Ramazan’da Dikkat Edilecek Noktalar
Mahmud Es’ad Coşan Hoca efendi, yaptığımız ibadetlerin sevabını alabilmemiz, Ramazan’ın faziletinden faydalanabilmemiz için Ramazan’da dikkat edilecek noktaları bir hutbesinde açıklamış, “Orucu oruç yapan nedir?”, “Orucu tüm benliğimizle yaşayabilmek için ne yapmamız gerekir?” sorularının cevabını gelin birlikte okuyalım..
Öncelikle, bir kişinin orucun sevabını kaçıran günahlardan uzak durmaya dikkat etmesi lâzım. Gece ibadetinin sevabını kaçıran hatalardan uzak durması lâzım. Onlar ne olabilir, neler olabilir?.. Ramazan orucu tutarken hatalarımız nelerdir?.. Bunları şöylece sıralayalım:
Oruç tutuyoruz diye aç kalınınca, insanın ruhsal istikrârı da biraz sarsılabiliyor. Oruçlu olan bakıyorsunuz sinirli oluyor. Sinirli olunca sağa sola çatıyor, bağırıyor. Sigara alışkını, tiryakisi, oruçlu olunca sigarayı içmediği için bir asabilik bastırıyor; etrafını haşlıyor, paylıyor, üzüyor, vuruyor, kırıyor. Halbuki oruç sabır ibadetidir. Kendisini tutacaktı, böyle şeyler yapmayacaktı. O zaman orucun iyi tutulmadığı, orucun şartlarına uyulmadığı anlaşılıyor. Bir yaygın hatamız bu.
Ondan sonra iftar ediyoruz, sahura kalkıyoruz. Yediğimiz şeylerin helâl olmasına dikkat etmek lâzım. Haram lokma yediği zaman, insanın kırk sabah namazı kabul olmaz, duası kabul olmaz. Helâl lokma dindarlığın, takvânın temelidir. Onun için lokmanın helâl olmasına çok dikkat etmek lâzım!
Hadi diyelim kazancımız helâl, lokma helâl, akşamleyin sofraya oturduk. Hatalarımızdan birisi nedir?.. İftarda çok aşırı yemek yiyoruz. Hem sıhhate aykırı, hem de orucun mantığına aykırı. Oruçlu aç duruyor ki, biraz nefsi zayıflasın, kalbi nurlansın, ruhu kuvvetlensin. Halbuki Ramazanda öyle yemek yiyor ki, iftarda, sahurda, arada; Ramazan’ın sonunda kilosu artıyor.
“Bu Ramazan’da on kilo almışım, beş kilo almışım!” diyor.
Halbuki zayıflaması lâzımdı. Bunun için büyüklerimiz, alimlerimiz kitaplarda bunu da belirtmişler. Yâni iftarda da biraz hafif yemeli ki, açlığın faydaları, aç durmanın, oruç tutmanın manevî faydaları, maddî faydaları, sıhhî faydaları vücut üzerinde görülsün.
Ondan sonra ne yapıyoruz?.. Teravihe gidiyoruz. Umumiyetle teravihi severek kılar bizim müslüman halkımız, teravihe gider. Fakat teravihte hatamız nedir?.. Hızlı kılmak. Yâni çok rekatlı diye, çok rekât çabuk bitsin diye süratli bir namaz kılma kötü alışkanlığı var. İmamlar çabuk kıldırıyor. Cemaat de çabuk kıldıran camiye gidip, paldır küldür namaz kılıyor. Bu da yanlış.
Mümkünse hatim sürülerek teravih kılınan yerlere gitmeli, tadını çıkarmalı. Değilse sakin sakin, tâdil-i erkân ile, rükûsuna, secdesine hakkını vererek namaz kıldıran imamların arkasında namaz kılmalı! Hırsızlığın en kötüsü namazda rükûdan, secdeden çalmaktır. Yâni onları hızlı yapıp hakkını vermemektir. Bu da yaygın bir hata Türkiye’de… Bundan da sakınmak lâzım. Yâni namazı güzel kılmalı!.
Yatsıdan sonra kılınan bu teravih namazı gece namazından sayılır. Gece namazının sevabı da çok büyüktür ama, Ramazan’da sevap daha da büyükleşiyor. Çünkü Allah-u Teàlâ Hazretleri Ramazan’da yapılan ibadetlere büyük mükâfatlar koymuş. Sair zamanda insan geceleyin kalksa, iki rekât kılsa;
(Rek’atâni minel-leyli hayrun mined-dünya ve mâ fîhâ) “Geceleyin iki rekât namaz kılmak, dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır” diye buyruluyor.
