Gülerken Düşündüren Suriyesiz Suriyeli İle Röportaj
Birçok yerde Türkiye’den bahsederken mozaik kelimesinin kullanıldığını görmüşsünüzdür. Mozaik, türlü renklerde küçük taşların bir araya gelmesinden oluşan sanat işine denir. Yani Türkiye, farklı renklerde, dillerde, etnik gruplardaki birçok insanın birleşiminden oluşur. Bu güzel benzetmeyi yazılarımızda ve televizyon programlarımızda sıkça kullansak da özellikle son zamanlarda ülkemizde ırkçılığın tırmanışta olduğunu görüyoruz. Özellikle Suriyeli mültecilere karşı kullanılan dil ve tavırlar her geçen gün daha kaba ve sert hale geliyor. Kullanılan dilin yanında Suriyelilerin medyadaki temsili de onları yansıtmayacak biçimde. Bu olumsuz durumu gören bir grup arkadaş bir şeyler yapmaya karar vermiş. Eğer her şey medyadan yürüyorsa biz de medya üzerinden bir işe girişelim demişler. Ve bunu da bilgi vererek değil; mizahla, sanatla ve çizgilerle yapmaya karar vermişler. Instagram’daki @suriyesizsuriyeli hesabının hikayesini dinliyorsunuz! Türk ve Suriyeli gençlerden oluşan ekip, sadece ismiyle bile bizi saatlerce düşündürecek bir projeye imza atmış. Instagram profillerine rastlayıp tek tek tüm paylaşımlarını beğendikten sonra bu “iyi iş”i daha çok kişinin öğrenmesini istedik. Bu yüzden Bi’ Dünya Haber’de, başka hiçbir yerde okuyamayacağınız bir röportaj hazırladık! İşte karşınızda @suriyesizsuriyeli Abdulkerim’in hikayesi:
@suriyesizsuriyeli hesabı her açıdan çok güzel ve ilgi çekici bir proje. Bu işe başlamaya nasıl karar verdiniz? Ayrıca “Suriyesiz Suriyeli” ismine karar verme hikayenizi de merak ediyoruz.
Güzel sözleriniz için teşekkür ederiz. Sayfayı yöneten Suriyeli ve Türk bir ekip olarak çalışıyoruz. Günlük hayatımızda doğru bildiklerimizi anlatmaya, paylaşmaya çalışsak da sosyal medyanın çok farklı bir gücü var. Daha kolay şekilde ulaşabileceğimiz bir kitle var orada. Bir kere kendini daha rahat ve planlı şekilde ifade imkanı var. Bir mesajı taşıma imkanı var.
İlk hedefimiz insanlara ulaşmak için sosyal medyayı kullanmaktı. Daha önce Suriyelilerin, mültecilerin yaşadıkları sıkıntılardan yola çıkarak ırkçılığa karşı da tavrı olan bir sosyal medya işi yaptık. Haber ve kültür konulu bir sayfamız vardı. Ama insanlara istediğimiz ölçüde ulaşamadık. Mizah güçlü bir araç, bunu kullanmak istedik. Başlama hikayemiz bu şekilde aslında, anlatmak istediğimiz şeyler var ve başarısız oldukça yeni çareler arıyoruz 🙂
“İzahı olmayan şeyin mizahı olur” derler ya. Suriyelilerle ilgili konu bu sınıra ulaştı gibi hissediyoruz biraz. Medyada bu konuda çok fazla bilgi dolaşıyor. Bir kısmı komik denecek derecede hatalı, bir kısmı ise insan onurunu incitecek nitelikte. Bu ortamda biz de kendi sözümüzü söylemek istedik. Son olarak, bizim sayfada yayınladığımız işler de bazen tohumunda acıyı taşısa da hep hüznü konuşmaktan biraz sıkıldık sanırım. Aynı şeyleri duyup biraz da tersinden bakıp gülümsemek istedik.
Hikayemizin baş kahramanı Abdulkerim, üzerinde “Suriyeli” yazan bir tişörtle geziyor biliyorsunuz. Bir ironi var burada. “Benim adım artık Suriyeli, Abdulkerim değil. Bunu da nereye gidersem gideyim kendimle götürüyorum.” Durum birçok insan için gerçekte hemen hemen böyle. Ama bir tişörtle de olsa bunu somutlaştırıp görünür kılınca daha etkili bir hal alıyor. “Suriyeli” vurgusunu o yüzden sayfada bolca kullanıyoruz. “Suriyeli” toplumda ne kadar çok kullanılıyorsa, nasıl bir etiket halini almışsa aslında biz de bunu tersten yapmaya çalışıyoruz.
