Ramazan Söyleşileri: Bangladeş’te Ramazan
Farklı ülkelerde mübarek Ramazan ayının nasıl yaşandığını ele aldığımız Ramazan Söyleşileri serimizin bu seferki konusu: Bangladeş’te Ramazan
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Mazhar İslam. Bangladeşliyim. Hükümet bursuyla 2010 yılında doktora için Türkiye‘ye geldim. Önce bir sene TÖMER‘de okudum. Türkiye‘ye ilk geldiğimde “merhaba“ dahi demeyi bilmiyordum. Ama artık üniversitede ana dili Türkçe olan insanlara Türkçe ders verebiliyorum. 2016 yılında Hacettepe‘de doktoramı tamamladım. İki sene Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi’nde, bir sene Gelişim Üniversitesi‘nde görev yaptım. Temmuz ayından bu yana Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde Sosyoloji alanında Dr. Öğretim Üyesi olarak çalışıyorum.
Pandemi ile neler değişti?
Pandemi ile alakalı aslında ben de bazı araştırmalar yaptım. Bu araştırmada Türkiye ve Bangladeş’te kentte yaşayan insanların COVID-19 algısını ve yaşamlarını karşılaştırmıştım. Belki bilirsiniz, bizim ülke nüfusunun %90’ı Müslüman‘dır. İnsanların hayatının şekillenmesinde cami ve medrese imamlarının önemli bir payı vardır. Pandemi ilk çıktığında camideki birçok imam “Bu batıdan gelen hastalıktır, biz namaz kılıyoruz, abdest alıyoruz, bize bulaşmaz.” gibi şeyler diyordu. Bir seneyi geçtik hâlâ bu şekilde düşünenler var. Hâlâ çoğu kişi maske bile kullanmıyor. Halbuki Efendimiz (sav)’in salgın konusunda çok önemli hadisleri var. Ona rağmen birçok hoca böyle davranıyor.
Herhangi bir kısıtlama var mı?
Bir ara sokağa çıkma yasağı geldi ama iş yerleri açıktı. Mesela şehir içi ve şehirler arası ulaşım yasaklandı. Ama birçok kişi işe gitmek zorunda. Özellikle tekstil fabrikalarında yüz binlerce insan var. Bunun sebebi ise bakanlıklar arası uyuşmazlık. Bütün bakanlıklar oturup tek karar alamıyor. Bazı yerler bir karar alırken diğerleri başka karar alıyor. Sonunda ise garip durumlar ortaya çıkıyor.
Cami ve okullar açık mı?
Geçen sene 17 Mart’tan bu yana okullar kapalı. Teravih için yirmi kişilik sınırlama getirildi ama camiler açık. Hiçbir zaman kapanmadı. Türkiye‘deki gibi sosyal mesafe çok uygulanmıyor. Tek istisnası çok büyük ve önemli kişilerin geldiği camiler. Oralarda uygulanıyor ama bu camiler de bir elin parmaklarını geçmez. Çoğu yerde kimse önemsemiyor. Çoğu kişi eskisi gibi devam ediyor. Yani herkes pandemi yokmuş gibi davranıyor denebilir.
Normalde Ramazan nasıl geçer?
Bizde çok belirgin bir ramazan havası vardır. Mesela çocukluğumdan örnek vereyim; ilk sahurdan önce biliyorsunuz gece ilk teravih kılınıyor. Biz küçükken herkes bu namaza giderdi. Biz de babamızın, dedemizin yanında gider ilk iki rekatı kılar sonra arkaya kaçardık. Koşturup şakalaşırdık kendi aramızda. Yani teravih eğlenceliydi. Çocuklar akşam saatleri dahi sokakta olur, gezip şarkı söylerdi. Böyle bir şölen havası hakimdi. Bizde ikindi sonrası sokaklar tıklım tıklım olur. Bir sürü seyyar satıcı olur. Ve envai çeşit yemek satarlar iftarda yemek için. Özellikle “chola“ dediğimiz bir yemek vardır, onu çok fazla tüketiriz.
Chola Ramazan’a özel bir yemek mi?
Chola normalde de yediğimiz bir şey. Ama ramazanda tadı bir başka oluyor. Mesela geçen hafta benim hanım onu yaptı, yedik. Ramazan bereketi mi bilmiyorum, her şey aynı ama tadı başka. Allah‘ın bir rahmeti ve bereketi var burada sanırım.
Camilerde durum nasıl?
Her gün camide iftar sofraları kurulur. İnsanlar ya evde pişirir gönderir ya da bir yerden satın alıp gönderir. Mesela dışarıdayken iftar vakti geldi. Geçerken sokaktaki satıcılardan yemek alıp camiye gidebilirsin. Camide iftar sofrası kurulduğu için eve yetişemeyenler için de diğer Müslümanlarla birlikte iftarını yapma imkanı olmuş oluyor. Bazıları da yemeğini kendi götürmek yerine zaten iftar olduğunu biliyor. O yüzden hiçbir şey almadan gidip bedava dağıtılan yemekten yiyor. Bizde binlerce çeşit yemek olur. Çok zengin bir menümüz var.
