Hanım Sahabiler

Kadınların Hatibi: Esma Binti Yezid (r.a.)

Şüphesiz her Müslüman Allah Resulü(sav)’nü görmeyi arzulamaktadır. O’nun döneminde yaşamak, ilk Müslümanlardan olmak, O’nun yanında savaşmak her Müslüman’ın bir kere bile olsun içinden geçirdiğidir. Böyle bir imkâna sahip olmak mümkün olmayabilir. Ama o dönemde yaşamış olan sahabeye bakıp günümüzü onların yaşantısından örnekler alarak yaşamak mümkündür. Örnek almak isteyene örnek pek çoktur. Hanım sahabiler serimizin bu yazısında Esma Binti Yezid (r.a.)’ı ele aldık.

Esma Binti Yezid (r.a.) Kimdir?

Medine’de doğup büyüyen Esma Binti Yezid, Evs kabilesinin Abdüleşheloğulları’na mensuptur. Sahabeden Muaz b. Cebel’in halasının kızı, yine sahabeden Yezîd’in kızı ve hanım sahabe Havva’nın kız kardeşidir. Kendisi Efendimiz’den seksen bir hadis rivayet etmiş önemli bir sahabidir. Onun şanı, şöhreti; cesur ve yürekli oluşundadır. Hz. Muhammed (sav)’in 622 yılında Medine’ye hicretinde kendisi ensardan genç bir kızdı. Başta kardeşi Havva olmakla birlikte ensar hanımlarından oluşan bir grupla, bizzat huzura gidip iman etmiştir. Efendimiz (sav)’e gidip Medine’de bî’at eden ilk Medineli hanımlardandır. Büyük bir samimiyetle ve merakla İslam’ı öğrenmiş, onu yaşama gayreti içine girmiştir.   

Esma binti Yezîd (r.a.) Müslüman oluşunu ve sonrasında Efendimiz (sav)’in söylediklerini şöyle anlatmıştır:

Allah Rasulü (sav)’nün huzuruna bî’at etmek için giden hanımların arasındaydım. O zaman yeni genç kız oluyordum. Cesaretli biriydim. Allah Resulü’ne: “Ya Rasulullah, elinizi uzat, sana bî’at edeyim” dedim. O zaman bana Allah Rasulü (sav), “Ben hanımlarla bî’at etmem. Allah’ın size yüklediği sorumlulukları yerine getirmeniz konusunda sizden bî’at alıyorum.” buyurdu. 

Kur'an-ı Kerim

Esma binti Yezîd (r.a.), Efendimiz (sav)’den sonra yirmi yıl daha yaşamıştır. Hicretin 15. senesinden sonra Şam’a yerleşmiş ve vefatına kadar orada kalmıştır. Şam bölgesine hadis ve fıkıh taşıyan ilk sahabeden olmuştur. Hicretin 30. senesinde Şam’da vefat etmiş ve orada defnedildiği rivayet edilmiştir.

Âişe (r.anha)’nın Esması

Hz. Âişe (r.a.) validemiz evlenirken yanında nedimesi olarak bulunan kişi Esma binti Yezîd idi. Evlenirken ona yardım etmiş, onu düğüne hazırlamıştır. Esma binti Yezîd (r.an.), Hz. Âişe’yi Efendimiz’e süsleyerek hazırladıktan sonra Hz. Muhammed’i (sav) çağırdığını söylemiştir. Devamını da şu şekilde aktarmıştır: 

Allah Rasulü Hz. Âişe’nin yanına gelip oturdu. Sonra içeriden bir bardak süt getirildi. Önce Hz. Peygamber (sav) biraz içtikten sonra Hz. Âişe’ye (r.anha) sütü verdi. Hz. Âişe (r.anha) utanarak başını yere eğince onu cesaretlendirerek Efendimizin verdiği sütü almasını söyledim. Daha sonra Hz. Âişe sütü içince Allah Rasülü (sav) “Biraz da arkadaşına ver.” buyurdu. Ben “Ya Rasulullah! Buyurun, siz alıp için.” deyince Allah Rasulü alıp biraz içtikten sonra bana uzattı. Sütün bulunduğu kâseyi elimde çevirerek Allah Rasulü’nün içtiği yerden içtim. 

