5 Soruda Gürcistan’da İslam
Gelin Ortodoks nüfusun hâkim olduğu Gürcistan Müslümanlarının durumunu Dünyada İslam serisinin bu yazısında öğrenelim. Komşu ülke Gürcistan’ı Kafkas coğrafyasına has asil dansları, tarih ve sanat kokan sokakları, damak zevkimize çok yakın mutfağı ve akraba kadar sıcak insanları ile tanıyoruz. Ülkemizde başta Artvin olmak üzere çok sayıda şehirde yaşayan Gürcü kökenli (Çveneburi) vatandaşlarımızın olması, bizleri Gürcistan’ı Müslüman bir ülke şeklinde algılama hatasına düşürüyor ancak gerçek tam tersi.
Gürcistan’da Müslüman nüfus ne kadar?
Resmi kaynaklar ülke nüfusunun yüzde 10’unun Müslüman olduğunu gösterirken, Gürcistan Müslümanlar Birliği bu oranın yüzde 17’yi bulduğunu iddia etmektedir. Zira kimliğini gizlemek zorunda kalan yahut sayımlarda göz ardı edilen Müslüman Gürcüler de vardır.
Acaralı Gürcü Müslümanlar Sünni mezhebine, Azerilerin çoğu ise Şii mezhebine bağlıdır. Bu iki büyük grup dışında, Ahıska Türkleri, Pankisi vadisinde yaşayan Çeçenler ve Kvareli bölgesinde yaşayan Dağıstan kökenli Müslümanlar da yine Sünni mezhebindendir.
İslam Gürcü topraklarına ne zaman ulaştı?
Gürcülerin İslam’la tanışması bir hayli erken dönemlere denk gelmektedir. Yedinci yüzyılda Arap komutan Habib İbn Maslamah al Fihri, Gürcistan ile birlikte komşu ülke Ermenistan’ı da ele geçirmiş ve Gürcülerle anlaşma yaparak kendilerine mal, can ve din hususunda dokunulmazlık garantisi vermiştir. Zaman içinde Gürcü halktan İslam’a ilgi duyanların sayısı artmaya başlamıştır. Araplar ülkenin başkenti Tiflis’te bir emirlik kurunca, bu emirlik sayesinde çok sayıda cami, medrese ve kütüphane inşa edilmiştir.
Sonraki yıllarda Müslüman Gürcüler belli haklara sahip yaşamış olsalar da, ülke genelinde Hristiyanlaştırma faaliyetleri etkin olmuştur. Müslümanların sayısı ancak Osmanlı döneminde hissedilir oranda artmış, 400 yıl süren yönetim boyunca ülke genelinde çok sayıda eser inşa edilmiş, sayısız din âlimi ve fikir adamı yetiştirilmiştir.
Gürcistan’da faaliyet gösteren kurumlar hangileridir?
İslam’la çok erken tanışan Gürcü toplumu, çok sayıda âlime ev sahipliği yapmıştır. Ebubekir Gürci, El Mübarek Et Tiflisi, Ebu Kasım et Tiflisi, Kemal et Tiflisi, Ebu Hasan İbni Ebi Talip el Gürci, Yufus et Tfilisi, Abdullah-ı Gürcistani gibi alimler, kaleme aldıkları eserler ve yapmış oldukları İslami çalışmalarla hatırlanan kıymetli isimlerden bir kısmıdır.
Ülkemizdeki Diyanet Vakfı gibi işlev gören Tüm Gürcistan Müslümanları İdaresi, bağımsız bir kurum olan Gürcistan Müslümanlar Birliği, Hüdayi Vakfı tarafından desteklenen Gürcistan Gençlere Yardım Derneği, İlim Yayma Cemiyetinin desteğindeki Mizani Derneği başta olmak üzere çok sayıda vakfın Müslümanları kalkındırma ve destekleme adına yaptığı çalışmalar bulunmaktadır.
Gürcistan’ın meşhur camileri hangileridir?
