Malezya’daki Camiler 2
Allah’ın evleri serimizde farklı ülkelerdeki birbirinden güzel camileri tanıtıyoruz. Bu sefer tanıyacağımız camiler, Malezya’daki camiler olacak.
Tuanku Mizan Zeynel Abidin Camii
Cami, Putra camiiyle aynı lokasyonda bulunuyor, Putra’nın avlusundan görebileceğiniz, çelik cami olarak da bilinen, minaresi olmayan bir cami. Nisan 2004’te başlayan yapım süreci, Ağustos 2009’da bitmiştir. Resmi olarak 11 Haziran 2010’da açılmıştır. Çoğu caminin aksine bu camide Ortadoğu mimarisinin değil, Çin ve Alman mimarisinin etkisi görülüyor. 20 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği bir cami. Ana ibadet yeri çevre dostu sisteme sahip. Klima gibi soğutucu sistem olmadan bile caminin içi, kenar duvarlarının olmaması sebebiyle, serin kalabilmekte.
Şah Alem Abdulaziz (Mavi) Cami
Yapımına 1982 yıllarında başlayan, yapımı 11 Mart 1988’e dek süren cami, dünya genelinde en büyük kubbeye sahip ve en uzun minarelere sahip ikinci camisi, Malezya’nın başkentinde bulunmakta. Camide hem modern hem geleneksel mimari bulunmakta. Ortadoğu ve Malay mimarisinden esintiler görülmektedir. Kubbesinde bulunan mavi ve gümüş renk sebebiyle Mavi Camii olarak da bilinmektedir. Caminin iç kısmı hoş hatlarla süslenmiş ve bu hatların sahibi Mısırlı hattat Şeyh Muhammed Ali el-Şerkevi.
Camlar içeriye giren ışığı azaltmak için mavi lekeli olarak tasarlanmıştır. Bu sayede caminin içinde huzur ve sükunet havası hakim. Caminin iki katı bulunmakta. Alt kat erkeklerin namaz kılması için ayrılmıştır. Ve ayrıca konferans salonunu, kütüphaneyi, caminin yöneticilerinin odalarını, ders odalarını içermektedir. Üst kat ise kadınların namaz kılma alanı olarak ayrılmıştır. 24 bin kişi aynı anda namaz kılabildiği bu cami, Malezya’daki camiler arasında en büyük, Güneydoğu Asya’da ise ikinci en büyük cami olma özelliğine sahip.
Jamek Cami
Malezya’da bulunan en eski cami.23 Aralık 1909 yılında ziyaretçilerine kapılarını açmış. Yerli halk arasında Cuma camii diye de bilinmekte. Mescid Negara açılana kadar da ülkenin ulusal camisi olarak hizmet etmiş. Gombak ve Klang nehirlerinin birleşme noktasında bulunuyor. Zaten şehirde adını tam bu noktadan alıyor. Kuala Lumpur iki nehrin kesiştiği çamurlu kavşak anlamına gelmektedir. Caminin tam önünde ufak bir liman var ve balıkçılar eskiden bu limana yanaşır, küreklerini bu limanda saklarlarmış. Ayrıca Malezya’nın nüfusunun Çinliler, Malaylar ve Hintlilerden oluştuğunu düşünürsek, caminin bulunduğu konumu daha özelleşiyor: nasıl ki iki nehir tam bu noktada birleşiyorsa, Malezya halkı da bu noktada birleşiyor ve kardeşçe ibadet ediyorlar. Mimarisinde Fas ve Babür mimarisinin etkisi oldukça fazla.
Melaka Boğazı Cami
Caminin üzerinde bulunduğu ada, insan yapımı ve Pulau Melaka diye adlandırılmaktadır. 24 Kasım 2006’da ibadete açılmıştır. Mimarisinde Malay ve Ortadoğu etkisi görülmekte. Dışarıdan bakıldığında suyun üzerinde yüzüyor gibi görülmesi camiinin güzel mimarisine daha da ihtişam katmakta zaten bu özelliğiyle Melaka’nın suda yüzen camisi olarak da bilinmekte. Caminin en ilgi çeken tarafı minareleri… Minareleri aynı zamanda deniz feneri işlevi de görüyor.
Serinin Diğer Yazıları İçin Tıklayınız: Azerbaycan / Brunei / Katar / İngiltere / Malezya / Fas / Rusya / İran