İtikâf: Ahir Zamanın Kırgın Sünneti
Ramazan-ı Şerif ayının son 10 gününe girmiş bulunuyoruz. Peki Resul-ü Ekrem(sav)’in: “Kadir gecesini Ramazan ayının son on günündeki tekli (yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi. yirmi dokuzuncu) gecelerde arayınız” dediği bu müjdeli günleri nasıl geçirmeliyiz?
Hepimiz bu günlerde daha çok Kuran-ı Kerim okumamız, daha fazla kaza ve nafile namazları kılmamız, tesbihlerimizi aksatmamamız, hayır işlerini arttırmamız ve bol bol istiğfar etmemiz gerektiğini biliyoruz. Peki bunların tamamının sünnetteki karşılığına ne ad veriliyor bunu biliyor muyuz?
İtikâf
En sade tanımıyla, akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş bir müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte Allah’a ibadet etme niyetiyle bir süre durmasına, itikâf denir.
İtikâf; ciddi ama gündeme alınmayan, önemli ama unutulmuş bir sünnettir. İşte Allah Rasulü’nün, “Ramazan’da on gün itikâfa giren kimse, iki hac ve iki umre yapmış gibi sevap kazanır.” ifadeleriyle teşvik ettiği bu sünneti tekrar hatırlamalı ve hayatımıza katmalıyız. O vakit, Fahr-i Kainat Efendimiz’in övgüyle bahsettiği bu sünnet nasıl eda edilir, kuralları ve yasakları nelerdir, insana ne katar, biraz bunları irdeleyelim.
1- İtikâfa girmek isteyen kişi, öncelikle beş vakit namaz kılınan ya da Cuma namazı kılınan bir cami seçmeli ve burada itikâfa girebilmek için bu caminin imamından izin almalıdır.
2- Daha sonra itikâfının sahih olabilmesi için kişi, cünüplük, hayız ve nifas gibi hallerden temizlenmelidir.
3- Gusûlünü alan, temizlenmiş itikâf sahibi artık itikâf için niyet etmeye hazırdır. Ve kaç günlüğüne girmek istiyorsa niyet etmelidir.
4- İtikâf süresi zaafınca kişi, yemek yeme, uyuma gibi zaruri ihtiyaçlarını cami içinde karşılamalıdır.
5- Tuvalete gitmek, abdest almak gibi tabi ihtiyaçlar dışında camiden ayrılırsa kişinin itikâfı bozulur.
6- İtikâfa giren kişi, “Mescidlerde itikâfta bulunduğunuz zaman kadınlara yaklaşmayın” (Bakara 2/187) meâlindeki ayet gereği itikâfta iken cinsel ilişkide bulunmamalıdır. Bu şart tüm mezheplerde geçerlidir.
7- Bütün bu hazırlıkları yapan ve itikâfa giren kişi artık gücü yettiği kadar namaz kılmalı, Kur’an okumalı, istiğfar etmeli, Allah-u Teala’ya dua ve niyazda bulunmalıdır. Sık sık kelime-i tevhid ve tekbir getirmeli, Allah’ın varlığı, birliği, kudreti hakkında düşünceye dalmalı, gereksiz şeyler konuşmamalıdır. Başta Hz. Peygamber’in hayatına dair kitaplar olmak üzere dinî-ilmî eserler okuyarak vaktini değerlendirmelidir.
8- İtikâfa giren kişi, camide bulunduğu süre boyunca kimseyi rahatsız etmemeli, camiyi kirletmemeli, malına zarar vermemeli, düzenini bozmamalı ve temizliğine özen göstermelidir.
Bu şartları altında dünya nimetlerine gözünü, kulağını kapayan, Allah’ı bir anlığına dahi olsa daha yakından hissetmek için helal dairesinden fedakârlık eden mümin için aslında çokça bereket vardır. İtikâf, mahiyeti gereği nefsin terbiyecisi, bedenin eğiticisidir. Kişiye yeni bir hal, karakter kazandırır. İnsana hayatın anlamı üzerine tefekkür etme imkanı verir. Kişinin güzel ameller kazanmasına vesile olur. Ve en önemlisi ise bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini en iyi şekilde geçirebilmeyi sağlar. Bu sebeple tekrar pahasına bir daha söylüyoruz:
Müminin kendilik sorgusunun, içindeki Hira’ya sığınışının, Rabb’ini tefekkür edişinin en güzel hali itikâfı hatırlamalı ve hayatımıza tekrar almalıyız.
Son olarak, itikâfa dair bir çok husus mezhepten mezhebe değişmektedir. Buna, itikâfa girilebilecek camilerin özellikleri, itikâf süresince oruç tutma meselesi ya da camiden çıkıp çıkmama durumlarının değişkenliği örnek olarak verilebilir. Lâkin temeldeki niyet, hep aynıdır.
Herkese hayırlı ve feyizli Ramazanlar…
Hemşire ve yazılarına aşık bir genç.