Röportaj

Her Şeyi Unutsan Da Dilini Hatırla: Türkiye Köy Sözlüğü Projesi

Şehirlere göçmüş ailelerin çocukları olarak pek çoğumuz büyüklerimizin kullandığı kelimeleri anlayamıyoruz. Kimi zaman bir durumu kimi zaman da bir eşyayı anlatmak için adeta değişik bir dil kullanan ailemizi anlamak için tek tek sormamız gerekiyor. Hatta bazen kullandıkları kelimenin bizim anlayacağımız dilde bir karşılığı olmadığını öğrenip daha da çok şaşırıyoruz. Bugün sizlerle bu konuyu dert edinmiş bir projeyi paylaşacağız: Türkiye Köy Sözlüğü!

Dil, canlı bir mefhum olduğundan hiç durmadan gelişiyor, büyüyor ve evriliyor. Küçük bir köy halkı dahi yıllar içinde yalnızca kendilerinin anladığı kelimeler üretebiliyor. Bunun bilimsel açıklamaları da mevcut tabii. Dilbilimciler, eski yıllarda Afrika’nın farklı ülkelerinden Avrupa ve Amerika’ya kölelik amacıyla sürgün edilen insanlar üzerinde bir gözlem yaptığında şu ortaya çıkıyor: göçen ilk neslin tamamı farklı diller konuşuyorlar. Ancak zamanla ortak kelimeler oluşturup anlaşmaya başlıyorlar. Onların çocukları ise yeni fiiller ve sıfatlar icat ediyorlar. Nihayet torunları, bu yeni oluşturulan kelimelere ekler ve fiil çekimleri bulup tam bir dil haline getiriyorlar. Bu araştırmada görüldüğü gibi, birlikte yaşamak çoğu zaman yeni bir dil oluşturmaya yol açıyor.

Anadolu’muzun her köy ve kasabasında yüzlerce yıldır komşuluk yapan güzel insanların kelimelerini unutmamak için bizim de harekete geçmemiz gerekiyor. Toplumsal hafızamızı ve derya deniz gibi geniş Türkçe’mizi korumak hepimizin boynunun borcu. Bu amaçla genç medyacı Sinem Bektaş, benzerine çok rastlamadığımız bir projeye imza atmış. Öncelikle kendi çevresindeki geleneksel kelimeleri bulup anlamlarını araştırmış; ardından ulaşabildiği insanlardan yeni kelimeler öğrenmiş. Tüm bunları bir dijital sözlükte toplayan Bektaş, projesine “Türkiye Köy Sözlüğü” adını vermiş. Projenin Instagram hesabı üzerinden 22 Haziran’dan bu yana 42 kelime tanıtmış. Paylaşımlar ise hız kesmeden devam ediyor.

Proje, TRT’nin Geleceğin İletişimcileri 2020 Yarışması’nın “İnternet Yayıncılığı” kategorisinde ön elemeyi geçerek finalde yarışmaya hak kazanmış. Bi’ Dünya Haber ekibi olarak bu güzel ve başarılı projeye kayıtsız kalamadık. Hikayenin tamamını proje sahibi Sinem’den dinlemek istedik:

Öncelikle seni tanıyabilir miyiz? Kimdir Sinem Bektaş?

Hiçbir çıkar gözetmeksizin harika işler çıkaran sitenize beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Bendeniz, henüz yolun yarısında bile olmayacak yaşta olan, medya okumuş ve şimdi edebiyat okuyan bir arkadaşınızım. Hayatımın çoğunu gezerek, yazarak, okuyarak ve Allah’ın rızası için yaşayarak idame ettirmeye çalışıyorum. Gönüllülük işlerinde uğraşmayı seviyorum, bunun yanında alnımın teri kurumadan kazanabileceğim işlerle uğraşıyor ve şükrediyorum. Anonim kalmayı da çok seven biri olduğum için sanırım söyleyebileceklerim bu kadar.

