Camiler, bulundukları bölgelerdeki toplumlar için yalnızca bir ibadethane değil; aynı zamanda sevinçli ve hüzünlü anlarda duaların edildiği, bayramların kutlandığı, muhabbet ve ilim meclislerinin toplandığı yerlerdir. Bu işlevsellikleri ve toplulukları, insanları bir araya getirmeleri sebebiyle de dinimizde ve kültürümüzde önemli bir yere sahiptir. Ayrıca atalarımızdan bizlere bırakılan önemli miraslardandır. Gana’da bulunan Larabanga Cami de 700 yıllık tarihi, karakteristik mimari özellikleri ve yapılış hikayesi ile bizlere miras bırakılmış önemli camilerimizden biridir.
Larabanga Cami’nin 1400’lü yılların başında İbrahim Eyüp el-Ensari tarafından inşa edildiği bilinmektedir. Bir sahabenin önderliğinde inşa edilmesi ve günümüze kadar ulaşmış olması da caminin en önemli özelliklerinden biridir. Gana’nın Kuzeyinde bulunan cami, Sudan mimarisinin bir örneği niteliğindedir.
Larabanga Cami, hem Gana’nın hem de Batı Afrika’nın en eski camilerinden biri olduğu için halk arasında Batı Afrika’nın Mekke’si olarak anılır.
Alışılmışın dışında mimari özelliklere ve fiziksel yapıya sahip olan caminin ana malzemesini çamur, ahşap ağaç dalları ve sazlar oluşturur. Biri doğu cephesinde olup kıble yönünü oluşturan mihrap için, diğeri ise caminin kuzeydoğusunda bulunan minare için yapılmış piramit şeklinde iki yüksek kulesi bulunmaktadır. Savanna Çölü’nün sıcağına rağmen kullanılan malzemelerden dolayı içi serin olan caminin bakımını da Larabanga halkı yapmaktadır. Her yıl yağışlı mevsimlerden sonra Larabanga’nın yerel sakinleri bir araya gelerek caminin dışındaki çamuru yenileyip yeniden beyaza boyayarak onu yaza hazır hale getirmektedirler.
Mimari özellikleriyle alıştığımız camilerden farklı özelliklere ve kendine has bir stile sahip olan caminin hikayesi de özel ve ilgi çekici.
Bir rivayete göre tüccarlıkla uğraşan Ebu Eyüp el-Ensari’nin Gana’da bulunan Larabanga’ya yolu düşer. Uykusunda gördüğü rüyada bir cami inşa etmesi gerektiği söylenir. Ensari, cami bitine kadar burada kalır ve camiyi tamamlar.
Caminin kurucusu olan İbrahim Eyyüb el-Ensari’nin caminin yanında yer alan baobab ağacının yanına gömüldüğü de halk arasındaki rivayetler arasındadır.
Bunların yanı sıra Larabanga Cami, Cuma namazlarına, hac uğurlamalarına ev sahipliği yaparak, toplumun zor zamanlarına dua etmek için toplanılan bir sığınak haline gelerek toplumun maddi ve manevi ihtiyaçlarına cevap veren toplumu birleştiren bir yer olmasıyla da çok değerli.
Batı Afrikanın Mekkesi tabiri sakat bir tarif. Bu tabiri avrupalılar, bir yerin cazibesini göstermek için kullanır. Herhalde gayri nüslimler tarafından yazılan inglizce bir metin tercüme edilmiş.
Biz İslama İslami tabirleri batının penceresinden bakmayalım
Baki ihtiramlarımla
Başarılar