Dünyada Osmanlı İzleri: Bosna Hersek-1
“Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım.”
Aliya İzzetbegoviç
Dünyada Osmanlı İzleri serimizin bu yazısında ileri görüşlü lider Aliya İzzetbegoviç’in ülkesi Bosna Hersek’i ele alacağız. Verimli ve dağlık ovaları, çeşitli nehirleri ile görülmeye değer güzellikleri olan ülke günümüzde de turistlerin uğrak yeridir. Bosna Hersek Osmanlı himayesine 1463 yılında geçmiştir. Hıristiyan nüfusa dini vecibelerini yerine getirme imkânı veren Osmanlı halkın birçoğunun da Müslüman olmasına sebep olmuştur. Boşnakların gelenekleri ve kültürleri ile Osmanlı kültürü buluşunca ortaya mükemmel eserler çıkmıştır. Birçoğu 1992-1993 yıllarında yaşanan Sırp Savaşı’nda yıkılıp tahrip olsa da çeşitli işbirlikleri ile aslına uygun olarak inşa edilen eserler günümüzde de Osmanlı’nın güzelliklerini yansıtmaktadır. Bu yazımızda Bosna camileri yer almakta. Keyifli okumalar.
Banaluka’daki Camiler
Bosna Hersek’in Banja Luka veya Banaluka ismiyle anılan bu şehir Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde de yer almaktadır. Evliya Çelebi şehre 1661’de gelmiş, şehirde iki kalenin, kırk beş caminin, birçok medresenin, hamamın ve dükkânın bulunduğunu yazmıştır. Ayrıca şehrin verimli topraklarından bol mahsul alındığını, demir madenlerinde top güllesi yapıldığını, demirciliğin geliştiğini söylemiştir. Şehirde yaklaşık 10 üzeri cami bulunmakta. Osmanlı mimarisini yansıtan bu camiler içinde günümüzde halen cami olarak işlevini ve önemini koruyan üç cami vardır. Bunlar Arnavudiye Cami, Ferhad Paşa Cami, Hacı Ömer Cami’dir.
Arnavudiye Cami olarak bilinen ve diğer isimleriyle Hasan Defterci Camii veya Defterdar Hasan Camii olarak anılan caminin yapım tarihi 1594-1595’dir. 1993 yılında ortaya çıkan savaşta enkaz haline getirilen camiyi 2017 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü aslına uygun olarak inşasını başlatmış. Ferhad Paşa’nın yakın adamlarından Defterdar Hasan Efendi’nin inşa ettirdiği bu camiye ait bir de kitabe vardır. 16.yüzyılın ünlü şairlerinden Sebzî yazdığı manzum kitabenin sonuna şu güzel hadis-i şerifi eklemiştir: “Vefat etmeden önce namaz kılmakta acele ediniz. Ölümden önce de tevbe etmekte acele ediniz.”
Ferhad Paşa ya da Ferhadiye Cami Bosna’nın Osmanlı dönemi sancak beyi Ferhad Paşa tarafından 1579 tarihinde yaptırılmıştır. Klasik dönem Osmanlı mimarisini yansıtan camiyi Mimar Sinan’ın öğrencilerinden biri yapmıştır. Yine aynı şekilde savaşta Sırplılar tarafından yıkılan cami TİKA’nın da desteğiyle aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmiş ve 2016’da ibadete açılmıştır.
Banaluka’da yer alan bir diğer önemli cami Hacı Ömer Cami’dir. Diğer eserlerde olduğu gibi Sırplılar tarafından 1992 yılında savaşta tahribe uğrayan cami yeniden restore edilmiştir. 2007’de ibadete açılan cami günümüzde de halen işlevini devam ettirmektedir.
Foça Camileri
Osmanlı’nın idaresine 15.yüzyılda geçen Foça şehri ticari yol kavşağında olması ve tarıma uygun iklimi ile döneminin önemli şehirleri arasındaydı. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde de yer alan şehirde Müslüman ve Hıristiyan nüfus mevcut. Özellikle sanatı, edebiyatı ve meşhur olan bu şehirde Osmanlı’dan kalan camiler halen aktif olarak kullanılmakta.
Alaca Cami olarak da bilinen Hasan Nezir Cami adından da anlaşılacağı üzere Bosna’daki madenlerin nazırı Hasan Nezir/Nazır tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı mimarisini yansıtan 1549 yılında yapılan camii UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne Bosna’nın kültürel mirasına alınmıştır. Caminin ön cephesinde ziyaretçi notları arasında Evliya Çelebi de yer almaktadır. Çeşitli yerlerinde hat sanatının eşsiz güzelliğinin sergilendiği örnekler görülmekle beraber caminin alaca adıyla anılmasının nedeni vardır. Cami içinde barındırdığı hatâyî ve rumî süslemelerle olan uyumdan dolayı “alaca” adıyla anılmıştır. Sırpların tahribinden sonra onarılan cami 5 Mayıs 2019’dan beri ibadet açıktır.
Alaca camiden önce inşa edilmiş olan ve Alaca Cami’ye olan benzerliği ile dikkat çeken bir başka güzel camii de Atik Ali Paşa Cami’dir. 1545 yılında inşasına başlanan camide Evliya Çelebi’nin kendisinden bahsettiği “müezzin Evliya” isminde bir yazısı bulunmakta.
Saraybosna Camileri
Osmanlı Türkçesinde “saray ovası, saray kasabası” anlamına gelen Saraybosna Bosna Hersek’in başkentidir. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde de adı geçen bir kenttir. Evliya Çelebi seyahatnamesinde bu şehrin adının nehir kenarına yapılan saraydan ve nehre Bosna denmesinden geldiğini söylemiştir. Saraybosna modern şehir olarak tamamen Osmanlı döneminde kurulmuştur. Daha öncesinde bir köyün ekinliği iken Osmanlı zamanında İsa Bey tarafından imar edilmiştir. Osmanlı’nın şekillendirdiği bu kentte birçok Osmanlı mimari eseri bulunmaktadır. Ali Paşa Cami, Gazi Hüsrev Bey Cami ve Hünkar Cami bu kentin en önemli üç camisi.
Ali Paşa Cami klasik bir İstanbul camisi tarzında 1560/61 yılında inşa edilmiştir. Osmanlı dönemi Bosna Valiliği yapmış Ali Paşa’nın türbesini de barındırmaktadır. Adını da buradan alan cami günümüzde aktiftir.
Kentteki Osmanlı mimarisi gözdesi Gazi Hüsrev Bey ya da Bey Cami 1531 yılında Sancak beyi Gazi Hüsrev Bey tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Gazi Hüsrev Bey, İsa Bey’den sonra Saraybosna’ya kültürel ve dini birçok katkısı olan önemli bir Osmanlı beyidir. Öyle ki sadece Saraybosna ile sınırlı kalmayıp, aynı camiden Suriye Halep’e ve Türkiye Bozüyük’e de 1531-1534 senesi arasında yaptırmıştır. Bosna’da 1993 yılında ortaya çıkan savaş nedeniyle hasar gören cami, dış yardımlarla, Suudi Arabistan’ın desteğiyle orijinaline uygun şekilde tamir edilmiştir.
Son olarak Saraybosna’nın simge özelliğini taşıyan, Osmanlı’nın Bosna fethi sonrasında yaptırdığı ilk camisine de göz atalım. Gazi İshak Paşa 1457/58 yılında Fatih Sultan Mehmed Paşa adına Hünkar Cami’yi yaptırmış. Evliya Çelebi seyahatnamesinde bu camiden bahsetmektedir. İsa Bey’in yaptırdığı eserlerden Hünkar Köprüsü karşısında bulunan bu Hünkar Cami’nin diğer camilerden daha büyük olduğunu, cemaatinin fazla olduğunu Evliya Çelebi yazmıştır. İlerleyen süreçte genişletilen, farklı bağlantılar yapılan caminin yanındaki mezarlıkta vezir, molla, müftü, şey gibi önemli isimlerin mezarları bulunmaktadır.
Tuzla’daki Camiler
Tuzla şehri elde bulunan kayıtlara göre 15. yüzyılda 1474 yılında Osmanlı tarafından alınmış. İçinde pek çok Hıristiyan mahalle bulunan şehirde ilerleyen dönemde Müslüman nüfusu da giderek artmış. Artan Müslüman nüfusu ile birlikte Osmanlı mimarisini taşıyan cami ve medreseler inşa edilmeye başlanmış. Bu şehirde 16.yüzyılda inşa edilen Atik Behram Bey Cami ile 19.yüzyılda inşa edilen Hacı Hasan Cami günümüzde de aktif olarak kullanılan Osmanlı camileridir.
Yayçe’deki Camiler
Bosna’da Vrbas Nehrinin kenarında yer alan Yayçe (Jajce) kasabası Osmanlı egemenliğine giren son Bosna şehirlerindendir. Yayçe Hıristiyanlığa ve Müslümalığa ait birçok kilise ve cami barındırmaktadır. Şehrin Osmanlı mimarisini yansıtan en önemli eser Esma Sultan Camii’dir. 1993 yılındaki Bosna savaşından sonra yeniden aslına uygun inşa edilen cami Bosna’da tek kadın adını taşıyan cami olarak bilinmekte. Cami, Osmanlı padişahı III. Ahmed’in kızı, Muhsinzade Mehmed Paşa’nın eşi Esma Sultan adına yaptırılmış. Caminin yapılış tarihi net bilinmese de 1760’lı yıllar olduğu düşünülmektedir. Cami imamının anlattığına göre Esma Sultan kurtulma şansı olmayan bir hastalığa yakalanmış. Kehanete göre hareket eden Mehmed Paşa da iki nehrin birleştiği yere bir cami ve iki köprü yaptırmış. Yeniden inşasının ardından 2010 yılında ilk namazın kılındığı cami günümüzde kullanılmakta ve turistlerin ilgi odağı haline gelmektedir.
Kelimelerin elvanından üstüne düşenle renklenmiş bir edebiyatçı. Anlamlar denizinden bir küçük damla dahi alabilmek ve verebilmek için çabalıyor.