İsimse uzun düşünmelerden sonra bir anda aklımıza geldi. Akılda kalıcı, “Suriyeli” ile kelime oyunu içeriyor. Bizce güzel bir isim 🙂 Ama asıl önemlisi arkasında taşıdığı bir mana var. Geçenlerde bu sayfa aracılığıyla tanıştığımız sosyal uyum konusunda çalışan bir hocamızla sohbet ediyorduk. “Sayfayı ilk gördüğümde sadece ismine 10 dakika bakakaldım” demişti. İki kelimelik hikaye diyebiliriz.
Bu projeyle neyi, toplumda nasıl bir etki uyandırmayı amaçlıyorsunuz?
En sade tabirle, amacımız iki toplumu birbiri ile tanıştırmak aslında. En azından Suriyelilerin tarafından bir bakış açısı sunabilmek. Belki merak uyandırır, belki gülümsetir, belki bir konuda yaygın kanıyı ve insanların fikrini değiştirir. Çünkü medyada Suriyelilerle ilgili pek çok asılsız bilgi ve ön yargı var. Bizimki de bir deneme. Hem kendimizi, derdimizi, zorlandığımız şeyleri ya da kırgınlığımızı, bazen teşekkürümüzü, en nihayetinde sadece insan olduğumuzu en yalın ve açık şekilde anlatmaya çalışıyoruz; hem de Suriyeliler hakkındaki ön yargıları ve yanlış algıları. Buna insanların nasıl bir tepki verecekleri onlara kalmış bir şey. En basit haliyle kendimizi ifade ediyoruz. Bunu da hem doğru hem güzel şekilde yapmaya gayret ediyoruz.
Neden sosyal medyada kendimizi ifade ihtiyacı duyduk? Suriyeliler hakkında sokakta, medyada, sosyal medyada uzun uzun -bazen tekrarlarla- çokça konuşulsa da Suriyelilerin söz hakkı aldığı yerler çok çok az. Suriyeliler adına yeterli medya temsili olmadığını düşünüyoruz. Biz tüm Suriyeliler adına konuştuğumuzu iddia etmiyoruz ama yine de temsiliyet anlamındaki bu boşluğun bir kısmını doldurmayı amaçlıyoruz.
Temsiliyet demişken… Bu, Bi’ Dünya Haber’de bizim çok önemsediğimiz bir konu. Suriyelilerin Türkiye başta olmak üzere dünya medyasındaki temsili ne durumda? Hatta medyada bir Suriyeli temsilinden bahsedebilir miyiz?
Bir şey çok fazla söylendiğinde o şey gerçek olmasa da gerçek gibi algılanmaya başlıyor. Eğer temsil noktasında bir boşluk varsa bu boşluk kolayca doluyor. Özellikle sosyal medya için katı bir kontrol mekanizması olmadığından doğru ya da yanlış yoğun bir bilgi akışı var. Temsiliyet anlamında ise şu anda medyada bir Suriyeli temsilinden bahsetmemiz çok zor, en azından yeterli olmadığını söyleyebiliriz. Burada dil farklılığı da çok önemli bir rol oynuyor. Bu yüzden Türkçe içerik üretmeyi önemsiyoruz.
Suriyeliler konusu çok gündemde olan, herkesin üzerine bir şeyler söyleyebileceği bir konu. Suriyelilerle tanışan, irtibatı olan insanlarla Suriye’den gelen hiç kimseyle tanışmamış ama yine de kafasında bir Suriyeli algısı olan insanları dinlediğinizde söyledikleri şeyler arasında çok derin bir uçurum görebilirsiniz. Ev sahibi toplumdan Suriyelilerle temasta olan insanların olumlu şeyler söylediğini sıklıkla duyabilirsiniz. Burada mesele ne yaşandığı değil, nelerin ve o şeylerin ne kadar anlatılabildiği. Medya da bunun için kuvvetli bir mecra. Hatalı algıların sizin söylediğiniz gibi Suriyelilerin Suriyelilerce medya temsili ile değişebileceğini düşünüyoruz.
@suriyesizsuriyeli hesabındaki çizimlerinizde çok kararında bir mizah görüyoruz. Bu dozu nasıl doğru noktada tutuyorsunuz? Saldırgan veya kırıcı olmadan da mizah yapmak mümkün mü?
Öncelikle çok teşekkürler. Amacımız tamamıyla sözünü ettiğiniz ayarı tutturabilmek. Umarım bunda başarılı olmuşuzdur. Az önce de söylediğimiz gibi, amacımız basitçe iki toplumu tanıştırmak ve bir Suriyelinin gözünden empati penceresini açabilmek. İnsanlara ulaşmak istiyoruz ve tabii ki kimseyi kırmamaya gayret ediyoruz. İnsanların kalplerine girmek istiyoruz 🙂 Karşımızda bizden nefret eden birisi bile varsa onun bu fikrini değiştirmeye çalışıyoruz. Örneğin ırkçılıktan söz ederken amacımız ne birilerini suçlamak ne kırmak ne galeyana getirmek. Sadece gördüğümüzü ve hissettiğimizi anlatmak. Bunu mizahla yapmaya çalışmak.
Suriyesiz Suriyeli hakikaten kalpten gelen bir projeydi; bir hedefi, planı programı yoktu. “O kadar çok dinledim ki, haydi biraz da ben anlatayım siz de isterseniz dinleyin” demek gibiydi.
İkinci olarak da Suriyeli ve Türk beraber çalıştığımızı söylemiştik. Bir Suriyelinin hikayesini Türkçe anlatıyoruz. Haliyle iki topluma da hitap ediyoruz. Burada dengeyi sağlayabilmek için birlikte çalışmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Mümkün olduğunca iki toplumun da hassasiyetlerini göz önünde bulundurmaya çalışıyoruz. Amacımız aslında sadece bu sayfayı birlikte açarak bile birlikte yaşayabileceğimizi, konuşabileceğimizi göstermek. Saldırgan ve kırıcı olmadan mizah yapmak mümkün mü inanın bilmiyoruz ama bir şey ancak zıttıyla yok edilir. Saldırgan ve kırıcı olmamaya çalışıyoruz, umarız bu çizgiye mümkün olduğu kadar yaklaşabiliriz.
Toplumsal bilinç ve medya temsilleri alanlarını sanat ve çizgilerle birleştirmenin faydaları nedir?
Bence en büyük faydası sözünüzün algılanmasını kolaylaştırması. Herkesin bir konuda yazdığı yerde çizgiye başvurursunuz, çünkü dikkat çeker. Çizgi dikkat çekmiyorsa bir film çekersiniz belki. Herkesin acıyı konuştuğu, artık uyuştuğu, sözün manasını kaybettiği yerde belki biraz muziplik yapmanız gerekir 🙂
İkinci olarak da sanat çok güçlü bir araç. Sanatın insanın kendini ifade ihtiyacından doğduğunu düşünüyoruz zaten. Kendini ifade edecek başka çaresi kalmamış ki -tabii buna kişisel eğilimlerini de katarak- notaların, çizgilerin ya da bir kadrajın dilinden konuşup anlatmak istemiş.
Üçüncü olarak da bir fikri ‘güzel’ şekilde ulaştırmak çok önemli. İnsan güzelliği sever ve ona meyleder. Karşısında iki kaynak varsa güzeli seçer. Yani sanat hem samimiyetin ve güzelliğin göstergesi hem de doğru kullanıldığında bir mesajı ulaştırmak için akıllıca bir araç.
@suriyesizsuriyeli’ye nasıl destek olabiliriz?
Sayfamıza bir uğrayıp selam verebilir, göz atabilirsiniz. Çok mutlu oluruz 🙂 Kendimizi geliştirmemiz için her türlü fikir, öneri ve eleştirilerinizi mesaj yoluyla bize iletebilirsiniz, mutlaka dönüş sağlarız. Ve son olarak çevrenizde tanıştırmak istediğiniz insanlarla, dostlarınızla, ailenizle bizi tanıştırabilirsiniz. İsterseniz paylaşımlarımızı siz de kendi sayfanızda paylaşabilirsiniz.
Instagram – Twitter