Kadınlar camiye geliyor mu peki?
Genelde bizim camiler kadınlar için uygun değil. Bizim orada Türkiye‘deki gibi kadın-erkek kısımları yok. Bizde sadece erkekler veya çocuklar camiye gelir, namaz kılar.
Bu cami iftarları nasıl oluyor biraz daha açar mısınız?
Kendi ailemizden örnek vereyim. Mesela biz zaman zaman camiye iftar gönderirdik. Kardeşim götürüyor, onlarla birlikte iftarı orada yapıyor. Tabi yemeği götürüp dönenler de olabilir. Müezzin veya imam bunları toplar, sofraya eşit şekilde dağıtır. Gelenler de oturup yer ortadakilerden.
Türkiye ile Bangladeş arasında ne gibi farklar var?
Yemek çeşitleri çok farklı bizde. Mesela çorba kültürü yok. Sizde çorba olmazsa olmazdır. Bizde ise chola ve muri öyledir. Ayrıca peyaju, beguni ve jilapi neredeyse her evde tüketilir. Bizde de sizdeki gibi eskiden davulcu vardı ama şu an yok. Onun yerine müezzin sela okumaya başlar, Kur‘an‘dan bir şeyler okur. Herkesi uyandırmak için kendi dilimizde hoparlörden “Ey cemaat! Sahur vakti geldi, kalkın. Şu saatte çıkacak, uyanın” der. Sonra kendisi yemeğini yer. Sonra tekrar anons yapar, on dakika kaldı, gibi. Bitince “Artık sahur vakti bitti, ezan okunacak” deyip duyurur.
İki ülke arasında ne gibi kültürel farklar var?
Bizde bazıları oruç tutmasa bile başkaları ona kötü gözle bakmasın diye tutmadığını belli etmiyor. Bazı lokanta sahipleri dükkanlarını kapatırken bazıları gün boyu açık olabiliyor. Lokantalarda farklı tabaklar hazırlanıyor, 5-10-15 liralık gibi. İftar vakti gidip bütçenize göre alıyorsunuz. Bizde tarlada veya inşaatta çalışanlardan oruç tutmayanlar olabiliyor ağır iş yaptıkları için. Hava burada çok sıcak ve terleticidir. Onlar dayanamadıkları için tutmayabiliyorlar. Açık olan bazı restoranlar var, onlar da şöyle yapıyor. Perdeyle bölünmüş alanlar var. İnsanlar oraya girip karnını doyurup çıkıyor. Yani herkese açık bir şekilde yenmediği için kimse görmüyor. Hatta fark olarak şunu da diyeyim. Türkiye‘de bugün kız-erkek fark etmez, oruç tutmuyorsa dışarıda yemek yiyor veya sigara içiyor. Bizde Hintliler bile bunu yapmıyor. Ramazana ve bize saygı duyuyorlar.
Müslüman gruplar arası ve gayrimüslimlerle ilişkiler nasıl?
Müslümanlar birbirini iftara çağırıyor. İyi durumda olan daha zorda olanlara karşı daha fazla destek oluyor. Ramazanda bu artıyor. Bizde iftar partileri oluyor. Arkadaşlar kendi arasında para topluyor, herkes bir miktar para koyuyor. Sonra partiyi organize eden kimse gidip o parayla alışveriş yapıyor. Akşam hep birlikte onun evinde toplanıp yiyorlar. Bir imam geliyor, dua ediyor ve sonra muhabbet ediyorlar. Hatta mesela bazen Hintli veya gayrimüslim arkadaşları da davet ediyorlar. Bunu aslında sınıf partisi gibi düşünebilirsiniz. İnanan inanmayan herkes katılabiliyor. Bazen Hintlilerden bizden olsun diyerek para almıyoruz. Bazıları tamam derken bazıları da ücreti vermek istiyorlar, ısrar ediyorlar. Sizdeki gibi dernekler yok bizde. Onun yerine böyle partiler oluyor.
Bir de bizde çay kültürü sizdeki gibi değil. Sizde bir bardak bitiyor bir daha doluyor. Bir daha bitiyor doluyor derken 5-10 bardak çay içiliyor. Bizde ise sürekli bardak tazelenmez. Tek bardak içiyor ve kalkıyoruz. O da sütlü çay oluyor, belki bilirsiniz.
Toplu iftarlar nasıl?
