SenegalAfrika'da Yaşam

Bir Uzun Mektup: Mariama Ba

Afrika’da Yaşam serimizin bu yazısında milli sembolleri baobab ağacı ve aslan kabul edilen bir batı Afrika ülkesine Senegal’e yolculuk yapacağız. Uzun yıllar Gana ve Jollof krallığının bir parçası olan Senegal, Sahra bölgesi boyunca kervanların güzergâhında önemli bir yere sahipti. İngiltere, Fransa ve Portekiz’in koloni oluşturma rekabetinde, Senegal Fransa’nın payına düştü ve 19. yüzyılın sonlarından itibaren bağımsızlığını ilan ettiği 1960 yılına kadar Fransız sömürgesi olarak kaldı.

Nüfusunun yüzde 95’i Müslüman olan Senegal’in en tanınmış kadın yazarı Mariama Ba’nın Uzun Bir Mektup isimli eseri üzerinden, Senegalli kadınların karşılaştığı sorunları, İslam ve gelenek arasındaki mücadeleyi ve toplumun İslam algısını size yansıtmaya çalışacağız.

Mariama Ba ve Senegal toplumunda kadın

Mariama Ba stripes

Senegalli yazar Mariama Ba, 1929 yılında Dakar’da doğdu. Fransız sömürge idaresinde çalışan babası, 1956 yılında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Annesini küçük yaşta kaybeden Mariama, anneannesi, dedesi ve dedesinin diğer üç eşi tarafından büyütüldü. Kur’an mektebinin yanı sıra babasının müdahalesiyle Fransız eğitim sisteminde de öğrenim gördü. Öğretmenlik okulu mezunu olan Ba, on yıldan fazla süre öğretmen olarak çalıştıktan sonra akademisyenliğe adım attı. Dokuz çocuk dünyaya getiren Ba, eşinden ayrıldıktan sonra çocuklarını tek başına büyüttü. Başından üç evlilik geçen yazar, çocukları büyüdükten sonra siyasi aktivitelere katılmaya başlayan yazar, Afrika’da kadın hakları savunuculuğuna soyundu. Poligami, kadına yönelik şiddet, kastlar arasındaki dışlanma ve kız çocuklarının eğitimden mahrum edilmesi gibi konularla yakından ilgilenerek çok sayıda yazı yayımladı.

Marima Ba da, kendi jenerasyonundaki diğer Afrikalı kadın yazarlar gibi cinsler arası adalete ve eşitliğe inandığını söyleyerek, kendisini feminist olarak tanımlanmaktan kaçındı.

En meşhur kitabı olan Uzun Bir Mektup 1979 yılında yayınlandı. Yazara Noma Ödülü’nü kazandıran bu kısa kitap, kendi hayatıyla benzerlik göstermektedir.

Yazar uzun süre mücadele ettiği kansere yenik düşerek 1981 yılında vefat etti.

Terk edilen bir kadının hüzünlü anıları: Uzun Bir Mektup

Romanın kahramanı Ramatoulaye, Senegal’in başkenti Dakar’da yaşayan bir öğretmendir. Eşinin vefatının ardında gelenekleri ve inancı gereği kırk gün boyunca evinden çıkmadan yas tutan kadın, Amerika’da yaşayan arkadaşı Aissataou’ya göndermek üzere bir günlük tutar. Bu yas süresince, taziyeye gelenleri kabul eder ve ikramda bulunur. Ne kadar ağrına gitse de eşinin ailesine ve hatta genç kumasının ailesine de hürmet göstermek zorundadır.

Ramatoulaye, yirmi beş yıl süren bir evlilik ve 12 çocuğun ardından, eşi Modou’nun kızları yaşında bir kadınla ikinci evliliğini yapmasıyla yıkılır. Evliliğin ilk yıllarında ne kadar mutlu olduklarını anımsar. Ailesinin tüm karşı koyma çabalarına, Modou’yu ona layık görmemelerine rağmen evlenmiş olmasına şimdi çok pişmandır, ailesine hak vermektedir. Çoğu ihanete uğramış kadın gibi, elinin tersiyle ittiği diğer genç kısmetlerini hatırlar.

Uzun Bir Mektup
Bir Uzun Mektup: Mariama Ba 1

Modou’nun ikinci eş olarak seçtiği Beatrice ise kızlarının sınıf arkadaşıdır. Ramatoulaye birinci eş olarak kalmaya devam etse de, kocası onu hem duygusal hem fiziksel hem de maddi anlamda terk eder. Genç karısına maddi olarak her imkanı sunan Modou, Ramatoulaye ile birlikteyken, evin borçlarını dahi ona ödetmekte sakınca görmemişti. Karısıyla birlikte çocuklarını terk etmesi kadını her anlamda yıpratır. Artık çocukların sorumluluğu tek başına onun üzerindedir. Kimi sigaraya başlar, kimi çeşitli suçlara bulaşır, bir kızı da evlilik dışı hamile kalır.

Terk edilmiş kadın, gelenekler gereği ölen eşinin kardeşiyle evlenmeyi reddeder. Hali hazırda üç eşi olan ve bu eşleri çalıştırıp kullanan kayın biraderinin dördüncü finans kaynağı olmak istemez. Sürekli etrafındaki erkekler tarafından rahatsız edilir, ikinci veya üçüncü eş olarak evlilik teklifleri alır ama hiçbirini kabul etmek istemez. Kendisini terk eden eşini hala sevdiğini hisseder.

Eski dostu Aissataou’nun evliliği de sıkıntılı bir evliliktir. Onun kocası da ikinci bir evlilik yapmıştır ancak Aissataou boşanıp, Amerika’ya gitmeyi tercih eder. Orada diplomasi eğitimi alıp, Somali büyükelçiliğinde çalışır.

Senegal toplumunda İslam algısı

Senegalde bir cami
Senagal’de bir cami

Marima Ba, bu kısa romanıyla %95 Müslüman nüfusu ile nispeten homojen bir Afrika ülkesi olan Senegal’de çoğu zaman din ve geleneğin birbirine karıştığını “kadın, evlilik ve poligami” temaları üzerinden göstermeye çalışır. Ne yazık ki, yazar da gelenek ve İslam arasındaki farkı zaman zaman göremez.

Ramatoulaye karakteri, İslam’da poligaminin bu şekilde sonuçlanmaması gerektiğini, Müslüman erkeklerin dini, kafalarına ve heveslerine nasıl da kurnazca uydurmaya çalıştıklarını anlatır. Ancak, poligaminin evrensel bir sorun olduğunu da dile getirir, zira ona göre Batı poligamiyi nikâhsız yaşamaktadır.

Toplumun eğitim konusuna bakış açısı da İslam’dan uzak, gelenekçi bir algıdır. Okula giden kızların erkekleri yoldan çıkardığını düşünen kesimi eleştiren yazar, hikâyesindeki ana karakterler olan Ramatoulaye ve Aissataou’yu eğitimli ve çalışan kadınlar olarak sunar.

Serimizin bir sonraki durağında Zimbabve’yi, ülkenin önde gelen düşünürlerinden Tsitsi Dangaremba’nın Nevroz (Nervous Conditions) isimli meşhur romanı üzerinden tanıtacağız.

Kaynak
StateBritannica

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu