Ülkeleri Tanıyoruz: Özbekistan
“Ülkeleri Tanıyoruz”1 serimizde bu seferki durağımız Özbekistan. Devasa tarihi yapıların, mavi kubbelerin ve turkuaz renkli çinilerin diyarı. Dilerseniz bu masalsı ülkeyi birlikte tanıyalım.
Orta Asya’da Müslüman Bir Türk Devleti
Özbekistan, Orta Asya’da bulunan bir Türk devletidir. Ülkenin komşuları; güneyde Afganistan ve Türkmenistan, doğuda Kırgızistan ve Tacikistan, kuzey ve batıda ise Kazakistan’dır.
Özbekistan İsminin Anlamı ve Hikayesi
Özbekistan kelimesi, “Özbeklerin Ülkesi” anlamına gelir. Peki “Özbek” kelimesinin anlamı ne? Türk dillerinden türediği düşünülen kelime; yiğit ve cesur anlamlarındadır. Özbek isminin Altın Orda Devleti’nin 9. Han’ı Özbek Han’dan geldiğine inanılıyor.
Özbekistan’ın Başkenti
Özbekistan’ın doğusunda bulunan Taşkent, ülkenin başkenti ve en büyük şehridir. Geçmişte önemli bir kent ve günümüzde de başkent olmasından kaynaklı olarak cami, medrese, türbe, kervansaray gibi birçok muhteşem yapıya sahip. Bu yapılardan biri olan Kukeldaş Medresesi, günümüzde imam-hatip yetiştirmek amacıyla İslam Koleji adıyla hizmet vermeye devam eden 460 yıllık görkemli bir eserdir. Taşkent, daha birçok muhteşem tarihi medreseye ev sahipliği yapmakta. 5 asırlık mazisiyle Hoca Ahrar Medresesi ve 30 bin orijinal esere sahip olan Muyi Mübarek Medresesi bunlardan bazılarıdır.
Özbekistan’ın Kadim Kenti: Semerkand
Öncelikle Semerkand’ı neden eski kent diye nitelemeyip onun yerine kadim kent deyişime değineyim. Eski, uzun bir maziye sahip olmakla birlikte ‘değerini kaybetmiş’ anlamındadır. Ancak kadim, uzun bir geçmişe sahip olan ve bu uzun geçmişinden dolayı da değerli olan anlamına gelir. Zamanın eskitmesi bir yana, uzun geçmişiyle daha da değer kazanan bir şehirdir Semerkand.
Persler tarafından M.Ö. kurulmuş olan bu şehir, daha çok tarihi kimliğiyle ön plana çıkıyor. Bu biraz dünyanın en kadim kentlerinden biri olmasından, biraz da Persler, Timur İmparatorluğu gibi farklı kültürlerin mimari yapılarına ev sahipliği yapmasından kaynaklanıyor. Semerkand’ın en önemli tarihi kısmı, Registan Meydanı’dır. Registan Meydanı’nda Timur’un torunu Uluğ Bey’in yaptırmış olduğu Uluğ Bey Medresesi ve Uluğ Bey Rasathanesi vardır. Ali Kuşçu, Semerkand’da bulunduğu dönemde buradaki rasathaneye müdürlük yapmış ve burada çalışmalarını sürdürmüştür. Şehir, bu medrese ve rasathaneyle birlikte ilim ve kültür merkezi olma özelliğini de kazanıyor.
İlim ve Kültür Merkezi: Buhara
Özbekistan’ın önemli şehirlerinden biri olan Buhara, geçmişte Maveraünnehir olarak adlandırılan tarihi bölgedeki önemli kültür merkezlerinden biridir. Sahih hadisleri içerisinde bulunduran Sahih-i Buhari isimli hadis kitabının müellifi İmam Buhari, Buharalı bir alimdir. Daha çok filozof yönüyle tanınan ancak aynı zamanda hekim, astronom, şair, matematikçi ve hukukçu olan İbni Sina da Buharalıdır.
Özbekistan’da Müslümanlığın Tarihi
Özbekistan’ın tarihi kentlerinin birçoğu (Semerkand, Buhara gibi) Persler tarafından M.Ö. kurulmuştur. Bu kadim kentlere İslamiyet’in gelişi 600’lü yılların sonlarında Emeviler dönemindeki fetih hareketleriyle oluyor. Müslüman Araplar, bu topraklardaki insanların Müslüman olması için gayret ederler. Onların çabaları, 700’lü yılların başlarında sonuçlarını verir. 710’lara gelindiğinde hakim din İslamiyet olmuş olur Müslüman Arapların vesilesiyle. Dolayısıyla o günden bugüne 1300 yıllık bir İslam hakimiyetinden söz edebiliriz Özbekistan için.
Özbekistan’ın Simge Yapısı: Gûr-i Emir Türbesi
Geçmişte Timur İmparatorluğu’nun başkenti olan Semerkand, günümüzde Özbekistan’ın tarihi şehirlerinden biri olarak önemini korumaya devam ediyor. Timur İmparatorluğu’nun kurucusu olan Emir Timur, Özbekistan’da saygı duyulan tarihi bir şahsiyettir. Bundan dolayı da Özbekistan’ın simge yapısı olarak kabul edilen yapı, Emir Timur’un Türbesi’dir. Özbekler buraya Gûr-i Emir Türbesi diyorlar.
Gûr-i Emir, hükümdarın türbesi anlamına gelir. 1399’da yapımına başlanan yapı; medrese, hankah gibi bölümlerden oluşuyordu. 1404’te Timur’un veliahtının vefatı üzerine burası türbe olarak kullanılmaya başlamış. 1405’te Emir Timur da vefat edince buraya defnedilmiş. Bundan sonra da hükümdar ve ailesinden birçok kişi buraya defnedilmiş. Günümüze türbe kısımları ulaşmış; medrese, hankah gibi bölümlerinin de olduğu, ancak arkeolojik kazılarla anlaşılmıştır.
Bibi Hanım Camii
İmparator Timur ya da Özbekistanlıların deyişiyle Emir Timur tarafından 1399’da yapımına başlanan cami, beş yılda tamamlanmıştır. Caminin yapılış amacı, Emir Timur’un Hindistan seferinin zaferini ismen yaşatmak. Ancak Emir Timur’un 1400-1404 yıllarını kapsayan Batı seferi nedeniyle inşaatın yapımı, eşi Saray Melik Hanım’ın gözetiminde sürmüştür. Saray Melik Hanım, Çağatay Han’ının kızıdır. Eski Türk devletlerinde yüksek rütbeli kadınların unvanı olarak Bibi kullanılırmış. Saray Melik Hanım’a da halk arasında Bibi Hanım denir. Caminin Saray Melik Hanım’ın gözetiminde tamamlanmasından kaynaklı olsa gerek, bu ismi taşıyor cami.
Timurlu mimarisinin genel özelliklerini taşıyan cami, devasa büyüklüğe sahip görkemli bir yapıdır. Bu devasa yapıya, şanına yaraşır büyüklükte 41 metre yüksekliğe sahip bir taç kapıdan girilir. Yapının kubbesi oldukça dikkat çekicidir. Diğer Timurlu yapıları gibi bu cami de tuğladan yapılmış ve göz alıcı çinilerle süslenmiştir.
Minor Camii
Özbekistan’ın modern camilerinden biridir Minor Cami. Geleneksel mimariden farklı olarak mermerden yapılmıştır. 2014’te ibadete açılan camii 2400 kişi kapasitelidir. İki minaresi ve mavi renkli bir kubbesi vardır. Minor Camii, Timurlu mimari yapısından sade olmasıyla ayrılıyor. Timurlu mimari yapıları oldukça süslüyken Minor Camii’nin mihrap dışındaki iç mekanı sade bir görünüşe sahip.
Tillâ-Kârî Medresesi ve Camii
Farsça sıfat tamlaması olan Tillâ-Kârî, altın kaplamalı anlamına gelir. Caminin iç kısmı altın kaplama ile süslenmiş olduğundan bu ismi almıştır. 1647-1659 yılları arasında inşa edilmiş olan Tillâ-Kârî Medresesi ve Camii, Semerkand Registan Meydanı’ndaki önemli tarihi yapılardan biridir. Konum olarak Uluğ Bey Medresesi ile Şir-Dor Medresesi arasındadır. Öğrenciler için külliye, halk için de merkez camisi vazifesi görmüştür. Tillâ-Kârî Cami, altın kaplamalı süslemeleri ve Timurlu mimarisinin vazgeçilmezi olan çinileri ile görenleri kendisine hayran bırakan türden bir yapı.
Özbek Kültürü
Özbekistan’da erkeklerin sol elleriyle el sıkışması hakaret olarak algılanır. Erkekler ile kadınların el sıkışması da hoş karşılanmaz. O halde nasıl mı selamlaşırlar? Erkekler, kadınları elini kalbinin üstüne koyarak selamlar. Özbek gelenekleri gereği eve misafir geldiğinde pilavı evin erkeği yapar. Misafir evin giriş kapısından en uzak noktaya oturtularak ağırlanır. Ahirete irtihal durumu için de kendilerine has güzel bir ifadeleri var. Vefat eden kimse için ‘öldü’ demezler onun yerine Allah’ın emaneti olduğumuzu hatırlatan ’emaneti teslim etti’ ifadesini kullanırlar. Kültürlerinin bir parçası da başlarına taktıkları ‘Doppi’ adlı başlıktır. Ve her şehrin doppisi birbirinden farklıdır.
Özbek Mutfağı
Pilav, Özbek mutfağının vazgeçilmezidir. Her yörenin kendine has malzemeleri ve kendine has yapılış şekli olduğundan çok sayıda pilav çeşidi vardır. Yapılış şekli ve kullanılan malzemeden kaynaklı olarak 100’den fazla Özbek pilavı çeşidi var. Türkiye’de Özbek Pilavı olarak bilineni de bunlardan sadece biri. “Bir pilav, malzeme açısından ne kadar çeşitli olabilir ki?” sorusu akla gelebilir. Pilav denilince bizim aklımıza genellikle pirinç pilavı ve bulgur pilavı gelir. Ancak Özbekistan pilavı bunların yerine tahıl ürünleri içerir. Pilavlar çoğunlukla etli yapılmakla birlikte kullanılan ete göre de farklı isimler alıyor. Özbek pilavından başka Maş Horda ve Sümelek adlı geleneksel lezzetleri de var.
Özbekistan’da Konuşulan Diller
Özbekistan’ın tek resmi dili Özbekçe. Özbekçe ile birlikte konuşulan bir diğer dil Karakalpakça. Bazı bölgelerde yaygın olduğundan Özbekistan’ın bölgesel dilidir. Ayrıca Rusça, iletişim için ülkede yaygın olarak kullanılan bir diğer dil.
Özbekistan’ın Ekonomisi
Özbekistan ekonomisinde tarım, hayvancılık ve yer altı madenleri hayati değer taşımaktadır. Dünyanın en geniş alana yayılmış altın madeni Muruntau’ya sahip olan Özbekistan, altın üretiminde dünya dördüncüsü. Uranyumda dünyanın en büyük yedinci yatağına sahip. Pamuk üreticiliği dünya sıralamasında ise üçü. Diğer tarım ürünleri; pirinç, mısır, tahıl, tütün ve bazı sebze ve meyvelerdir. Diğer yer altı madenleri ise doğalgaz, petrol, çinko, bakır ve kömürdür.
Özbekistan’ın Nüfusu, Nüfusun Etnik ve Dini Yapısı
2018 yılı nüfus verilerine göre Özbekistan, 32.2 milyonluk bir nüfusa sahip. Bu 32 milyonluk nüfusun dini yapısına bakacak olursak %88’i Müslüman, %9’u Hristiyan ve bunlardan kalan %3’lük kesim ise diğer dinlere mensup.