Portre: Akif Emre
Otuz senelik yazarlık serüveninde Endülüs İslam uygarlığından Filistin’e, Balkanlar’dan Pakistan’a kadar farklı farklı coğrafyaların ortak ruhu olan İslam’ı ve o toprakların tarihini aksetmeyi kendine dava olarak edinmiş olan bir duruştan; Akif Emre’den bahsetmek istiyoruz bugün sizlere.
Hayatına Kısaca Değinmek Gerekirse
Akif Emre, şeker fabrikasında işçi olarak çalışan Latif Emre’nin ikinci çocuğu olarak 2 Mart 1957’de Kayseri’de doğmuş. Kıymetli bir köşe yazarı olmasının yanı sıra yayıncılık, gazetecilik ve televizyonculuk yapmış olan Akif Emre; yazdığı İz’ler, Çizgisiz Defter, Portreler, Mekânı Paranteze Mekân, Kudüs: Bir Pusula gibi eserleri aracılığıyla da düşünce dünyasına zengin katkılarda bulunmuştur. Hayatı boyunca inandığı değerlerin yörüngesinde ömrünü geçirmeye gayret gösteren Akif Emre, 2017’de dünya yolculuğunu tamamlamış ve sevdikleri tarafından Edirnekapı Şehitlik ve Mezarlığı’nda ebedi hayatına uğurlanmıştır.
Onun Gözünden Kudüs ve Daha Niceleri
İslam coğrafyasının parlayan yazarı Akif Emre, Müslümanların sesi olma niteliğinde büyük bir yazardı. Bu sebeple Akif Emre gibi önemli bakış açısına sahip bir yazarın gözünden tarihe bakmak isterseniz onun kitapları, okuma listenizde yer alması gerekenler arasında. Özellikle okumanızı önerebileceğim iki kitap ise; mekan tasvirinde mekânın maddi niteliğinin yanı sıra şehrin manevi yönünü, şehri şehir yapan medeniyet ruhunu, fikir anlayışını da yansıtan İstanbul’u Yeniden Düşünmek ve Erguvanname ile Kudüs: Bir Pusula kitapları ki bu kitaplar, İstanbul ve Kudüs’ü yeniden tasvir etmenize yol açacak nitelikte.
Kudüs: Bir Pusula, kitabında Kudüs’ün tarihinin yanında efsanevi duruşunu da anlatır Akif Emre. Kudüs, kadim medeniyetin, peygamberlerin izlerini taşıyan İslam için önemli olmanın yanında tüm semavi dinler için de oldukça önem taşımakta. Akif Emre kitabında Kudüs’ü “Boğulmak isteyen hakikat çığlığı” olarak vasıflandırıyor. Bu tasvir günümüzde hakikatin delaletle örtbas edilmeye çalışılmasının gerçekliğini bizlere sunuyor. Akif Emre, Kudüs’ü birçok medeniyete ev sahipliği yapmanın yanında nübüvvetin izlerine sahip olması açısından İslam düşünce geleneğinin mekân fikrini Kudüs’te mücessemleştirdiği gibi kendi mekân fikrini oluştururken de iz ve göstergelerini Kudüs’te mücessemleştiriyor. Bu yönüyle Akif Emre, kitabında, adeta biz okurlara Kudüs’ün efsanevi ve şahsiyetli yönünü sunuyor. Kısacası Akif Emre için Kudüs demek, Bir Pusula kitabının başlığından da anlaşılacağı üzere, bugünün geleceğe yönelik bir pusulası; bizler için sadece turistik bir yer olmaktan ziyade, bir dava, bilinç ve medeniyetimize inancımıza sahip çıkmamız gereken bir hakikattir.
O, Resmiyetten Ziyade Özgür Düşünce Adamıydı
Akif Emre’nin pusulası değerleriydi ve hayatı boyunca bu pusula doğrultusunda bir duruş sergiledi. O, resmiyetten ziyade özgür düşünce adamıydı. İslam coğrafyasının yaralı yerlerinin farklı anlamlarını izhar etti. Endülüs, Saraybosna, Kudüs gibi değerleri kalbinde taşıdı. Bu değerleri kalbinde taşıyıp davası edinen yazar, Balkanlarda da Emperyalist güçlerin oyunlarının da farkındaydı. Ve aynı zamanda o, Bosna Hersek’in özgürlüğü için çalışan bir gazeteci olarak Bosna halkının motivasyonu; Türkiye ve Boşnak halkı arasındaki ilişkiler açısından da adeta bir mihenk taşı oldu. Akif Emre’nin derdini anlatmamız için satırlar yetersiz kalıyor. Ama arkasında güzel yad edeceğimiz güzel işler bırakan Akif’i tanımak bizler için büyük bir heyecan olsa gerek.
Aynı Düşlerin Peşinde
Çizgisiz Defter’inde “Kim bilir kaç kişi benimle aynı düşlerin peşinde bu yolları tırmandı?” diye düşünerek adımlamıştı yolları Akif Emre. Bizlerin de, Akif gibi medeniyetimize sahip çıkarak Akif’in düşleri gibi hakikat yolunu yol edinerek ve her mekânda İslami değer pusulasını yanında bulunduran Akif gibi, davası için dertlenmesi ümidiyle…
Akif Emre’ye rahmetle…