Hanım Sahabiler

Asil Bir Kadın Erva Bint Küreyz (r.a.)

Efendimiz (s.a.v.)’in ailesi de kendisi gibi sevilen sayılan bir kavimdi. Abdülmüttalip, yani Efendimiz (s.a.v.)’in dedesi, kavminin saygın bir mensubu olmuş, kendi neslinden gelenler de bu saygınlığı yaşatmışlardır. Efendimiz (s.a.v.), kendisine peygamberlik verildiğini söyleyerek İslam’a davet yaptığında; diğer kavimlerden ve kendi kavminden onun saygınlığından ve doğru sözlerinden dolayı ona inananlar olmuştur. Bu yazımızın konusunu da Efendimiz (s.a.v.) ile aynı soyu paylaşan asil bir hanımefendi olan Erva binti Küreyz oluşturmaktadır. 

Erva Bint Küreyz (r.a.) Kimdir?

Erva binti Küreyz (r.a.), Efendimiz (sav)’in halasının kızıdır. Annesi Beyza binti Abdülmüttalip’in  Efendimiz’in babası Abdullah ile ikiz kardeş olduğu rivayet edilmektedir. 

İlk eşi Affân b. Ebü’l-Âs ile yaptığı evliliğinden Osman ve Âmine isimli iki çocuğu olmuştur. Affân’ın ölümünden sonra Ukbe b. Ebû Muayt ile evlenmiştir. Bu evliliğinden ise Velîd, Umâre, Hâlid, Ümmü Gülsüm, Ümmü Hakîm ve Hind isimli 6 çocuğu olmuştur. Kendisi ve çocuklarının hemen hemen hepsi İslamiyet‘i kabul edenlerdendir. 

Erva binti Küreyz, aynı zamanda Hz. Osman (r.a.)’ın da annesidir. Ervâ’nın annesi olan Beyzâ Hatun, Erva (ra) dünyaya geldiği gün bir rüya görmüştür. Rüyasında kendi çocuğunun neslinden gelecek olan, bir kişinin kendisine saygı gösterilen iyi bir lider, bir kişinin yüzüne bakmaya doyulamayacak kadar güzel bir genç, bir kişinin ise bir şair olacağını görmüştür. Bu rüya aynen çıkar. Kendi oğlu Velîd b. Ukbe önemli bir şair olmuş, torunu Abdullah bin Amr güzelliği dillerde olan bir genç olmuştur. Beyza Hatun’un kızı Ervâ’nın oğlu olan Hz. Osman (ra) ise iyi ve güzel huylu bir lider olmuştur. Erva binti Küreyz (ra), oğlunun halifeliğini görmüş, 90’lı yıllara geldiğinde Medine’de vefat etmiştir. Annesinin ölümüne çok üzülen Hz. Osman (r.a), onun tabutunu mezarlığa kadar taşımış, annesinin kabrinden ayrılmayarak uzun uzadıya dua etmiştir. 

Mekke liderinin torunu olması tıpkı Efendimiz’de de olduğu gibi onu toplum arasında ön plana çıkartmıştır. Şehrin önde gelen isimleriyle de evlenen Erva binti Küreyz (ra); görgülü, cömert, medeni cesaretli, hal ve hareketleri ile tanınan bir kimse olmuştur. 

Müslüman aile

Müslüman Oluşu ve Dik Duruşu

Erva binti Küreyz (ra), Efendimiz (s.a.v.)’in Mekkelilere yaptığı İslam’a davet çağrısını hemen kabul edenlerden değildir. Oğlu Hz. Osman (ra), Hz. Peygamber (sav)’in çağrısına hemen icabet edenlerdendir. Erva kabul etmese de oğluna karşı gelmemiş, ikinci eşi olan tıpkı Ebu Cehil’in bir eşi gibi Müslümanlara işkence eden Ukbe bin Ebû Muayt’a karşı oğlunu korumuştur. Kendi kabilesi de Hz. Osman (r.a)’ı desteklemiş, korumuşlardır. 

Ervâ’nın eşi olan Ukbe bin Ebû Muayt, bir gün Efendimiz’e duyduğu kinden dolayı eline aldığı bir sepete hayvan dışkıları koyarak Hz. Muhammed (s.a.v.)‘in evinin önüne boşaltmıştır. Oradan geçmekte olup bunu gören Tuleyb b. Umeyr, o sepeti Ukbe bin Ebû Muayt’ın başına geçirmiştir. Bunun üzerine ne yapacağını şaşıran Ukbe bin Ebû Muayt eve gelerek hıncını Hz. Osman (r.a)’dan çıkartmak istemiştir. Kendisine yapılanı Hz. Osman’ın yaptığını iddia ederek “Bak oğlun, Muhammed (sav) için bana ne yaptı?” deyince Ervâ binti Küreyz(r.a) gür bir sesle “Muhammed’e uymaya oğlumdan daha layık olan kim var?” demiştir. Onun bu hareketi oğlunun Müslüman olmasıyla iftihar ettiğini göstermiştir. 

Oğlunun telkinleri ile ilerleyen süreçte Müslüman olan Ervâ binti Küreyz (ra), bir müddet Müslüman olduğunu saklamak durumunda kalmıştır. Bunun nedeni eşinin ve eşinin akrabalarının Müslümanlara yapmış olduğu eziyetlerdir. Rivayet edilene göre kendisi Hz. Ebubekir (r.a), Abdurrahman bin Avf (r.a), Ammâr bin Yâsir (r.a)’in anneleriyle birlikte İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman olmuştur. Eşinin engellemesi nedeniyle Medine’ye hicret eden Müslümanlar arasında olmamış, Mekke’de kalmıştır. Eşi Bedir Savaşı‘nda esir düşüp, öldürüldüğünde de Mekke’den ayrılamayınca kızı ile Efendimiz’i bir daha göremeyeceğinden endişe etmiştir. Müslümanlar umre için Hudeybiye‘ye geldiğinde umudu yeşermiş, oğlunu görerek gücünü toplamış, kızı kaçarak hicret etmeyi başarınca o da yaşına aldırmadan bir şekilde yolunu bulup Medine’ye hicret etmiştir. Efendimiz halasının kızının ve halasının torununun hicretine çok sevinmiştir. Bundan sonra ise Ervâ binti Küreyz (ra), Medine’de evinde ibadet ederek İslam’ı özgürce yaşamaya başlamıştır. 

Kur'an-ı Kerim

Ervâ binti Küreyz (r.a) en yakınları ile imtihan edilmiştir. İslam’ı reddeden, Müslümanlara eziyetler etmesiyle bilinen eşiyle sınanmıştır. İçinde barındırdığı gücü, soyundan gelen asaleti sonuna kadar kullanmış, hep cesaretli olmuştur. Doğru olduğunu düşündüğü şeyin arkasında durmaktan geri kalmamıştır. Günümüzde doğru ile yanlışı ayırt edip, cesaret gösterip de doğruyu söyleyen kişilerin sayısı azalmaktadır. Bizler Kur’an’ın buyruğu, Efendimiz’in sünnetleri, sahabenin örnek hayatları ışığında hayatımıza yön vermeli, doğru olan şeylerin arkasında tıpkı Ervâ hanım sahabemiz gibi cesaret göstermeliyiz. Allah ondan razı, hayatı bizlere örnek olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu