Ramazan Söyleşileri: İsveç’te Ramazan
Farklı ülkelerde mübarek Ramazan ayının nasıl yaşandığını ele aldığımız Ramazan Söyleşileri serimizin bu seferki konusu: İsveç’te Ramazan
Öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Tabi, adım Joel Perkhed. İsveç’te doğup büyüdüm, burada işletme okudum ve küçük aile şirketimizde çalışıyorum. Son zamanlarda pandemiden ötürü evden çalışıyorum tabii. Üç yıldır eşimle iki odalı küçük bir dairede yaşıyoruz. Eşim öğrenci, o da bir yandan benim gibi evden çalışıyor. 19 yaşında Müslüman oldum. Şu an 29 yaşındayım ve Allah’a şükür 10 yıldır Müslümanım.
Pandemi zamanında Müslümanlar dinlerini nasıl yaşıyorlar? Pandemi neleri değiştirdi?
Pandemide değişen şey camiye gidemeyişimiz oldu. Burada tüm camiler kapalı, restoranlar da iftar öncesi 20:30’da kapanmak zorunda. Teravih için camiyi ziyaret etmek, diğer Müslümanlarla birlikte iftar yapmak benim için her zaman özeldi ve salgın sırasında bunları çok özledim. Artık çoğu zaman evdeyiz. Ara sıra çok kalabalık olmamak kaydıyla doğa yürüyüşlerine çıksak da daha sonra genellikle kendi evimizde iftar yapıyoruz. Bu yıl Ramazan’ın en büyük farkı diğer Müslümanlarla birlikte yaşanamaması. Azınlık olduğumuz için İsveç gibi bir ülkede birlikte olmak önemli. Çoğumuzun burada mutluluğunu paylaşabilecek büyük bir ailesi yok. Camiye gidemeyip diğer Müslümanlarla eskisi kadar görüşemediğimizden bu mübarek ayın hakkını vermek herkes için daha zor oluyor.
Pandeminin olmadığı zamanlara gidecek olursak normalde İsveç’te Ramazan nasıl geçer? İnsanlar neler yapar ve nasıl değerlendirirler bu ayı?
Ramazan ayında çoğu insan gün içinde işe gider, biraz dinlendikten sonra da iftar ve teravih için camiye gider. Bazen arkadaşlarımızla dışarı çıktığımız ya da iftar için birbirimizin evini ziyaret ettiğimiz de olur tabii. Camiler beş vakit namaz kılmaya açık olduğundan insanlar gün içinde camide de vakit geçirebilirler. Ailesi Müslüman olanlar birlikte, cemaat halinde vakit geçirmeye çalışır. Bu özel zamanda herkes mutlu ve birbirine karşı sabırlı. Bence Ramazan ayının diğer aylardan en büyük farkı bu.
Bildiğim kadarıyla İsveç en uzun oruç saatleri ve oruç-sahur arasındaki sürenin kısalığı ile gündeme geliyor. Şu ana kadar en uzun orucunuz kaç saatti? İftar ve sahur arası ne kadardı?
Şimdiye kadar oruçlu geçirdiğimiz en uzun süre 19-20 saat oldu. Burada pek çok farklı kültürden insan olduğu için süre biraz da hangi ekolü takip ettiğinize bağlı olarak değişiyor. Mesela yaz aylarında yatsı ve sabah namazları için uygun zamanımız yok çünkü güneş tam olarak batmıyor. Sadece çok uzun bir akşam vaktimiz var. Bu durumda da yatsı ve sabah namazı vakitlerini tahmin etmede görüş farklılıkları ortaya çıkıyor. Örneğin bazıları imsak vaktinin 2’de, bazıları ise 3’te olduğunu varsayıyor. İftar saati de 22:00 civarı olunca, bize iftar ile sahur arasında 4-5 saatlik bir mola kalıyor. Birçoğu bu zamanı en iyi şekilde değerlendirmek için gece boyunca uyanık kasa da çalışanlar birkaç saat uyumayı tercih edebiliyor. Bu yıl işimiz biraz daha kolay çünkü sabah 2’den akşam 9’a kadar oruç tutacağız.
