Eşekli Kütüphaneci: Mustafa Güzelgöz
Bu yazımızda 1940’lı yıllarda Ürgüp’te kütüphanecilik yapan, görevi sırasında üç eşek, üç katır ve iki atla otuz altı köye “Halk kütüphaneye gelmiyorsa kütüphaneyi halka götürmek gerek.” düşüncesiyle seyyar kütüphane hizmetini hayata geçiren bir şahsiyetten bahsedeceğiz. Sıra dışı hikayesi nedeniyle “Eşekli Kütüphaneci” olarak anılan ve Türk kütüphaneciliğinin de sembol ismi haline gelen güzel insan Mustafa Güzelgöz’ün hikayesini gelin biraz daha yakından inceleyelim.
1921 yılında Ürgüp’te doğan Mustafa Güzelgöz, gençlik yıllarında İstanbul’daki Tiftik ve Yapağı Dış satım Birliği’nde depo memuru olarak çalışmaya başlar. Takvimler 1940’a geldiğinde baş gösteren II. Dünya Savaşı nedeniyle askere alınarak üç buçuk yıl Tokat’ta askerlik yapar. Askerliğin ardından memleketine dönen Güzelgöz’ün futbola olan ilgisini gören dönemin kaymakamı, kendisinden Ürgüplü gençleri futbola çalıştırmasını ister. Buna karşılık Tahsin Ağa Kütüphanesi’ndeki emekliye ayrılan memurdan boşalan kadroya Güzelgöz’ü atar. Hikâye 1944 yılında böylelikle başlar. Mustafa Güzelgöz bir kütüphanecidir artık. Kütüphanecilik alanında herhangi bir bilgisi olmadığı halde kendisini geliştirerek modern bir kütüphane oluşturma çabasına girişir. İlk iş olarak harf inkılâbından sonra kütüphanenin bir köşesinde çürümeye terk edilmiş Osmanlıca kitapları oradan çıkartarak kurtarır. Ardından yakın çevresindeki tanıdıkları ile konuşarak ellerindeki kitapları kütüphaneye bağışlamalarını sağlar.
Kütüphaneyi Halka Götürmek
Kütüphane, tam anlamıyla eksiksiz bir kütüphanedir artık ve Güzelgöz heyecanla okurları bekler. Bir gün olur, beş gün olur fakat kitap okumaya kimse gelmez. 23 yaşındaki genç memur, “Ne yapmalı?” diye düşünür durur. Durumu etraftakilerle konuşur, amirlerine durumu bildirir. Sonunda aklına bir fikir gelir. O dönem amirlerinin çıkardığı engellerin tümünü tek tek, binbir güçlüğe rağmen üstesinden gelerek bürokratları zorlukla ikna eder ve bir eşek alır.
İçerisine 180-200 kitap sığacak şekilde iki tane de sandık yaptırır ve sandıkların üstüne “Kitap İare Sandığı” yazar. Köylülerin yararlanamadığı kütüphaneyi onların ayağına götürmek üzere kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar. Bakanlıktan aldığı iki yeni memur kadrosu ve eşekler için yem bedeli talepleri karşılanır ve yeni görevlilerin kendi bölgesinde en az beş köye kendi eşekleri ile hizmet götürmesini sağlar. Emekliye ayrılana kadar otuz altı köye eşek sırtında hizmet verir. Mustafa amcalarının yolunu gözleyen çocuklara yıllarca kitap taşır ve artık “Eşekli Kütüphaneci” olarak anılır. Eşekli Kütüphaneci Ürgüp’teki çocuklar ve insanlar için baharı müjdeleyen bir çiçek olmuştur. Emek verip çiçek açmasaydı kim bilir günümüzde yaşadığımız baharlar belki de çok geç gelecekti. Hem Necmettin Erbakan’ın da dediği gibi: “Bir çiçekle bahar gelmez ancak her bahar bir çiçekle başlar.”