Hz. Âişe (ra) ile düğünden sonra yakın ilişkisi devam eden Esma binti Yezîd’e, halk “Âişe’nin Esmâsı” demeye başladı. Esma binti Yezîd daha sonra Allah Rasülü’ne yakın olmak ve onun hizmetinde olmak için elinden gelen her şeyi denemiştir. 

Anlatıla gelen bir hadiseye göre günlerden bir gün Esmâ Hz. Peygamber’in huzuruna gitmiştir. Hz. Peygamber’e kadınların hayız ve cünüplükten nasıl temizleneceğini sormuştur. Onun bu tavrını Hz. Âişe (r.a) takdir etmiştir. Daha sonra Hz. Âişe (r.a.), utanma duygusunun ensar kadınlarının dinlerini öğrenmelerine engel olmadığını belirtmiştir. 

Soru

Cesaretli Bir Kadın

Gençliğinden bu yana Esma binti Yezîd (r.a) daima cesur bir sahabi olarak anılmıştır. Öyle ki Hayber Gazvesi ile Mekke Fethi‘ne katıldığı, Yermük Savaşı’nda çadır direği ile dokuz Bizans askerini öldürdüğü rivayet edilmiştir. Onun cesaretiyle alakalı en çok anlatılan olay, Hz. Peygamber (sav)’in huzuruna giderek çarpıcı bir konuşma yapmasıdır: Allah Rasulü’nün ashabı ile beraber oturduğu bir gün Esma bin Yezîd Allah Rasulü’nün huzuruna gelmiştir. Resulullah’a hitaben şunları söylemiştir: 

Annem babam sana feda olsun Yâ Resûlallah! Ben, kadınların sözcüsü olarak sana geldim. Allah (cc) seni hem erkek hem de kadınlara gönderdi. Biz sana ve senin inandığın Allah’a inandık. Ancak bizler, evlerimizde kısmen mahsur ve kısıtlanmış durumdayız. Evlerinizde oturur, çocuklarınıza bakar ve hacetlerinizi gideririz. Siz erkekler ise, bazı hususlarda bize üstün tutuldunuz. Cuma ve cemaat namazlarına katılır, hasta ziyaret eder, cenazelerde hazır bulunur, hac üzere hac edersiniz. Bundan da önemlisi, Allah yolunda cihad edersiniz. Şüphesiz eşlerimiz hacc, umre veya cihad için yola çıktığında; mallarını korur, elbiselerini dokur, çocuklarını terbiye ederiz. Bütün bunlarla ecir ve hayırda size ortak olabilecek miyiz? 

Söylediklerini dinleyen Allah’ın Rasulü ashabına dönmüş ve şöyle demiştir:

Siz bir kadından, dinine ait konularda, bundan daha güzel soru soranı işittiniz mi hiç? 

Ashab bunun üzerine bu kadar açık ve güzel söz söyleyebilecek başka kimsenin olduğunu sanmadıklarını söylediler. Efendimiz (sav) daha sonra Esma’ya (r.a) dönerek:

“Ey kadın! Şunu bil ve ardındaki kadınlara da bildir ki; bir kadının kocasının isteklerini yerine getirmesi, onunla güzel geçinmesi, erkeklerin bütün bu saydığın ecirlerine denktir.” buyurmuştur. Sevinçle oradan uzaklaşan Esma binti Yezîd’e bu olaydan dolayı Hatîbetü’n-nisâ yani kadınların sözcüsü, kadınların hatibi lakabı verilmiştir. 

Hanımefendi

Esma binti Yezîd nerede ne konuşacağını bilen bir kimse olduğu gibi, söz konusu din olduğunda da gerekli cesareti gösterecek kadar da yürekli bir hanım sahabiydi. Genç yaşında İslam’ı tercih ettiği gibi onca kadın arasından onları temsil edecek hatip, sözcü olarak da seçildi.

Müslüman kadınlar olarak din hususunda bizler de Esma binti Yezîd gibi cesaret göstermeli, sözlerimizi onun gibi güzel seçmeliyiz. Allah ondan razı, onun hayatı ise bizlere örnek olsun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu