İranlı Minyatür Sanatçısı Mahmoud Farshchian
24 Ocak 1930 doğumlu Mahmoud Farshchian, Fars minyatürü sanatçısıdır. İran’ın sanatı ve sanatçılarıyla ünlü İsfahan şehrinde doğdu ve burada sanat, resim ve heykeltıraşlık öğrenmeye başladı. Halı tüccarı olan babası, oğluna sanat sevgisini aşılayan ve oğlunu sanat hayatında destekleyen bir zanaatkârdı. Mahmoud, sanata çok erken yaşlarda ilgi gösterdi ve birkaç yıl İsfahan nakkaşları Hacı Mirza-Agha Emami ve Isa Bahadori‘nin yanında yetişti.
İsfahan’ın güzel sanatlar lisesinden diplomasını aldıktan sonra Farshchian, Avrupa’ya gitti. Burada Batılı büyük resim ustalarının eserlerini inceledi. Nihayetinde, sanatında ayakları Doğu’ya basan fakat bakışları Batı’ya yönelen bir karakteri özümsedi.
İran’a döndükten sonra Ulusal Güzel Sanatlar Enstitüsünde (daha sonra Sanat ve Kültür Bakanlığı oldu) çalışmaya başladı. Bir süre sonra Ulusal Sanatlar Bölümü’ne müdür ve Tahran Üniversitesine profesör olarak atandı. Bu arada, örnek eserlerinin tılsımı ulusal sınırların çok ötesine yayıldı. Mahmoud Farshchian eserleri başyapıt olarak dünya çapında çok sayıda müze ve sergiye misafir oldu.
Eserleri İran, Avrupa, Amerika ve Asya ülkelerinde 57 bireysel, 86 karma sergide sergilendi. Halen daha eserleri dünya çapında çeşitli müzelerde ve büyük koleksiyonlarda temsil edilmektedir.
Mahmoud Farshchian ve İran Minyatürü
Mahmoud Farshchian, İran sanatının uluslararası sanat ortamına tanıtılmasında belirleyici bir rol oynadı. Çok sayıda üniversite ve sanat enstitüsünde konuşmaya davet edildi. Farshchian’ın çalışmaları hakkında altı kitap ve sayısız makale yayınlandı. 2007’de Ummanlı İngiliz tasarımcı Amr Ali, Londra Moda Haftası’nda sunduğu koleksiyonunda Farschian’ın Yaratılışın Beşinci Günü tablosunu kullandı.
Farshchian, İran resminin kapsamını genişletmek için yeni teknikleri kullanırken klasik forma da bağlı kalan bir sanatçıdır. Sanatıyla gözleri ve gönülleri bağlayan Mahmoud Farshchian, eserlerini şiir, edebiyat, tarih ve mistisizmin süzgecinden geçirmektedir. Onun eserleri derin ve inovatif, geleneksel ve modern çatışmasından doğan özgün üslubuyla nakşedilmiş canlı tuvallerdir. Kendisiyle yapılan bir röportajda sanatını şu sözlerle anlatmıştır:
çok başarılı