Hz. Ali’nin Annesi: Fatıma Binti Esed (r.a.)
İslamiyet geldiğinde Efendimiz (sav)’e inanıp, onun güzel ahlaklı oluşundan dolayı hemen Müslüman olanlar olmuştur. Yalan söylemeyen, doğrudan şaşmayan bir kimsenin sözleri elbette akıl edinene etki etmiştir. Ama Efendimiz sav)’e çok yakın olup da onu yalanlayan, atalarının izinden gitmekten geri kalmayan, Efendimiz (sav)’e düşmanlaşan kimseler de olmuştur. Bu kimselerden birazı bu kinleriyle ve müşrikliğiyle ölürken kimisi ölmeden gerçeklerin farkına varmış, İslam nurundan nasiplenmiştir. Hanım sahabiler serimizin bu yazısında ele alacağımız Fatıma binti Esed (r.anha) de ömrünün son anlarında Müslüman olan bir kimsedir.
Fatıma Binti Esed (r.anha) Kimdir?
Amcasının oğlu olan Ebu Talib eşi, Hz. Ali’nin annesidir. Ebu Talib ile olan evliliğinden Tâlib, Akîl, Cafer ve Ali olmak üzere dört oğlu, Ümmü Hânî ve Cümâne adında da iki kızı olmuştur. Efendimiz; dedesi Abdülmüttalip vefat edince amcası Ebu Talib’e verilmiş ve onun yanında büyümüştür. Ebu Talib’in eşi olan Fatıma binti Esed, Hz. Peygamber’e annelik etmiş, onu şefkatle ve merhametle kucaklamıştır. Kalabalık olan aile; zengin değil, geçimini zor temin eden fakir bir aileydi. Allah Rasulü (sav) kendisi bir yuva kurup Hatice validemizle evlenene kadar amcasının yanında kalmıştır. Bu süre boyunca da Fatıma binti Esed (r.anha) ona annelik etmiş, kendi çocuklarından önce giydirmiş, kendi çocuklarından önce yedirmiş, saçını taramıştır.
Allah Rasulü’nü yetiştirenlerden olarak onun güzel ahlakını yakından gören Fatıma, yine de peygamberlik geldiğinde hemen Müslüman olmamıştır. Hatta oğlu Ali’nin Mekke’de Hz. Muhammed (sav) ile beraber namaz kıldığını duyunca çok telaşlanmıştır. Kocası Ebu Talib’e danışan Fatıma, bunun uygun olup olmadığını sormuştur. Ebu Talib de bu sorunun üzerine Hz.Ali’nin amca oğlu Hz. Muhammed (sav)’e arka çıkmasının normal olduğunu, yardımcı olmanın herkesten çok Ali’ye düştüğünü söylemiştir.
Bir müddet İslam’ı kabul etmeyen Fatıma binti Esed’in, Ebu Talib’in vefatından sonra İslam’ı kabul ettiği söylenir. Hicretten önce Müslüman olan Fatıma (r.anha)’nın Medine’ye ilk hicret eden kadın sahabe arasında olduğu tahmin edilmektedir. Annesi kadar sevdiği, büyümesinde emeği olan kadının Müslüman olması Hz. Peygamber’i çok memnun etmiştir. Hz. Ali (ra), Hz. Fatıma (r.anha) ile evlendiğinde Fatıma Binti Esed de onların yanında kalmaya başladı. Efendimiz onun iyiliklerini hiçbir zaman unutmadı, sürekli onu ziyaret etti, onun yanına gidip öğle uykusuna zaman zaman orada yatardı.
Haşimoğulları soyundan gelen ilk erkek çocuğu doğuran ve aynı zamanda da bu soydan gelen ilk halifenin de annesi olan Fatıma binti Esed’in (r.anha) hicretin kimi tarihçilere göre ilk yıllarında kimi tarihçilere göre de 4. yılında vefat ettiği söylenmiştir.
Gömlekten Yapılan Kefen
Fatıma binti Esed’in (r.anha) vefat ettiği gün, Efendimiz’in hüzünlü olduğu günlerden biri olmuştur. Onun vefatından dolayı Efendimiz “Bugün annem vefat etti.” demiştir. Fatıma binti Esed’in (r.anha) cenazesi kaldırılırken Hz. Peygamber (sav) de oradaydı. Kendi gömleğini çıkarıp, gömleğinden kefen yapılmasını istemiştir. Daha sonra cenaze namazını kıldıran Allah Rasulü, onun kabre konmasına da yardım etmiştir. Kabirde onun naaşı yanında bir müddet kalıp orada uzanan Efendimiz’in gözyaşlarının damladığına şahit olunmuştur. Orada bulunan sahabe, Efendimize “Ya Resulallah, biz bu hanıma gösterdiğiniz samimi alakayı başkalarına gösterdiğinize şahit olmadık.” deyince Efendimiz (sav) şunları söylemiştir:
Fatıma binti Esed’in (r.anha) kabrine toprak atıldıktan sonra Resul-i Ekrem (sav) şu duayı etmiştir:
Bu duanın peşine tebessüm eden Rasulallah orada bulunanalara müjdeyi vermiştir:
Cebrail (as) “Bu kadın cennetliklerdendir.” diye bana haber verdi. Ayrıca Yüce Allah (cc) meleklerinden yetmiş binine bu kadının cenaze namazını kılmalarını emretti, melekler de onun cenaze namazını kıldılar.
Fatıma binti Esed (r.anha) belki hemen iman etmedi, belki aşamadığı durumlar oldu. Ama neticesinde Müslüman olarak ölmeyi, cennetliklerden olabilmeyi nasiplendi. Onun en iyi yaptığı şey bir yetime bir öksüze kol kanat germek, kendi evlatlarından ayırmamak oldu.
Hayatımızın başından sonuna kadar ömrümüzü kuratarabilmek için imkânımız olduğunu unutmayalım. Tıpkı Fatıma binti Esed’in yaptığı gibi bizler de yetimleri ve öksüzleri unutmayarak onlara anne kuş misali kol kanat gerelim. Allah ondan razı, hayatı bizlere örnek olsun.
Kelimelerin elvanından üstüne düşenle renklenmiş bir edebiyatçı. Anlamlar denizinden bir küçük damla dahi alabilmek ve verebilmek için çabalıyor.