Bazı nimetlerin bolluk ve yoğunluğu bizlerde alışkanlığa dönüşür, nimetin değeri ve önemi hususunda gaflete sebep olur. Sağlık, hava, su, cami, ezan bu nimetlerin birkaç örneğidir. Her an teneffüs ettiğimiz hava nimetinin önemini ve değerini anlamak için ondan mahrum olur ya da mahrum olduğumuzu hayal edersek kıymet ve önemi hakkındaki duyarlılığımızı ancak arttırabiliriz.
Dini terbiyenin önemli unsurlarından biri olan ezan için de aynı durum geçerlidir. Hiç unutmuyorum; bir yaz, gurbetçi kuzenlerim tatil için Türkiye’ye gelmişlerdi. Öğle vakti, ezan okunmaya başlayınca, o iki küçük kız ilahi sesi duymalarıyla birbirlerinin yüzüne bakıp renkli gözlerini iri iri açtılar, parmaklarıyla birbirlerine sessiz olmalıyız işareti verdiler. Ezan bittikten sonra sevinçle annelerine koşup ezan sesini duyduklarını bir müjde verir gibi anlattılar. O gün bugündür ezana duyduğum saygı, çok daha farklı ve yoğun bir anlam kazandı.
Ezan öyle bir sestir ki bütün alemleri aşar ve oralara yansır. Bu kadar büyük bir ses insana yansımalıdır, insanı etkilemelidir gayesiyle ezanı gereğince anlatma kaygısı güden bir camimiz var ki Amsterdam’ın Nieuw West semtinde yer alıyor. Hollanda’nın başkentinde minarelerden ezanı duyurmak için çabalayan Blauwe Camii ve Kültür Merkezi’nin imamı Yassin Elforkani niyetlerini halisane bir şekilde ifade ediyor; ″Provoke etmeye çalışmıyoruz, İslami gelenekleri normalleştirmeye çalışıyoruz ” diyor ve sözlerini
Cami liderleri ilk olarak, güzel şehir Amsterdam’da ezanın İslam’ı normalize etmeye yardımcı olacağını umarak facebook üzerinden seslerini duyurmuş. Elforkani aynı zamanda “Ezan sonunda İslam’ın Hollanda’da normal olarak görülmesine katkıda bulunabilir“ sözleriyle aslında asıl gayesini tekrar dillendiriyor.
Parool, (Hollanda’da röportajı yapan gazete) “Müslümanlar için ezanın, kanunda kilise çanlarıyla aynı statüye sahip olduğunu, sınırları belirleme yetkisinin belediye meclisine ait olduğunu” aktarıyor.
Ezan bir ibadet olduğu kadar, dini musiki olarak da kulaklardaki pası, gönüllerdeki yası gideriyor. Bu ilahi davet sadece inananları değil, kalp gözü kapalı olanları bile etkiliyor. Güzel sesli müezzinlerin okuduğu ezanların tesirinde kalarak Müslüman olanlara bile rastlarken bu güzel sesin daha da çok yankı bulmasını diliyoruz.
Hollanda’da İslam
Genellikle Batıdaki Müslümanların namaza çağrı olarak ezanı duymaları pek mümkün olmuyor. Çünkü yetkili otoriteler ezanın hane sakinleri için gürültü ve rahatsız bir durum oluşturacağını ileri sürüyorlar.
Hollanda’da İslam’ın erken tarihi, az sayıdaki Osmanlı tüccarının ülkenin liman kentlerine yerleşmeye başladığı 16. yüzyıla kadar uzanıyor ve 17. yy başlarında Amsterdam ilk camisine kavuşuyor.
İslam, 2010-2011 tahminlerine göre Hollanda’da ikinci en büyük din olarak nüfusun %4’ü tarafından pratikte hayat buluyor. Müslüman nüfusun çoğu dört büyük ana şehirde ikamet ediyor. Amsterdam, Rotterdam, Lahey ve Utrecth.