Bizde farklı kulüpler var. Sizdeki hemşeri derneklerini ya da belirli bir gruba özel dernekleri düşünebilirsiniz. Farklı gruplar kendi arasında iftarlar yapabiliyor. Ama onun dışında toplu iftarların yeri genelde cami oluyor. Bir başka fark şu, ister fakir ister zengin olsun herkes bir gün imam ya da müezzini evinde ağırlar. Hatta o gün özel hazırlık yapılır. Ev sahibi en lezzetli yemekleri yapmaya ve güzel bir sofra sunmaya çalışır. İmam da yemekten sonra Kuran okur, geçmişlerin ruhlarına dua eder.
Yani imamlar otuz gün boyunca farklı evlerde iftar ediyor o zaman?
Evet, hatta mesela imama “Şu gün gelebilir misin?” diyorsunuz. O doluyum, diyor. Eğer tüm iftarlarda doluysa o zaman sahura falan çağırıyoruz. İmam geldiğinde ezan okununca bir şeyler atıştırırız. Ara sıcak veya atıştırmalık gibi düşünebiliriz. Tabi sizdeki gibi çorba yok. Onun yerine az önce dediğim chola ve muri falan var. Sonrasında hep birlikte namaz kılarız. Ardından ana yemekleri ve özel hazırladığımız şeyleri yeriz.
Kadir gecesini nasıl geçiriyorsunuz?
Ramazan ayının 27. gecesinde kutluyoruz Türkiye‘deki gibi. O gün camiler gece açık oluyor. Hatta az önce dediğim imam çağırma olayı için insanlar şöyle düşünüyor: Bu gece faziletli, imamı bu gece ben ağırlayayım. O yüzden herkes o günü önceden ayarlamaya çalışır. Biz de iftardan sonra camiye gidiyoruz. Yatsıdan önce hoca vaaz vermeye başlar. Bu arada bizde hatimli teravih olur. Sizde bazı yerlerde var. Ama bizde tüm camilerde namaz hatimle kılınır. Kadir gecesinde de hatim biter, duası yapılır.
İtikâf nasıl oluyor?
Normalde benim babam 2017 yılında itikâfa girmişti. Ona biz yemek götürüyorduk. Hatta biz fazlasıyla gönderiyorduk. Ekonomik durumu kötü olup takva sahibi kişiler varsa onlara da ikram etsin diye. Böylece durumu iyi olanların durumu kötü olanlara yardımcı olması için hayırlı bir vesile olmuş oluyor.
İmamlar ne işliyor?
Ramazandan bir önceki Cuma, ramazan; Kadir gecesi öncesindeki Cuma, Kadir gecesinin fazileti; bayramdan önceki Cuma özellikle bayramın önemi anlatılır. Bu ayda hem medreseler için hem de hastalar ve ihtiyaç sahipleri için bağış toplanır ve teşvik edilir. Mesela ihtiyaç sahibi birileri varsa bazen imam minberden söyler. Bazense durumu iyi olanlara gelip özelden söyler. “Böyle bir kardeşimiz var, ihtiyaç sahibi. Yardımcı olabilir misiniz?” diye.
Hep imamlar üzerinden mi gidiyor bu iş?
Bazen de insanlar kendi geliyor durumu iyi olanlara. Mesela şöyle ihtiyacım var, böyle eksiğim var gibi. Bazen kızını evlendiremeyenler geliyor. Çünkü bizde tam tersi kız tarafı başlık parası gibi bir şey verir. O sebeple kız babaları için bu süreç maddi olarak zordur. Kişilerin durumuna göre para ya da erkek için beyaz eşya veya motosiklet falan vermek gerekir.
Bayramlar nasıl geçer?
Bayram konusunda Türkiye ile çok fark var. Türkiye’de bayramda bayram olduğunun farkına varamıyoruz. Bizde hiç namaz kılmayanlar bile arefe günü çarşıya gidip panjabi ve beyaz takke alır. Bayram günü sabahtan onu giyip namaza gider. Çocuklar için özel kıyafetler alınır. Ve eskimesin diye onu açmazlar, illa bayram sabahı açılacak. Bayram olduğunu insanların dış görünüşünden bile anlarsın.
Camide bizdeki gibi tokalaşma oluyor mu imamın sağından başlayıp sırayla herkesle bayramlaşmak gibi?
Tokalaşma bizde de oluyor ama sizdeki gibi sırayla değil. Cami içinde herkes rastgele birbiriyle bayramlaşır. Önce biriyle sonra öbürüyle derken rastgele önüne kim gelirse bayramlaştığın bir cami düşünün. Sonra eve geliriz, evde tatlı bir şeyler yeriz. Sonra akraba ziyaretleri olur. Bizde şeker toplama yok, sadece akrabalar arasında bayram harçlığı verilir. Ama sizdeki gibi el öpülmez, ayağına dokunarak selam verilir. Sonra biz de onlara harçlık veririz. Bir de bizde hava durumu kötü değilse yani yağmur falan yoksa bayram namazı sokak, meydan, okul bahçesi gibi açık alanda kılınır.
Diğer ülkelerdeki söyleşileri okumak için tıklayın: Ramazan Söyleşileri
Öylesine biri