Endülüs Köşesi

Endülüs’te İlmî Hayat

Endülüs’te İlmî Hayat başlıklı bu yazımızda Endülüs’teki ilmi faaliyetleri alanlarına göre kısaca ele almaya çalışacağız. Dini, sosyal, sağlık ve fen ilimlerinin üzerinde duracak ve gelişimlerinden bahsedeceğiz. Alanında önemli alimlerin isimlerini ilgili bölümlerde zikredecek ve alana katkılarından bahsedeceğiz.

Endülüs’ün Müslümanlar tarafından fethedilmesinden önce bölgede ciddi bir ilmi birikim mevcut değildir. Endülüs aslen Müslümanlarla birlikte ilmi anlamda bir canlılığı yakalamıştır. Devletin siyasi istikrarı sağlamasıyla bölgede ilmi anlamda gelişmeler artmaya başlamıştır. Özellikle XI. yüzyıl itibariyle Endülüs’te dini, sosyal, sağlık ve fen ilimleri alanlarında büyük gelişmeler yaşanmıştır. Tefsir, kıraat, hadis, fıkıh, tasavvuf, felsefe, mantık, tarih, tıp, eczacılık, astronomi ve matematik gibi muhtelif alanlarda önemli pek çok alim yetişmiştir.

Endülüs’te dinî ilimler öncelikle fetihle bölgeye gelen sahabe ve tâbiûn aracılığıyla bölgeye girmiştir. Diğer yandan Endülüs’ün içinde ve dışında ilmî yolculukların yapılması da bu ilimlerin bölgeye girmesine ve gelişmesinde etkili olmuştur. Endülüs’te dinî ilimler arasında tefsir, kıraat ve fıkıh alanları en çok önem verilen alanlar olmuştur.

Tefsir-Kıraat

Kuran

Kuran’ı Kerim’in daha iyi anlaşılmasını amaçlayan tefsir ilminde yapılan çalışmalar nakli (rivayet) ve aklî (dirayet) tefsirler olarak ikiye ayrılır. Naklî tefsirlerde Kur’an kendisiyle veya hadislerle açıklanırken aklî tefsirlerde bunların yanı sıra şahsi yorumlara da yer verilir. Endülüs’te ise daha çok naklitefsir anlayışı egemen olmuştur fakat akli ve nakli yöntemlerin birlikte kullanıldığı tefsirler de ortaya çıkmıştır. Endülüs’ün en önemli tefsir alimlerinden bazıları Bakî b. Mahled (ö.276/889), Muhammedb. Atiyye (ö.542/1148), Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî (ö.671/1273) gibi isimlerdir. Alanlarında ciddi bir birikime sahip olan bu müfessirlerin kaleme aldığı eserler ile tefsir ilmine çok önemli katkılar sağlamıştır. Kur’an’ın kurallarına uygun bir şekilde okunup ezberlenmesi üzerinde duran kıraat ilmi ise tefsir çalışmalarıyla birlikte ele alınmıştır. Endülüs’te bu ilme büyük bir ilgi gösterilmiş ve pek çok kıraat alimi yetişmiştir. Bunlardan bazıları ise Mücahid el-Âmirî (ö.346/1044-1045) ve Ebu Amr Osman b. Saîd ed-Dânî (ö.444/1053)’dir.

Hadis

Hadis

Kuran-ı Kerim’den sonraki en önemli kaynak olan hadis Hz. Peygamber’in söz ve fiillerini ifade eder. Diğer dinî ilimlerde olduğu gibi hadis ilmi de Endülüs’te ilgi gösterilen önemli ilimlerden biri olmuştur. Endülüs’te bu ilmin gelişmesinde üç farklı aşamadan söz edilir. Birinci dönem, insanların yöneliminin az ve hadis ilminin zayıf olduğu dönemdir. İkinci dönem eğitim ve öğretimle hadis ilminin toplumun tüm kademelerinde yaygın olduğu dönemdir. Üçüncü dönem ise siyasi sürecin etkisiyle ilme ve hadise yönelimin azaldığı dönemdir. En önemli çalışmalar hicri beşinci yüzyıldan altıncı yüzyılın sonlarına kadar olan ikinci dönemde meydana gelmiştir. Hadis ilmine dair önemli eserler yazan Endülüslü alimlerden en önemlileri ise Bakî b. Mahled (ö.276/889) ve Muhammed b. Vaddah (ö. 287/900)’dır.