Bu verdiğimiz bilgiler ışığında oruç sizin için ne anlam ifade ediyor diye sorsak? Oruçluyken neler hissediyorsunuz, yaşadığınız bu zorluklar hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Oruç tutmayı seviyor ve bizim için önemli olduğunu düşünüyorum. Ramazan ayı Allah’ı anma ve maneviyatımızı artırma zamanı. Oruç bize verilen nimetlere şükretme fırsatı sunuyor, aynı zamanda sağlıklı kalmamıza ve diğer Müslümanlarla daha yakın ilişkiler kurmamıza yardımcı oluyor. İsveç kişi başına düşen milli gelirin en yüksek olduğu ülkelerden biri. Bence uzun saatler oruç tutmak Allah’ın bir hikmeti. Bu ibadet vasıtasıyla elimizdeki nimetlerin farkına varıyor, zor durumdakileri de hatırlayıp onlara yardım ediyoruz. İsveç’teki Müslümanlar fitre ve zekatlarını her zaman başka ülkelere gönderiyorlar çünkü burada çok fazla ihtiyaç sahibi yok. Oruç tutarak maneviyatımızı artırma fırsatımız olmasaydı dünyevi meşgalelerde kaybolup Allah’ın üzerimizdeki nimetlerini unutmamız daha kolay olurdu diye düşünüyorum.
Ramazan ayında İsveç’e özgü adetleriniz var mı? Mesela bizde güllaç ve pide ilk akla gelenlerden. Ayrıca iftar vaktinin geldiğini haber vermek adına top atışı olur. Sahurda sokaklarda davulcular gezer insanları sahura uyandırmak için. Sizde neler var normalde olmayıp Ramazan’da hayatınıza giren?
Türkiye’nin bu gelenekleri çok hoş görünüyor. Geçmişte Türkiye’yi ziyaret ettiğimde sahurdan önce davul çalındığını hatırlıyorum. Maalesef İsveç’te böyle bir şey yok. Ezana bile izin verilmediğinden ancak cami içinde ya da evde okuyabiliyoruz. Burada kültürel çeşitlilik çok fazla. Türkiye’den, Afrika’dan, Bosna’dan, Arap ülkelerinden gelip o bölgelere has gelenekleri sürdüren, o ülkenin Ramazan yemeklerini yapan çok sayıda insan var. Çoğunlukla 20’den fazla milletten Müslüman bir araya geliyor, aynı sofrada iftar yapıyoruz. O yüzden cami iftarlarında çeşit çeşit yemek oluyor. Bence İsveç’teki geleneği farklı ve özel kılan şey bu kültürel çeşitlilik.
İsveç’te mübarek Kadir Gecesi ile ilgili bir şeyler yapılıyor mu?
Müslümanların çoğu bu özel gecede uyanık kalıp ibadet etmeye çalışıyor. Tam tarihini bilmediğimiz Kadir Gecesi’ni ibadetle geçirmiş olmak için de son on gecenin tamamını bu şekilde geçiriyorlar. Normal şartlarda bu dönemde camiler dolu oluyor. Çeşitli ülkelerden imamlar Kur’an okumak üzere davet ediliyor. Bu imamlar İsveç’te yatsı ile imsak arası kısa olduğundan tilaveti normalden kısa tutuyorlar. Camide genellikle biri yatsıyı, diğeri teravihi kıldırmak üzere iki farklı imam bulunuyor. Birçoğu bu gece sadaka veriyor, dua ve tövbe ediyor. Kadir Gecesi bütün gece ayakta kalıp ibadet etmeyi, ailemle birlikte olmayı, tefekkür etmeyi seviyorum. Bu süre zarfında kendimi mutlu ve huzurlu hissediyorum. Kadir Gecesi Allah’ı hatırlamak, derinlemesine düşünmek için harika bir zaman.
Biz burada büyüdük. Çoğunluğu hatta tamamına yakını Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz. Herkes Ramazan’ın ne olduğunu biliyor. Peki İsveç’te durum nasıl? Gayrimüslimler Ramazan’ı ne kadar biliyor? Bu ayda size yönelik davranışlarında herhangi bir değişim oluyor mu?
Ramazan’ın ne olduğunu herkes bilmiyor. Hem Ramazan’a hem de İslam’a dair pek çok yanlış kanı var. Bazen gayrimüslimler bana uzun süre yemeden içmeden durmanın sağlıklı olup olmadığını soruyor. En azından biraz su içmemi tavsiye ediyor, oruç tutmanın anlamını kavrayamıyorlar. Yine de bize karşı tutumları genel olarak iyi. Kendileri bu kadar uzun süre oruç tutamayacaklarını ifade ediyorlar. Bizim bu ibadeti uygulamadaki sabrımızdan etkilendiklerini söyleyebilirim. Müslüman olmadan önce ben de hiç bu kadar uzun süre aç ve susuz kalmamıştım. Bu yüzden neden bu şekilde yaklaştıklarını anlayabiliyorum.
Devletin Müslüman vatandaşlarına bakışı nasıl, herhangi bir değişiklik oluyor mu? Hatta şöyle soralım: İslami hassasiyetleriniz ve ibadetleriniz noktasında devletin tutumu nedir?
İslam nefreti üzerine inşa edilen bazı yeni partiler popülerleşiyor olsa da devletin burada bizi topluma dahil hissettirmeye çalıştığını düşünüyorum. Bununla birlikte gayrimüslimlerin çoğu, herkese iyi davranmak isteyen normal insanlar. Mevcut hükumet yerel medyada bayramımızı kutluyor mesela.
Ancak şu anda orucun kendileri için zararlı olduğu ve okul başarılarının önüne geçeceği gerekçesiyle ergenlerin oruç tutmasının yasaklanmasına yönelik bir tartışma var. Oruç tutmanın bize hayattaki önemli şeyleri öğretip kalbi koruduğuna inandığımdan bu durumu çok üzücü buluyorum.
Bazı iş yerleri Ramazan ayında izin almayı kolaylaştırdı ve iş sırasında ibadet edebileceğimiz molalar var. Ancak doğrudan ibadete özel bir ara değil. Örneğin başkaları kahve içerken biz namaz kılıyoruz. Her şeyin mükemmel gitmediği iş ortamında ibadet etmek stresli olabiliyor. Tipik İsveç mantığı herkesin aynı şekilde çalışmasını gerektirir. Haliyle Ramazan ayında bizim de normal bir şekilde çalışmamız bekleniyor. Bence bu beklenti adil, zaten çoğu için de sorun teşkil etmiyor. Gece çalışan bazı arkadaşlarım var. Onlara sahur için ayrıca zaman veriliyor.
Son olarak da bayramı sormuş olayım. Bayram İsveç’te nasıl kutlanıyor? Neler yapıyorsunuz? Mesela İsveçli Müslüman bir çocuk bayramı heyecanla bekler mi? Onun için bayram ne ifade eder? Bayrama özgü adetleriniz var mı şeker toplama, aile büyüklerini ziyaret etmek gibi?
İsveç okullarında çocuklar Ramazan bayramında değil, ulusal bayramlarda tatil yapıyorlar. Yine de Müslüman anne babalar bayramda çocuklarını özel hissettirmeye çalışıyor; onlara hediye, para ve şeker veriyorlar. Toplum birçok anlamda bizden farklı değerlere sahip olduğu için burada çocuk yetiştirmek zor. Burada ebeveynlerin en çok çocuklarının Müslüman kimliğinden endişe duyduğunu sanıyorum.
Çoğu aile bayram namazı için çocukları camiye getiriyor, onlar da avluda beraberce oynuyorlar. Aslen başka ülkelerden gelen Müslümanlar kendi geleneklerini burada devam ettirebiliyor. Ancak sonradan Müslüman olmuş İsveçliler için durum biraz daha zor. Ben de ihtida ettikten sonraki ilk yıllarımda bayramı çoğunlukla diğer günlerden farksız geçirirdim. Ailem Müslüman değil, bu yüzden özel bir meşgalem yoktu. Şimdi ise genellikle Türk olan eşimin ailesini ziyaret ediyoruz. Böyle zamanlarda çok sayıda samimi Müslümanın bayramlaştığı camilere gitmek, mühtediler için iyi bir seçenek olabilir. Bence camiler cemaat bilincini güçlendirdiğinden İsveçli Müslümanlar için bilhassa önem taşıyor.
Kaynaklar
- Fittja ulu cami (görsel), http://diyanet.se/inc.php?p=camiiler
- Eller Cami (görsel), http://diyanet.se/inc.php?p=camiiler