Bugün Gürcistan’daki cami ve medrese sayısının 350’yi bulduğu söylenmektedir. Azeri köylerinde ve bazı Müslüman Gürcü köylerinde ezan dışarı verilirken, Tiflis şehir merkezinde bulunan Cuma Camisi’nde ezan cami içerisinde okunmaktadır. 1951 yılına kadar başkent Tiflis’te Cuma Camisi’nde Sünni, Mavi Cami’de Şii Müslümanlar ibadet ederken komünist rejimin Mavi Cami’yi yıkması sonucu, şehrin tek camisi haline gelen Cuma Camisi Sünni ve Şiiler için iki ayrı mihrap yerleştirmiştir. 18.yüzyılda Osmanlı tarafından inşa edilen Tiflis Cuma Cami, son 300 yıl içinde üç kez yıkılıp yeniden inşa edilmiştir.
Müslüman nüfusun yoğunlaştığı Batum’da bulunan Orta Cami de, Sovyet döneminde yıkıldıktan sonra, Sovyetler Birliğini’nin dağılmasının ardından yeniden inşa edilmiştir.
Batum şehrinde bulunan Hohna köyündeki tarihi ahşap camiye dair en eski kayıtlar 1700’lere, Kobuleti şehrindeki Kvirike Köyü Cami’nin tarihi ise 1800’lü yıllara dayanmaktadır.
Gürcistanlı Müslüman kardeşlerimizin yüzleştikleri sıkıntılar nelerdir?
Rus yönetimi gelene kadar Gürcü Müslümanların büyük sorunlar yaşadığını söyleyemeyiz. Gürcü yöneticilerin hemen hepsi, Müslümanların ibadetlerini özgürce yerine getirmesi için gereken imkânları ve uygulamaları yerine getirmiş hiçbir şekilde eziyette bulunmamıştır. 19.yüzyılda Gürcistan’ın Rus hakimiyetine girmesiyle birlikte ülke Müslümanları çareyi ya Türkiye’ye göç etmekte ya da Türkiye sınırına yakın Acara bölgesine yerleşmekte bulmuştur. Bağımsızlık sonrası ülke Müslümanları belli hakları elde etmiş olsa da, bugün Gürcistanlı Müslümanların en büyük sıkıntısı kendi ülkelerinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmektir. Rus yönetiminden kalma korkuyla ve iş bulmak kaygısıyla halen bazı Müslümanlar Hristiyan isimleri ya da Gürcü isimleri kullanarak kendilerini gizlemeyi tercih etmektedir. Toplumun bireylere sözlü ya da fiziksel saldırısı bulunmamaktadır lakin başörtüsü gibi görünür öğeler olumsuz tavırlara neden olmaktadır. Farklı milletlerin Müslüman kadınları bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamazken, tavır genelde Gürcü kadınlarına yöneliktir. Lakin, Türkiye’de okuyup, kendini eğiten ve geliştiren çok sayıda tesettürlü Gürcü kadını, ülkelerindeki negatif tavırlara yenik düşmeden, iş hayatında ilerlemek noktasında azami gayret göstermekte ve başarılı olmaktadır.
Gürcü toplumu, genel olarak saygılı ve hoşgörülü bir toplum olmasına karşın, Gürcü Müslümanlar her fırsatta asıllarına, yani Hristiyanlığa dönmeleri için psikolojik baskı yapılmaktadır. Bu baskılar kimi zaman etkili olmakta ve azımsanmayacak sayıda Müslüman aslına dönme gayesiyle Ortodoksluğa geçmektedir.
Domuz eti ve alkolü yüksek oranda tüketen Gürcü toplumunda, Müslümanlar için helal gıdaya ulaşmak zaman zaman sıkıntı olsa da her geçen gün helal restoranların ve helal ürünlerin sayısı artmaktadır. Başkentte ve turizm şehri Batum’da alternatif çokken diğer şehirlerde helal yiyecek bulmak zor olmaktadır. Benzer şekilde Müslüman nüfusun olmadığı yerlerde ve uzun yol seyahatlerinde ibadet edecek alanın olmayışı da sosyal hayatta karşılaştıkları sıkıntılardır.
Kaynaklar
- aljazeera.com/features/2017/12/7/ethnic-georgian-muslims-in-a-christian-dominated-nation
- opendemocracy.net/en/odr/georgian-muslims-are-strangers-in-their-own-country
- atlasobscura.com
Okur, yazar ve çizer.