Kur’an-ı Kerim ve Sünnet Çerçevesinde Sağlık
Pandemi dönemiyle beraber başta temizlik olmak üzere gözler bir kez daha sağlık konusuna çevrilmiş durumda. İslamiyet, insanı merkeze alan bir dindir. Bu sebeple insan sağlığına oldukça önem vermektedir. Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye ışığında sağlığın önemi, korunması ve hastalıkların tedavisiyle ilgili kâideler sunmuştur. Bu yazımızda Kur’an ve sünnet çerçevesinde insan sağlığını inceleyeceğiz.
Dinimize göre hastalıklarla mücadelede iki önemli zaman dilimi var. İlki hastalık ortaya çıkmadan önce. İkincisi hastalık ortaya çıktıktan sonra.
Hastalık Başlamadan Önce Yapılabilecekler
İslamiyete göre sağlığı korumak, tedaviden önce gelmektedir.
Ruh Sağlığını Korumak
İnsan sadece bedenden ibaret değildir. İnsanı diri tutan, şuurlu hareket imkanı sunan asıl varlığı ruhudur. Ruh sağlığı bozulanlar bedenen hasta olmaya adaydırlar. Şeriatın amaçlarından biri de ruh sağlığının korunmasıdır. İlk Müslüman psikoloji alimi olan Ebu Zeyd Ahmed El-Belhi, ruh sağlığının korunmasına yönelik iki önemli tavsiyede bulunmuştur.
Birincisi; öfke, gam, korku, aşırı üzüntü ve vesveseden uzak durmaktır. Bu durumu yaşayan kişilerin hem kendi iç güçleri ile mücadele etmesi hem de dışarıdan tedavi desteği alması gereklidir. İkincisi; ruhsal durumunun, dayanıklılık ve zayıflığın bilincinde olarak yüklerin altına girmektir.
Temizlik
İslam temizliğe ayrı bir önem vermektedir. Bulaşıcı hastalıklardan korunmada önemli uygulamaların başında gelmektedir. Peygamber Efendimiz (sav) hadis-i şeriflerinde temizliğin önemine vurgu yapmaktadır.
“Temizlik, imanın yarısıdır.”
Abdest, namazın geçerli olması için ön koşuldur. Abdest ve ağız temizliği, hastalıklardan ve virüslerden korunma yollarındandır.
Fıtrata Uygun Davranmak
Helal ve Temiz Yiyecekleri Tercih Etmek
“Onlar, ellerindeki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî peygambere uyarlar. Peygamber onlara iyiliği emreder ve onları kötülükten meneder; yine onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını kaldırır, üzerlerindeki zincirleri çözer. O peygambere inanan, onu koruyup destekleyen, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nura uyanlar, işte bunlardır kurtuluşa erenler.” (A’raf Sûresi, 157)
Tüketimde Ölçü ve Yiyeceklerin Muhafazası
İslamiyet, kendisine tabi olanları, helal yiyecek ve içeceklerde bile ölçülü olmaya davet ediyor. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
“Hiçbir kişi, midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Oysa insana kendini ayakta tutacak birkaç lokma yeter. Şayet mutlaka çok yiyecekse, midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de nefesine ayırmalıdır.”
“Yiyecek ve içecek kaplarınızın üzerini örtünüz. Zira yılın bir gecesinde veba (bulaşıcı hastalıklar), yeryüzüne iner ve üstü örtülü olmayan tüm yiyecek ve içecek kaplarına girer.”
Hastalık Ortaya Çıktıktan Sonra Yapılabilecekler
Tedavi Ara
Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah Teâlâ Hazretleri hastalığı da ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç var etmiştir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan şeyle tedavi olmayın.”
Sabrı Kuşan
Bir Müslüman, hastalık geldiğinde bunun imtihan olabileceğini unutmamalıdır. Zor zamanlarda sabrı kuşanmak, iç huzuru yakalamada ve psikolojik sağlamlığı artırmada önemli bir husustur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın takdirine teslim olanlar müjdelenmiştir.
Karantinaya Uy
Peygamber Efendimiz (sav) asırlar öncesinden salgın hastalığa karşı karantina uygulanması gerektiğini şu hadis-i şerifiyle ortaya belirtmiştir:
“Bir yerde bulaşıcı hastalık ortaya çıktığını duyduğunuz zaman oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde bulaşıcı bir hastalık ortaya çıkarsa, oradan da çıkmayınız.”
Dua Et
Fatiha suresi, Ayet-el Kürsi, Felak ve Nas sûreleri şifa için okunabilir.