Camiler, İslam toplumlarında sosyal, siyasal ve kültürel hizmetlerin merkezi konumunda olan kurumlardır. Ancak son yıllarda bu kurumların yerini fiziksel anlamda olmasa da gösterilen rağbet anlamında AVM’lerin aldığı da su götürmez bir gerçek. İşte bu noktada camilerin en güzel yaşam merkezi olduğuna dikkat çekmek isteyen Ahmet Kaan ve ailesi, İstanbul’da her hafta sonu farklı bir camiyi ziyaret ediyor. Bu haberimizde yarınların, imanlı ve değerlerine sahip çıkan temiz neslini dert edinen Kaan ailesinden ve projelerinden bahsedeceğiz sizlere.
Cami kültürünü aile geleneklerine kazandıran Ahmet Kaan, 1979 yılında Fatih’te doğdu. Aslen Trabzon Vakfıkebirli olan Kaan, evli ve üç çocuk babası. Aile şirketi olan Kaanlar’da Dış Ticaret ve Finans Müdürlüğü görevini sürdürmekte ve bunun yanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşlarında da aktif görev yapmaktadır.
“Çocuklar Nerede Yetişecek Derdindeyiz”
Ahmet Kaan, projenin kendiliğinden geliştiğini, dört yıl önce ailecek hafta sonu yapacak etkinlik bulamayınca AVM’lerin yolunu tutmaları karşısında “Biz ne yapıyoruz?” diye kendilerine sormaya başladıklarını söylüyor ve ekliyor: “Bizim hep cami merkezli bir kültürümüz vardı. Cami bizim hayatımızın merkezinden çıkmaya başladı ve AVM girmeye başladı. Çocuklar farkında olmadan AVM kültürüyle yetişiyorlar. Nesillerin AVM’de değil de camilerde sosyalleşebilmelerini, bizlerin yetiştiği gibi cami kültürüyle büyümelerini istiyoruz. Çocuklar nerede yetişecek derdindeyiz.”
Ahmet Kaan ve eşi Zeynep Kaan, 2016 yılında “AVM Yerine Cami Kültürü” ismini verdikleri projeyi başlattılar. Çocukları Mehmet ve Hamza ile başladıkları cami ziyaretlerine kızları Meryem ile devam ettiklerini, 100’üncü caminin ise Hırka-ı Şerif Camii olduğunu söyleyen Ahmet Kaan: “Ailemizde bir gelenek oluştu. Gittiği yere kadar da devam edeceğiz. İstanbul’da tercihen Osmanlı dönemine ait 1920’lerden önce yapılan camileri ziyaret ediyoruz. İstanbul’u daha bitirmedik. Bitirdikten sonra başka şehirlere başlayacağız” ifadelerini kullandı.
Geleneklerinden Kopmayan Bir Nesil İçin
Hayatın merkezine iş hayatının konumlandırıldığı modern hayatta aile ilişkilerini sağlıklı tutmanın, bilinçli bir şekilde çocuk yetiştirebilmenin yolları olmalı. Zorluklarının olacağı aşikâr fakat Kaan ailesinin tutumu bu hususta da bizlere ışık tutabilecek nitelikte:
Cahit Zarifoğlu, maddeperest çağın dünyanın her tarafına ulaşmış etkilerinden uzak kalabilmenin sırrını, cemaat ve ümmet olabilmeye bağlar ve şu ifadeleri kullanır: ”Komünizme ve kapitalizme inanan insanların meydana getirdiği topluluk, ancak bir sürüdür. Ama Müslümanlardan meydana gelen topluluğun adı cemaattir, ümmettir.”
Bu vasfımızı kaybetmemek ancak cami kültürünü yeniden anlamamızla ve camileri sosyal hayatımızın tam ortasında tutabilmemizle mümkün olacaktır. Ahmet Kaan da “cami, çocuk ve değerler” kavramlarını her bireyin tekrar gözden geçirmesi gerektiğini “Kapısından içeri girer girmez herkesin eşit olduğu ve toplu halde ellerin semâya yükseldiği camiler ile büyüyen çocuklar olduğu müddetçe kaybettiğimiz değerlere tekrar kavuşacağız.” şeklinde ifade ediyor.
Kendisi için kendini arayan bir gıda mühendisi. Henüz bulabilmiş değil ancak bir müddet bulunduğu bu dünyadan güzel bir hikayeyle ayrılmak istiyor.