Kamerunlu Yazar Imbolo Mbue ve Hayalperestler
Amerika’da yerli siyah nüfusun yanı sıra, kıtaya sonradan yerleşen 2 milyondan fazla Afrikalı göçmen bulunmaktadır. Daha iyi bir hayat umuduyla Amerika’ya gelen göçmenlerin büyük çoğunluğu sayısız sorunla yüzleşmekte, bir kısmı da yasal pürüzler nedeniyle ülkesine geri gönderilmektedir. Serimizin bu haftaki yazarı Kamerunlu yazar Imbolo Mbue. Hayalperestler ismiyle dilimize çevrilen romanında; Amerika’da yaşayan Afrikalı göçmenlerin hayallerini, yüzleştikleri sorunları ve birbirleriyle olan ilişkilerini etkileyici bir üslupla aktarıyor.
Amerika’daki Afrikalı Göçmenlerin Güçlü Sesi, Imbolo Mbue
1981 yılında Limbe’de dünyaya gelen Kamerunlu yazar, üniversite eğitimine kadar ülkesinde okudu. Yüksek eğitimini Amerika’da Columbia Üniversitesinde tamamladı. Bir süre bir medya şirketinde çalıştı ancak ülkedeki ekonomik durgunluk döneminde işini kaybetti. Bu işsizlik döneminde taksicilerin çoğunun siyahlardan, müşterilerin ise beyazlardan oluştuğunu gözlemleyerek ilk romanı Hayalperestler (Behold the Dreamers) için gereken ilham kaynağını buldu. Kitabıyla, New York Times’ın en çok satanlar listesine girdi.
Birbirinden farklı iki ülkede yaşamanın kendisine çok şey kattığını dile getiren yazar; göçmenlerin sıkıntılarını konu almaya başlamadan önce, yayımlanmaya değer bulmadığı çok sayıda öyküsünün hep Afrika’da geçtiğini belirtiyor. Yazarlık konusunda akademik hiçbir eğitim almadığını ancak çok iyi bir okuyucu olmanın kendisine bir tür eğitim sunduğunu dile getiren Mbue, hâlen New York’ta yaşıyor.
Umuda Koşanların Hikayesi: Hayalperestler
Hikayede, Kamerunlu göçmen Jende Jonga daha iyi bir hayat umuduyla; karısı ve altı yaşındaki oğluyla birlikte Amerika’ya gelir. Harlem’de yaşamaya başlayan Jende, Lehman Brothers çalışanı Clark Edwards’ın şoförü olarak iş bulur. Karısı Neni de aynı ailenin evinde, geçici bir süreliğine hizmetçi olarak çalışır. Neni’nin hayalinde eczacılık okumak vardır ve bu hayali gerçekleştirmek için de bulduğu her fırsatta azimle okur ve araştırır.
Genç çift bir yandan ülkenin göçmenlere karşı ayrımcı olan bürokrasisi ile uğraşır, oturma ve çalışma izinlerini almak için her yolu dener ancak süreç hiç bekledikleri gibi olmaz. Bir yandan da para kazandıkça kendilerinden destek bekleyen Kamerun’daki ailelerine de para gönderme endişesiyle karşı karşıya kalır ve kendilerini bu konuda zorlarlar. Tam işler yoluna girecekken, Lehman Brothers çöküşe sürüklenir ve Jende işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Hayallerle geldikleri Amerika’da bürokratik engellerin artmasıyla birlikte istenmediklerini düşündükçe, bir karar almak zorunda kaldıklarını kabul ederler.
Imbolo Mbue, Amerika’nın göçmen politikalarındaki hantallığı ve adaletsizliği Jango ailesinin yüzleştiği sıkıntılar üzerinden okuyucusuna iletir. Göçmenlerin oturma ve çalışma izinleri için uğraşan Nijeryalı bir avukat, Jende’yi şu sözlerle uyarır:
Polis beyazları korumak için vardır kardeşim, bazen siyah kadın ve çocukları da koruyabilir ama siyah adamı asla korumaz, asla. Siyah adam ve polis palm yağı ve su gibidir, anlıyor musun?
Bir yandan işsizlik tehlikesi, parasızlık, polise yakalanma korkusu, öte yandan hayallerindeki hayata kavuşma arzusu çifti ikilemde bırakır.
Afrikalı Göçmenler ve Amerikalı Siyahlar
Imbolo Mbue, günümüzde Amerika’da yaşayan Afrikalı göçmenlerin; artık ülkenin ayrılmaz bir parçası olan siyah Amerikalılardan daha farklı sorunlar yaşadığını okuruna anlatmak ister. Afrika ülkelerinin tamamında İngilizce konuşulmadığı göz önüne alındığında, diğer ülkelerden giden göçmenler Amerika’da en başta dil engeliyle karşılaşmaktadırlar. Ülkenin zaman zaman göçmenler konusunda aldığı katı kararlar, bilhassa Afrikalı siyah göçmenleri zor durumda bırakmaktadır.
Roman boyunca kendisini bir türlü yaşadığı ülkeye ait hissedemeyen çift örneğiyle, göçmen politikalarındaki sorunların yanı sıra; Afrikalıların ve siyahilerin iş bulma konusundaki sıkıntılarının benzerliğinin altı da çizilir. Siyah nüfus için iş seçeneği hayli kısıtlı olmakla birlikte, kazanç da hayatı idame ettirmeye yetmeyecek kadar düşüktür.
Amerika’da karşılaşılan tüm sorunlara ve olumsuzluklara rağmen Imbolo Mbue; Afrikalı toplulukların genelinde olan birlik ve dayanışma ruhunu, geride bıraktıkları yoksul ailelere ve akrabalara maddi yardımda bulunmalarını okura aktararak bu toplumların özünde barındırdığı kıymetli hasletlere dikkat çeker.
Dünyanın birçok ülkesinde bir çıkış yolundan öte bir ideal olarak benimsenen Amerikan rüyasının, hiç de göründüğü gibi olmadığını gözler önüne seren nadir romanlardan biridir Hayalperestler. Dileğimiz odur ki, bu rüyaya kendini kaptırarak hiç düşünmeden yola çıkmaya gönüllü Afrikalı hayalperestlere Kamerunlu yazar Imbolo Mbue’nin romanı gerçekçi bir perspektif sağlar.
Bir sonraki durağımız bir Batı Afrika ülkesi olan Senegal olacak. Ülkenin ünlü kadın yazar ve düşünürü Marima Ba’nın Uzun Bir Mektup isimli kitabı üzerinden, Senegalli kadınların yaşantısına tanıklık edeceğiz.
Okur, yazar ve çizer.