Fıkıh (Hukuk)

Fikih

Fıkıh ilmi genel itibariyle temel kaynaklara dayalı olarak kişinin lehindeki ve aleyhindeki hükümleri bilmesi anlamında ifade edilir. Endülüs’e fetihle birlikte gelen Müslümanların çoğunu oluşturan Suriyeliler nedeniyle de ilk dönem Endülüs’te fıkhi mezhep olarak Evzâîlik yaygındı. Çünkü Evzâîlik o dönemde Suriye’de yaygın olan mezhepti. İlerleyen süreçte ise ilim yolculukları yapan Endülüslü öğrenciler Medine’deki Malik b. Enes’i de ziyaret ederek onun derslerine katılmışlardır. Onun görüşlerini benimseyen Endülüslü öğrenciler Endülüs’e dönünce Maliki fıkhının esaslarını yaymaya başlamışlardır. Böylece Endülüs’te Maliki mezhebi hâkim hale gelmiştir ve Endülüs’te yedi asır boyunca yüzlerce Maliki fakihi yetişmiştir. Malikilik’ten sonra Endülüs’te yaygın olan diğer mezhep Zâhirîlik olmuştur. Zahiriliğin en önemli temsilcisi ise Endülüslü İbn Hazm(ö.456/1064) olmuştur. Endülüs’te farklı mezheplerden pek çok fakih yetişmiştir. Bunlardan bazıları Yahya b. Yahya el-Leysi, el-Utbî, İbn Rüşd, İbrahim b. Musa eş-Şatıbî’dir.

Tasavvuf

Ibnul Arabi tarafindan el yazisiyla yazilan el Futuḥatul Mekkiyye
İbnü’l Arabi tarafından el yazısıyla yazılan el-Fütûḥâtü’l-Mekkiyye

Temel hedefi insanın iç arınmasını sağlayarak Allah’a yakınlaşması olan tasavvuf, Endülüs’te ilk dönemden itibaren olmasa da sonradan çok gelişmiştir. Endülüs’te tasavvuf alanında Muhammed b. Messere (ö.319/931), İbn Berrecân ve İbn Kasî gibi çok önemli isimler vardır fakat Endülüs’ün bu alandaki en önemli ismi şüphesiz Muhyiddin İbnu’l-Arabi (ö.638-1240)’dir. Endülüs, Kuzey Afrika, Mısır, Hicaz, Şam gibi birçok ilim merkezine giden İbnu’l-Arabi aynı zamanda kültürel müktesebatını genişletmiştir. Anadolu’ya da gelen İbnu’l-Arabi Konya’da ünlü Türk mutasavvıf Sadruddin el-Konevî’nin annesiyle evlenerek Türklerin Endülüs asıllı bilinen ilk eniştesi olmuştur. Tasavvuf alanında beş yüzü aşan eser kaleme aldığı ifade edilmiştir. Böylece adından yüzyıllarca söz ettiren büyük alimlerden biri olmuştur.

