Yeni Müslüman Olan İki Arkadaşın Kabe Ziyareti
Rabbimiz Hac suresinde “İnsanlara hac ibadetini duyur; gerek yaya olarak gerekse yorgun argın develer üzerinde uzak yollardan gelerek sana ulaşsınlar. Böylece kendileri için faydalı olan şeyleri açık seçik görsünler ve Allah’ın onlara rızık olarak verdiği, belirlenen günlerde kesecekleri kurbanlık hayvanlar üzerine O’nun adını ansınlar. Artık onlardan hem kendiniz yiyin hem sıkıntı içindeki yoksulları doyurun.” buyurmuştur (Hac 27-28). Bu haberimizde sizleri Müslüman olduktan sonra Kabe ziyareti yapan iki kardeşimiz ile tanıştıracağız.
Hac ibadeti kökeni Hz. İbrahim’e dayanan çok özel bir ibadettir. Hac müminin kendi kendisinin farkına varma sürecidir. Bu yüzden birçok Müslüman için hac ibadeti ve özellikle ilk kez Kabe‘yi görmek, hiçbir kelimenin tarif edemeyeceği eşsiz bir duygudur. Aisha Rosalie ve arkadaşı Nailah Edwards’ın Kabe’yi ilk gördüğü anda başına gelen de tam olarak buydu.
Rosalie, Medine’yi ziyaret ettikten sonra Mekke’ye ilk ziyaretinde yaşadığı kelimelere dökmesi zor olan heyecanını paylaşıyor.
“Gerçekten burada olduğuma inanamıyorum. Dürüst olmak gerekirse, grubun geri kalanını bekleyerek tavaf yapmayı bitirene kadar video çekmedim. O yüzden şimdi bekliyorum ama açıkçası bu kadar duygulanmadan Kabe’ye bakamıyorum.” diyen Rosalie, Kabe ziyaretini ve duygularını YouTube’da yayınladığı video ile paylaştı.
Allah Neden Beni Seçti?
İslam dini ile kısa bir zaman önce şereflenen Rosalie “Sadece dünyadaki onca insan arasından neden Allah beni seçti, Allah neden beni seçti diye düşünüp duruyorum. Allah neden beni Müslüman olarak seçti?” diyor. İngiltere’de dini hassasiyetleri az olan bir ailede dünyaya gelen Aisha Rosalie, “hayatımın dönüm noktası” dediği zaman dilimi ise İstanbul ziyareti yaptığı dönem. İslamofobik söylemlerden dolayı “Kötü davranırlar diye korkarak girdim.” dediği Sultanahmet Camisi‘ni ziyaret eden Rosalie, ibadet eden Müslümanlardan ve atmosferden çok etkilendiğini söylüyor.
Bu ziyaretinden sonra hayatını derinden etkileyecek bir yolculuğa adım atan Rosalie, İngilizce mealini satın aldığı Kur’an-ı Kerim‘i İngiltere‘ye döndükten sonra da büyük bir heyecan ve ilgiyle okumayı sürdürdü.Yaklaşık bir yıllık araştırmanın ardından Müslüman olmaya karar vererek, sosyal medya hesaplarında İslam’ı anlatmaya ve İslamofobik söylemlere karşı mücadele etmeye başladı.
Bizler gibi İslam topraklarına doğan Müslümanların, sonradan İslam ile şereflenen kardeşlerimizin hikayelerinden öğreneceğimiz çok şey var. Onların hikayelerini dinledikçe İslam’ın bazen unuttuğumuz ya da fark etmediğimiz güzelliklerini yeniden keşfediyoruz.