Osmanlı Devleti’nin en uzak toprağı olan Fizan’ın güneyinde, Nijer’in Agadez bölgesinde İstanbullu akrabalarımızın olduğunu ve halen orada Türk bayrağının dalgalandığını biliyor muydunuz? Kıtalar arasındaki bu bağlantıyı ve İstanbulewa kentini gelin biraz daha yakından inceleyelim.
Osmanlı bakiyesi denilince genelde Ortadoğu ve Balkanlar gelir aklımıza. Hâlbuki Osmanlı çok geniş topraklara hükmetmiştir. Ayrıca uzun yıllar boyunca İslam Dünyası’nın siyasi önderi olmuştur. Osmanlı, doğrudan hâkimiyet kurduğu topraklar dışında, temsil ettiği dini ve sosyo-kültürel değerler üzerinden etkilediği toplumlar ve devletler üzerinden de değerlendirilmelidir. Bu çerçevede ele alındığında Nijer’deki Agadez bölgesi önemli bir örnektir. Zira bugün kendilerini İstanbulewa diye tanımlayan Agadez’deki Tuareg kabilesi; soylarının Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid’den geldiğini ve Osmanlı ile bağlarının, Sultan Yıldırım Bayezid tarafından görevlendirilerek Nijer’e giden Yunus Sultan ile başladığını düşünüyorlar. Konuyla ilgili araştırmalar 2012-2014 yılları arasında Nijer’in başkenti Niamey’de büyükelçilik yapan Hasan Ulusoy’un çalışmaları ile hız kazanıyor. 600 yıllık bağlantıyı arşivlerden araştıran, yerel ve ardından sözlü kaynaklardan bu bilgileri tespit eden Büyükelçi Ulusoy, daha sonra ikincil kaynaklardan da benzer bilgilere rastlamış. Emekli Büyükelçi Numan Hazar‘ın kaleme almış olduğu bir kitapta da bu konuya değinildiğini gören Ulusoy: “15. yüzyılda Nijer’in Agadez bölgesinde yaşayan Tuareglerin arasındaki selamet bozulunca yönetici seçmek üzere Osmanlı Devleti’ne başvururlar. 4-5 kabile İstanbul’a gitmiştir ve Osmanlı Padişah’ı -sözlü kaynaklara ve araştırmalara göre Sultan I. Bayezid- ile görüşüp Sultan Bayezid’den kendilerine bir idareci tayin etmesini istemiştir.”
Rivayet edilir ki, Sultan I. Bayezid anlaşmazlığı giderebilmek için yardım isteyen Tuareg kabilesine, sorunu çözebilmek ve bölgedeki Osmanlı-Türk tanınırlığını arttırabilmek için, siyahî cariyelerinden olan Yunus isimli oğlunu Agadez Bölgesi’ne sultan olarak tayin etmiştir. Bayezid’in oğlu Yunus ve beraberindeki heyet Agadez’e gelerek problemi çözmüş ve “Agadez Sultanlığı” denilen ilk sultanlığı kurmuştur.
600 Yıllık Kardeşlik
Sultan Yunus’un ölümünün ardından ise Agadez bölgesindeki yönetim babadan oğula aktarılmış ve yöneticilerine de bu soydan geldiği için sultan unvanı verilmiş. Böyle böyle Osmanlı soyu bugüne kadar gelmiş. Bizler her ne kadar kendilerini bilmesek de Agadez’deki Tuaregler, kendilerinden binlerce kilometre uzaklıktaki akrabalarından haberdarlar. Televizyonlardaki dünya bültenlerinde özellikle İstanbul ve Türkiye ile ilgili haberleri takip ediyorlar. Bu akrabalık bağından büyük gurur duyuyorlar ve kendilerini İstanbulewa yani “İstanbul’dan gelen, İstanbullu” olarak tanımlıyorlar.
İstanbulewa Kentinde Her Cuma Hutbesinde Osmanlı Padişahları Yâd Ediliyor
Ve günümüzün Agadez sultanı İbrahim Oumarou’nun çalışma masasında Türk ve Nijer bayrakları yan yana duruyor. Bunun sebebi sorulduğunda Sultan İbrahim şu şekilde cevap veriyor: “Normal olan bu değil mi? Ben Nijerliyim fakat aynı zamanda Türk’üm. Damarlarımda Türk kanı taşıdığım için gurur duyuyorum. Bizler Osmanlı’nın yaşayan son sancağı olduğumuz için çok gururluyuz. Burada hâlâ Cuma hutbelerinde tüm Osmanlı Padişahlarının isimleri okunur. Günümüzdeki kıyafetlerimiz de atalarımız ve babalarımızın kıyafetleriyle aynıdır. Onlar bize öğrettiler. Onlar da Türkiye’den gelen atalarımızdan öğrenmişler. Sultan olarak benim de görevim tüm bu güzel geleneklerin devam etmesini sağlamak. Allah’tan dileğimiz Türkiye ile aramızdaki kardeşliğin ve beraberliğin sonsuza kadar sürmesidir. Tüm Dünya bilmelidir ki Agadez’in Sultanı bir İstanbulludur.”
Kendisi için kendini arayan bir gıda mühendisi. Henüz bulabilmiş değil ancak bir müddet bulunduğu bu dünyadan güzel bir hikayeyle ayrılmak istiyor.