Felsefe–Mantık

Felsefe

Felsefenin bir ilim olarak Müslümanların ilgi alanına girmesiyle Doğu İslam aleminde bu yönde çalışmalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Yaşanan bu felsefi gelişmelerin sonucunda pek çok Müslüman filozoftan söz edilir. Fakat XI. yüzyılın sonlarında doğudaki Müslümanlar arasında bu felsefi gelişmeler duraklamıştır. Buna karşın XII. yüzyılda Endülüs’te bu alanda bir atılım meydana gelmiş ve adeta felsefe alanının altın çağı yaşanmıştır. Endülüs topraklarında yetişen İbn Bâcce (Avempace), İbn Tufeyl (Abubacer) ve İbn Rüşd (Averroes) gibi bu alanın en büyük isimleri ile felsefe ilmi Endülüs’te adeta doruğa ulaşmıştır. Mantık alanında ise Endülüs’te ilk olarak İbn Hazm bir eser kaleme almış ve ilim öğrenenleri bu ilme yönlendirmiştir. Yusuf b. Muhammed b. Tumlus da Endülüs’te insanları mantık ilmine teşvik eden bir diğer isim olmuştur.

Tarih-Coğrafya

Cografya

Tarih konusunda Endülüs, Doğu İslam beldelerindeki gelişmeleri takip etmiş ve onları örnek almıştır. Tarih’e büyük ilgi gösterilen Endülüs’te farklı tarih alanlarından binlerce kitap yazılarak çok geniş bir literatür meydana gelmiştir. Fakat maalesef bu eserlerin çoğu yağmalama, tahribat, yangın, sürgün gibi nedenlerle günümüze ulaşamamıştır. Endülüs’te genel itibariyle Endülüs Tarihçiliği, Hanedan/Aile Tarihleri, Şehir Tarihleri, Manzum Tarihler, Teracimler/Tabakatlar ve Endülüs dışındaki konulara ait tarih çalışmaları kaleme alınmıştır. Endülüs tarihçiliği zaman içinde daha da gelişerek İbnu’l-Hatîb (ö.776/1375) ve İbn Haldun (ö.808/1406) ile zirveye ulaşmıştır. Endülüs’te tarihe duyulduğu gibi coğrafyaya da çok ilgi gösterilmiştir. Burada birçok ünlü coğrafyacı ve seyyah yetişmiştir. Ebû Ubeyd el-Bekrî bölgedeki en önemli coğrafyacılardan biri olmuştur. Endülüs’te seyahate ayrı bir önem verildiği için bu bölgede çok önemli seyyahlar yetişmiştir. Bunlardan en ünlüsü ise İbn Cübeyr (ö.616/1219)’dir. Endülüs’te coğrafya ilminin gelişmesi aynı zamanda haritacılığında gelişmesinde etkili olmuştur. El-İdrisî (ö. 561/1166) ise bu alanda önemli çalışmalar yapan isimlerden biridir.

Tıp–Eczacılık

Eczacilik

Endülüs’te sağlık alanındaki gelişmeler Doğu İslam dünyasındaki çalışmaları örnek alan Endülüslü Müslüman bilginler sayesinde meydana gelmiştir. Endülüs’te bu alanda iştigal eden kimseler doktor, kan alarak tedavi eden (haccâm), cerrah, ebe, eczacı ve baytarlardır. Endülüs’te tıbbın asıl gelişimi tercüme faaliyetleri neticesinde başlamıştır. Böylece Endülüslü hekimler artık Hipokrat ve Galen gibi önemli tıp bilginlerinin eserlerinden yararlanmıştır. Ayrıca doğudaki gelişmeleri takip eden bu hekimler kendi tecrübe ve buluşlarıyla da bu konuda ciddi ivme kazanmışlardır. Dolayısıyla da Endülüs’te pek çok hekim yetişmiştir. İbn Bâcce, İbn Tufeyl ve İbn Rüşd yalnızca İslam felsefesinde değil tıp alanında da önemli çalışmalar yapan birer hekimdiler. İbn Rüşd’ün bu alanla ilgili yirmi üç tane eseri mevcuttur. Ayrıca Muhammed b. Kassûm b. Eşlem b. El-Gâfikî ve İbnu’l-Hatîb Endülüs’te tıbba çok önemli katkı sunan isimlerdir.

Eczacılık ve ilaçlar konusunda ise Endülüs’te yetişen en önemli isim İbnu’l-Baytar (ö.646/1248)’dır. Kendisi tüm İslam aleminin en ünlü botanikçisi ve eczacısıdır. İlaçlar konusunda yazdığı eser Arapça kitaplar içinde en güveniliri kabul edilir. Endülüs’teki idarecilerin pek çok tabibi himaye ederek çalışmalarına destek vermesi bu alandaki gelişmelerin önemli bir seviyeye ulaştığını göstermiştir.

Astronomi–Matematik

Astronomi

Endülüs’te Müslümanlar astronomi ve matematik alanında Roma dönemi İspanyasından kayda değer bir birikimle karşılaşmadıkları için yine Doğu İslam aleminin bilgi ve tecrübelerinden faydalanmışlardır. Astronominin aynı zamanda pratik hayata katkılarının olması da Endülüs’te bu alana rağbeti artırmıştır. Bu alanda Endülüs’te IX. yüzyıldan itibaren önemli çalışmalar yapan bilginler mevcuttur. Taşlardan cam yapımını bulan, kendi uzay laboratuvarını geliştiren ve yeryüzünde ilk defa kendi oluşturduğu alet ile uçma teşebbüsünde bulunan Abbas b. Firnas (ö.275/888) bu alanın Endülüs’teki en önemli isimlerinden biridir. Endülüs’te aynı zamanda uygulamalı ve teorik matematik çalışmaları sürdürülmüştür. Hatta Endülüs’teki bazı devlet başkanları da astronomi ve matematiğe ilgi duymuş ve bu çalışmaları desteklemişlerdir. Dolayısıyla bu alanlarda çalışma yapan alimlerin sayısı oldukça fazladır. Kendisine ‘’Endülüs’ün Öklid’i’’ denen Mesleme el-Mecrîtî hem matematik hem de astronomi alanında oldukça önemli bir isimdir.

Astronomi tablolarıyla ve aletleriyle bilinen ez-Zerkalî ise bu alana çok ciddi katkılar sağlamıştır. İbn Muâz el-Ceyyanî ve Câbir b. Eflah ise yine bu topraklarda yetişen en önemli astronom ve matematikçilerdendir. Astronomi ilmine getirdiği yeniliklerle tanınan el-Bitrûcî ise şüphesiz en önemli isimlerdendir ve kendisinden “teorisi dünyayı sarsan adam” olarak bahsedilmiştir.

Sonuç olarak Endülüs hayatın pek çok alanında olduğu gibi ilmi alanda da oldukça yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Bunda Endülüslü yöneticilerin ilim adamlarını desteklemesinin büyük bir payı olduğu gibi Endülüslü alimlerin kendi çabaları da etkili olmuştur. İlmî alanların birçoğunda dönemin önde gelen isimleri Endülüslü alimler olmuştur. Böylece Endülüs ilim alanında adeta bir cazibe merkezi haline gelmiştir.  

Kaynakça

  1. Özdemir, M. (2021). Endülüs Müslümanları Kültür ve Medeniyet. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
  2. Öztoprak, M. (2012). Endülüs’te Hadis İlminin Gelişim Aşamaları. Marife, 183-197.
  3. Adıgüzel, C. E. (2016). XI. Asırda Endülüs’te İlmî Hayat. Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  4. Adıgüzel, C. E. (2019). Endülüs’te Bir İlim ve Kültür Şehrinin Doğuşu: Gırnata Örneği. İslâm Araştırmaları Dergisi, 1-32.
  5. Ergüven, Ş. (2010). X. ve XI. Yüzyıllarda Endülüs’ün İlmî ve Edebî Panaromasına Genel Bir Bakış. İstem, 19-27.
  6. Hitti, P. K. (2020). Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi. İstanbul: Bilge Kültür Sanat.
  7. Şentürk, M. (2012). Endülüs Tefsîr Kültürü. Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 11(21), 53-72.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu