. Bu sözü de düstur edinerek birinci sınıftan beri bu yola baş koymuştum fakat söylediğiniz gibi birçok arkadaş maddi kaygıları düşünebiliyor. Bana Gine’ye gitme fırsatı nasip oldu ve döndüğümde beni en çok tebrik eden demin bahsettiğim maddi kaygılar taşıyan arkadaşlarımdı. Bu olayla kavradığım şey şuydu: “Para kısmı bir şekilde halloluyor ve insanlar, insani yardım faaliyetlerini gördüklerinde ve hissettikleriyle maddi kısmı bir kenara bırakıp manevi kısma yönelebiliyorlar. Bu konuda aklıma “Bütün uyuyanları uyandırmaya tek bir uyanık yeter” sözü geliyor, ben Gine’den döndüğümde o uyanık olamasam bile olmaya niyet etmiştim ve öyle bir aracı oldum da diyebilirim.
Gittiğinizde sizi en çok ne etkilemişti ve gittiğiniz yerlerde motivasyonunuzu nasıl sağlıyorsunuz?
Oradaki birinci motivasyon kaynağım ebette tebessümdü, bir çocuğun tebessümüne sebep olmak bana her seferinde gönül rahatlığı, tatmin duygusu ve güzel şeyler hissettirdi. Biz buna bilimsel olarak da pozitif geri dönüş diyoruz, vücudumuzda da böyle sistemler var. Siz bir şeyi yaptıkça karşınızdaki mütebessim yüzler artıyor ve siz gözlerinin içi gülen çocukları gördüğünüzde onlara yardım etmeyi, gönüllerine dokunmayı daha da içtenlikle istiyorsunuz. Bu yüzden şunu söyleyebilirim ki bir çocuğun gülümsemesi çektiğimiz tüm sıkıntılara rağmen “iyi ki” dememize vesile oluyor. Bir diğer güzellik ise bir çocuğun koşarak gelip size sarılması 🙂
Şu an birçok kişinin hayalini yaşıyorsunuz, inşallah doktor olacaksınız. Peki, bundan sonra “şu fikre hizmet edebilirim” dediğiniz bir şey var mı ya da başka bir hayaliniz var mı?
Şu anki tecrübelerimden ders çıkararak ileride de tüm dünyaya yardım etmeyi, iyiliği yaymayı istiyorum. İnsan yardım yaptıkça daha fazla yardım yapmak istiyor, ben Gine’ye gittim ama Afrika’da daha gitmediğim 55 ülke var ve hepsi dezavantajlı bölge, hiç ulaşılmayan kentler de var ve oralara da elimizi uzatmamız lazım.
Gine’ye gittiğinizde sıcaklık, yorgunluk dışında sizi en çok zorlayan şey neydi?
Kişisel olarak çok duygusal bir insan olduğum için ayrıca aileme de çok bağlı olduğumdan büyük bir kaygıyla ve “ne yapacağım orada” düşüncesiyle gitmiştim. Ve yaptığım işlerde de “ah anneciğim olsaydı” diye kendi kendime söylendim 🙂 Aileme özlem çekmiştim gittiğim yerlerde fakat aile gibi de bir ekiple gittiğim için hiçbir zaman zorluk çekmedim.
Gine’ye gittiğinizde üçüncü sınıf tıp öğrencisi olduğunuzu söylediniz, peki bilgi birikiminiz orası için yeterli miydi?
Gittiğimde üçüncü sınıf öğrencisi olmam sebebiyle ve çocuklarla da iyi anlaştığımdan dolayı daha çok çocuklarla ilgilenme görevini üstlenmiştim, gerek eğitimleri gerek oyunları konusunda. Zaten ilgilenecek birikimli doktorlarımız vardı maksimum fayda sağlamak için onlar tıbbi yardımları sağladılar.
İlle de doktor olmaya gerek yok!
Üniversiteye ilk geçtiğimde bir masada oturup başka okuldan da öğrencilerle toplantı yapmıştık ve herkes okulunu söylüyordu, sırayla devam ederken birinin iktisat okuyorum dediğini duydum ve çok şaşırmıştım. Ve zamanla gördüm ki grup olarak yaptığımız bilimsel çalışmalar oluyordu, bu esnada da istatistiklere ihtiyacımız oluyordu. Bu konuda da bize yardımcı olan iktisat okuyan arkadaşlarımızdı elbette. Yani demem o ki her alandan insana ihtiyaç var bu çatı altında ve gönülden yapılan her yardıma da Afrika’da ihtiyaç var. Yaşlısı, genci, öğrencisi, çalışanı, doktoru, öğretmeni, işsizi hiç fark etmez. Buradan yapılan küçük bir para yardımı bile çok büyük sonuçlar getirebiliyor. Buradan edilen bir dua ile oradaki bir gönle dokunabilmek veya ufak bir para yardımıyla göremediği için çocuklarına annelik babalık yapamayan insanların gözlerinin açılmasına vesile olmak ayrı ayrı yardım etme şekli. Mesela yapmış olduğunuz bu haber bile insanlara yardım etmenin bir farklı aracı. İnsan her şekilde yardım edebilir, yeter ki gönülden istesin!
Son olarak sizin gibi doktor olmak isteyen insanlara veya sizin gibi güzel işler yapmayı dileyen insanlara neler söylersiniz?
Öncelikle ne yaparsanız yapın ona sevginizi, emeğinizi verin. Çünkü işin hamurunda sevgi ve emek olunca o en güzel şekilde insanlara ulaşıyor. “Aşk ile çalışan yorulmaz” sözünü de burada hatırlatmış olayım. Okuyun, çok okuyun. Dünyayı, coğrafyaları, insanları okuyun. Bol kitap okuyun, ilmin yarısının bilmemek olduğunu bilerek okuyun. Ve araştırın. Arakan krizi denildiğinde TV veya sosyal medyada görünen halini değil gerçek yüzünü bilin, öğrenin. Araştırmak, sorgulamak, bilinçlenmek en büyük görevimiz.
Yeryüzü doktorluğu ve şiir yazarlığı yolunda öğrenci
Gönlünüze, yüreğinize sağlık böyle güzellikleri gözler önüne serdiniz. Belki de başkalarına umut olacak insanların kalbinde küçük de olsa bir filiz oldunuz..