Türkiye Köy Sözlüğü Projesi’nden bahsedebilir misin? Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

dil

Türkiye Köy Sözlüğü projesi, korona döneminden sonra iyice dijitalleşen hayatımızda, bilhassa şehirli insanların farklı konuşma tarzını gördükten sonra bende uygulamaya geçti. Bir YouTube videosunu izlerken araya giren reklamda, genç kadının söylediği “Evente gitmek ve partilemek ister misiniz?” cümlesi ile daha da perçinleşti. Şahsım hâlâ taşrada yaşadığı için, şehirli ve taşra insanı arasındaki konuşma ve hatta kelime farkını bariz bir şekilde görüyorum. Şehirli insanların hızla değişen modern hayatı ve kelimelerine karşın, taşra insanının iyisi ve kötüsüyle hala kullanmaya devam ettiği kelimeleri; benim gibi yeni nesil konuşma tarzından rahatsız olan kişilerin de olabileceğini düşünerek tanıtmaya başladım. Hatta bu projemi tam o sırada e-posta listeme düşen TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması ile taçlandırdım ki çok şükür projem finale kaldı. Şimdi jüri üyelerinin kararlarını bekleme aşamasındayız.

Projeyle hedeflediklerin neler? Neden Türkiye’nin köylerinde kullanılan kelimeleri dert edindin? Sence bu proje toplumun hangi yarasına dokunuyor?

Projedeki ana hedefim; modernleşmenin hayatımıza kattığı bazen iyi fakat çoğu zaman kötü kelimelerin aksine, eski zamanlarda kullandığımız kelimelerin varlığını göstermek, hatırlatmak ve akılda tutmak. Elbette her kullandığımız taşra kelimeleri ve cümlecikleri de mantıklı ya da anlamlı bir değer taşımıyor. Bazen cinsiyetçi, hor görücü kelimelerle de karşılaşıyoruz ama onları sayfamızda yayınlamıyoruz. İyiliğin ve güzelliğin peşindeyiz.

Köylerde kullanılan kelimeleri hatırlamak ve öğrenmek şehirde doğup büyüyen bir nesil için neden önemli?

koylerde kullanilan kelimeleri hatirlamak

Köylerde kullanılan kelimeler, şehirde kullanılan kelimelerin aksine bir hikayeye dayanıyor çoğu zaman. Örneğin sayfamızda yayınlanan ilk kelime olan “deyemeyan” kelimesinin hikayesi beni çok etkilemişti. Kelimeler hem insana kültür hakkında bilgi veriyor hem de düşündürüyor. Şehirli insanlar hayatı çok hızlı yaşıyor. Taşraya dönmeden önce İstanbul’da yaşıyordum ve şu an kıyaslayınca ne de hızlı geçmiş zaman diyorum. Ama taşrada bu böyle olmuyor; sindire sindire gidiyor bazı şeyler. Yeni nesil adına çok üzülüyorum, maalesef çoğu insanımız şehirde yaşadığı için genç kuşaklar hemen yeni kelimeler ile şekilleniyor. Bazen Türkçe mi konuşuyorlar, onu bile çözemiyorum.

Projeye insanların yaklaşımı ve ilgisi nasıl?

İnsanların bu projeye yaklaşımı çok sıcaktı. Birçok insan mesaj yolu ile bizlere kendi taşra ve köylerinde kullanılan kelimeleri gönderdi. Hiç duymadığım kelimeler ve hikayeler öğrenmiş, bunu insanlarla paylaşmış olmanın verdiği mutluluğu yaşıyorum. TRT’nin sonuçlarını paylaştıktan sonra birçok kişiden tebrik almanın verdiği heyecan da cabası…

Bu projeye katkıda bulunmak isteyenlerin yapabilecekleri nelerdir?

Projemize destek olmak isteyenlerin temelde yapabileceği iki şey var: Bizi takip etmek ve kelime önermek. İlk başlarda kelime çağrılarımızı bir form üzerinden yapıyorduk fakat daha sonra takipçi kitlemizin biraz orta yaş olduğunu görünce strateji değişikliğine gittik ve direkt Instagram mesajı yolu ile bize ulaşmalarını istedik. Bu değişiklikten sonra kelime sayımız ciddi oranda arttı, yani aslında biz de modern hayat değişikliğine ayak uydurmuş olduk, ama bu iyi bir değişim oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu