İslam’da Kardeşliği Filizlendiren Hac İbadeti
Hac ibadetininin güzelliklerle yüreğimize dokunmasını sağlayıp ilk Japon hacı olan Omar Yamaoka’dan bahsedeceğim bu yazıda. Hac, İslam’da insanları bir araya getiren farz bir ibadettir. Hac ibadetinde kişinin ne ten rengi önemlidir ne de yaşadığı ülke. Yalnızca samimi bir inançla ve temiz bir niyetle atılan adımlardır kişiye güzellik katacak olan. Toplu yapılan bir ibadet olmasıyla insanlar arasında kardeşliği ve muhabbeti filizlendirir. Grupça gezilen yerler duygusal birliğin dinamik bir şekilde oluşmasını sağlar. Allah için çıkılan bu yolda, Allah için dostlara sahip olunur. Tüm dünya Müslümanları tarafından eda edilen hac ibadeti kültürel kaynaşmayı, Müslümanların birlik içerisinde olmasını, duygusal bütünlüğü ve eşitliği sağlamasıyla beraber Allah ile olan muhabbetimizi kuvvetlendirir. O’na olan imanımızı güçlendirir. En güzeli de bu değil midir zaten?
Yamaoka’nın İslam İle Tanışması
Omar Yamaoka’nın İslam ile tanışmasına vesile olan isim Abdurreşid İbrahim Efendi’dir. Onunla tanıştıktan sonra hayatı büsbütün değişir ve İslam ile şereflenir. Rusya’nın Sibirya bölgesindeki Tara’da 1852’de dünyaya gelen Abdurreşid İbrahim Efendi, âlim ve davetçi olmasının yanı sıra iyi de bir seyyahtır. Medine ve İstanbul’da dinî eğitimini tamamladıktan sonra memleketine dönen azimli davetçi, Müslümanlar arasında dinî ve siyasî birlik sağlamak için büyük bir gayretle çalışmaya başlar. Rusya ve Osmanlı arasında mekik dokuduğu bu dönemlerde her iki devletteki Müslüman aydınlarla temas kurarak Müslümanların birliği ve beraberliği için büyük çaba sarf eder.
1908 yılında 56 yaşındayken doğuya doğru büyük seyahatine başlayan Abdurreşid İbrahim; bazı Sibirya, Moğolistan ve Çin şehirlerini dolaştıktan sonra nihayet Japonya’ya varır ve orada uzun müddet kalır. Kısa bir süre içerisinde Japonya’da şöhreti artar ve katıldığı toplantılarda yaptığı konuşmalar gazetelerde haber konusu haline gelir. Bu süre zarfında Japon hanedanıyla dahi temas kurar ve bulduğu her fırsatta İslam’dan bahsetmekten geri durmaz. Bu da bize bulunduğumuz ortamlarımızda İslam’dan bahsetmenin inceliğini gösteriyor aslında.
Başlarda sadece gözlem yapıp toplumun tabiatını öğrenmeye çalışan Abdurreşid İbrahim Efendi, Japon milletinin İslam’a olan yakınlığını görür ve ciddi bir faaliyette bulunmak ister. Bu süre içerisinde yanlış bir şey yaparım korkusuyla geceleri uykusuz kaldığını söyler hatıratında. Tokyo’da bir cami yapma faaliyetiyle beraber İstanbul hilafet makamıyla irtibat kurar. Bu düşüncelerle Çin, Singapur gibi birçok vilayeti dolaşan Abdurreşid İbrahim Efendi, Bombay’dayken bir telgraf alır. Telgrafta Yamaoka adında biri kendisine katılmak istediğini söyler ve bundan dolayı Bombay’da beklemesini rica eder. Bu telgraftan sonra Abdurreşid İbrahim Efendi ilk karşılaşmalarını şöyle anlatır:
“Beklediğim Japonyalının geldiğini haber verdiler. Bunun üzerine İsa Bahai kardeşlerin evine vardım. Kendisini şahsen tanımadığım bir Japon beni görür görmez yerinden sıçradı. Gelip kucaklayarak: “Gıyaben talebeniz olan Yamaoka bendenizim. Elhamdülillah görmek şerefine nail oldum ve bugünden itibaren evladınızım.” dedi. Ne fikre mebni bu uzun ve ağır zahmetli seferleri seçtiğini sormuştum. Katiyyen bir cevaba teşebbüs etmeyip: “Fikirlerim vakit ve zamanla anlaşılır. Şimdilik benim birinci vazifem İslam şerefi ile müşerref olmaktır. Sizden de istirham ederim. Bana bir dakika vakit geçirmeyip İslam’ı telkin ve iman esaslarını öğretiniz.” dedi. Ben de tereddütsüz, sağ ve soluma bakmayarak hemen orada kendi arzusuyla kelime-i tevhidi telkin ettim.”
Ardından Abdurreşid İbrahim, Yamaoka’ya Ömer ismini verir ve bundan sonra kendisinden Ömer Efendi diye bahseder.
İlk Japon Hacı Omar Yamaoka
İslam’a davet hizmetlerinin yılmaz bir siması olan Abdurreşid İbrahim ve Ömer Yamaoka bir süre sonra fırsatını bulup kendilerini Hicaz’a giden bir vapura atarlar. Hicaz’a ulaşmalarının ardından Mekke’ye varıp 1909 yılında hac ibadetini yerine getirirler ve Omar Yamaoka ilk Japon hacı olur.
Mekke’den Medine’ye geçtiklerinde bir hacılar meclisinde Ömer Efendi’ye söz verilir. Abdurreşid İbrahim bu konuşmayı şöyle anlatır: “Mekke ve Medine’de gördüklerinden, Tokyo’da kurulan Asya Gı-Kay Cemiyeti’nin (Abdurreşid İbrahim’in kuruluşuna öncülük ettiği bir İslam cemiyeti) taleplerinden ve Doğu’nun birleşmesinin faydalarından gayet uzun bahsederek kimsenin hayal edemeyeceği sözler söyledi. İslamiyet’in istikbalinden ve kendisinin İslamiyet ile müşerref olduğundan dolayı son derece memnuniyetini ve şükrünü söyleyerek ‘Lâilâhe illallâh Muhammedun Rasûlullah’ yüce kelimesini tekrar ettikçe kendisinde ferahlık hissettiğini söyledi. Kelime-i tevhidi üç kere tekrar ederek konuşma kürsüsünden indi. Ömer Efendi o gün konuşmasıyla insanları duygulandırdı, ağlattı…”
Ve Omar Yamaoka hac ibadetinden sonra şöyle söyler: “Rasûlullah’ın (sav) ziyaretiyle müşerref olan ilk Japon olduğum için iftihar ederim.”
Yeryüzü doktorluğu ve şiir yazarlığı yolunda öğrenci