Onun için Ramazan’da bu teravih de, yatsıdan sonra kılınmış bir namaz olarak gece namazından sayıldığı için, bunu da böyle yirmi rekât kıldığından epeyce sevap alacak. Ama güzel kılmak şartıyla. Yâni güzel tutulmayınca orucun sevabı olmadığı gibi, güzel kılınmayınca namazın da sevabı olmayacağını, vücuda bir yorgunluk olacağını bilmeli… Ebû Hüreyre hadis-i şerifinin namazla ilgili kısmını teravihte hatırlamalı, aceleye getirmemeli, şuurlu, huzurlu, huşûlu güzel namaz kılmalı! Bir hata da bu…
Sonra bazıları sahura kalkmayı kestirip atmak istiyorlar. “Ben dayanabilirim, akşamdan yer yatarım.” diyorlar. Sahura kalkmıyorlar uykuyu bölmeyelim diye… Halbuki Ramazan biraz uykuyu yenmek, uykuyu bölmek çalışmasıdır bence… Bu Ramazan’da önemli bir husustur. Nefsimizi yenmek için bir idmandır Ramazan… Özellikle sahura, uykuyu bölüp kalmak lâzım. Çünkü gece kalkmaya alışma çalışmasıdır Ramazan… Sahura yemek yiyeceğiz diye kalkıp, bir ay sahur vaktinde, seher vaktinde uyanmayı öğrenince, senenin öbür zamanlarında da o güzel vakitte kalkıp ibadet etmeye bir alıştırmadır, yemekli alıştırmadır diye düşünüyorum ben… Onun için sahura kalkmayı da hararetle tavsiye ediyorum.
Sahura kalkmamak da yanlıştır, sahur sünnettir. Eski ümmetlerle bizim ümmetimiz arasında, ümmet-i Muhammed arasındaki fark, onların oruçlarıyla bizim orucumuz arasındaki fark, bizim sahura kalkmamızdır. Sahura kalkmak sünnettir. Sahur yemeği berekettir, feyizdir. Onun için sahura kalkmayı da ihmal etmemeli!.. “Akşamdan yeyip yatarım, sahura kalkmam!” sözü doğru değil…
Sonra sahura kalkıldığı zaman, bir de abdest alınmalı, iki rekât-dört rekât, hanım yemeği hazırlayıncaya kadar, çoluk çocuk sofraya toplanıncaya kadar bir teheccüd namazı kılınmalı. Sahurda kılınan namaz çok sevaptır. Bunu kardeşlerimiz kaçırmasınlar!
Ondan sonra yanlışlıklardan bir tanesini daha söyleyelim; evinde sahurdan sonra, imsak kesildiği zaman, sabahın vakti girince herkes ne yapıyor?.. Hemen sabah namazını evinde kılıp tekrar yatağa yatıyor. Bu da yanlış… Yâni sabah namazını cemaatle kılmayı kaçırmak çok büyük bir kayıp oluyor. Onun için sabah namazını camide kılmaya çok dikkat etmeli! Sahurdan sonra camide namaz kılmaya gitmeli, onu ihmal etmemeli!..
Evde kılmak, cemaatle bile olsa, çoluk çocuğu toplayarak cemaatle kılsa bile, camide kılmaya denk olamaz. Çünkü camiye doğru giderken attığı her adımda bir derecesi yükselir. Her adımda bir günahı silinir, her adımda kendisine bir hasene verilir. Oraya gittiği zaman da, camideki mübarek insanların kazançlarından ona da ortaklık gelir. Camide o mübareklerin kıldığı namazlar dolayısıyla, namazı kabul olur. Evindeki belki kabul olmaz.
Bir yanlışlık da sahurdan sonra evde namaz kılıp camiye gitmemektir. Bunu da yapmamalı kardeşlerimiz.
Sonra, akşamleyin çok yaygın bir yanlışlık var, özellikle Türkiye’de; akşam namazı camilerde kılınmıyor. Neden?.. Herkes sofranın başında olduğu için, iftar edeceğim telâşında olduğu için, akşam namazını camide kılmıyorlar, evde kılıyorlar. Bu da bir yanlışlıktır. Ramazan’da ibadetlerin arttırılması gerekirken, tam aksi yapılıyor ve Ramazanda akşam namazını camide cemaatle kılmak kalkıyor. Hattâ bazı şehirlerde biz camiye gittiğimiz zaman, imamı müezzini görmüyoruz. O da iftar edeceğim diye ortalarda yok. Cami bomboş, mahzun… Bu yanlış.
Aziz ve muhterem kardeşlerim! Peygamber sav Efendimiz Ramazana o kadar çok önem verirdi ki, tâ iki ay önceden Receb ayı girdiği zaman:
Allah’ım bize Receb ayını, Şa’ban ayını mübarek eyle, Ramazan’a bizi eriştir!
diye dua ederdi. Ramazanın sevgisi, Ramazana kavuşmanın iştiyâkı iki ay önceden Efendimiz’in dudaklarından dökülürdü, dualarına girerdi. Ramazan çok önemli bir ay…
Onun için bu güzel ayın feyzinden bereketinden istifâde etmeye dikkat etmeliyiz. İbadetlerimizi daha aşk ile, şevk ile yapmalıyız. Eskiden yaptığımızı bile yapmamak yanlışlığına düşmemeliyiz. Orucu da güzel tutmalıyız, teravihi de güzel kılmalıyız.