Sosyalleşme Merkezi Olarak Kütüphane
Genç kütüphaneci zamanla kütüphaneyi sosyalleşme merkezi olarak köy kahvesine bir alternatif haline getirmek ister. Köylüyü kütüphaneye çekebilmek amacıyla gönüllülerden toplanan yardımlarla kütüphaneye radyo koyar. Bu girişim sonuç vermiş ve köyün erkekleri kütüphaneye gelmeye başlamıştır artık. Ancak bir süre sonra kütüphaneye kadınların hiç gelmediğini fark edince bunun için kadınları da kütüphaneye çekebilmek amacıyla haftanın belirli bir gününü onlar için ayırır. Ardından kadınların daha çok sayıda gelmelerini sağlamak amacıyla belli başlı dikiş makinesi firmalarına mektup yazıp neler yaptığından bahseder ve dikiş makinesi talep eder. Yapılanları hayli ilham verici kabul eden firmalar tarafından kütüphaneye on tane dikiş makinesi gönderilir. Makineler kütüphanenin odalarına koyulup kadınlara teşvik amaçlı tek bir şartla bu imkandan faydalanılacağı söylenir: “Dikilecek eşyanız olduğunda gelip burada dikebilirsiniz ama kitap okuyacaksınız.” O zamanlar dikiş makinesi bulamayan kadınlar gelip dikiş dikiyor ve bu sayede de kitap okuyordu. Böylece köylü kadınlar kütüphanelere çekilerek okuma alışkanlığı kazandırılmaya çalışıldı. Zamanla Mustafa Güzelgöz’ün önayak olması ve makine kullanmayı bilen kadınların yardımıyla dikiş kursları açıldı. Bu faaliyetlerin yanı sıra Mustafa Güzelgöz’ü yaşamı boyunca pek çok alanda da halkın faal olması için çalıştığını görüyoruz. Öyle ki spor teşkilatı kurulması, köy gazetesi, folklor ve bando çalışmaları, ilk sinema gösterimi ve fotoğrafçılık, kooperatifçilik çalışmaları gibi hizmetlerde de bulunmuş yeniliklere öncülük etmiştir.
“Köprü Altı Çocukları Olmasın Diye…”
1963 yılında Amerika’da yapılan bütün dünya ülkelerinin üretken insanlarının yarıştığı bir yarışma düzenlenir. Türkiye’nin de yarışmaya aday bildirmesi istenir. Bildiri, Devlet Planlama Teşkilatı’na ulaşır ve akıllara yaptığı çalışmalar nedeniyle Mustafa Güzelgöz gelir. Yarışmaya onun katılmasına karar verilir. Evrakların yarışma yetkililerine ulaştırılmasından kısa bir süre sonra Amerika’dan incelemeler yapmak üzere bir ekip Ürgüp’e gelir. Sokaklara inerek köyde önlerine kim geçerse onlara uzattıkları kitabı okumasını isterler ve her kimden uzattıkları kitabı okumasını isteseler hep olumlu sonuç alırlar. Raporlarını hazırlayarak inceleme esnasında çektikleri birbirinden ilginç ve güzel fotoğrafı da ekleyerek yarışma jürisine sunarlar. Yarışma günü gelip çatmıştır ve elemeler yapılmıştır. Geriye kazanması muhtemel en kuvvetli iki aday kalmıştır. Bunlar İtalya ve Türkiye’nin adaylarıdır.
İtalya’nın adayı, ülkesindeki köprü altı çocuklarını okutup yetiştirmiş, onların topluma kazandırılması için uğraşlar vermiş bir adaydır. Jüri üyelerinin yarısı büyük ödülün İtalya’ya verilmesinden yanadır. Son ana kadar oyunun kimden yana olduğunu söylemeyen jüri başkanı Eşekli Kütüphaneci’nin kütüphanecilik sisteminden ve bölgedeki yüksek okuma yazma oranından çok etkilenerek şöyle başlar sözlerine: “Benim oyum Türkiye’yedir. İtalyan adayın eğitip yetiştirdiği çocuklara eğer eşekle kitap gitseydi köprü altı çocukları olmazlardı. Türkiye’den katılan aday ise köprü altı çocukları olmasın diye bu çalışmaları yapmıştır. Ödülü Mustafa Güzelgöz hak etmektedir.”
Ve Türkiye birinci olur. Güzelgöz, olanaksızlıklardan dolayı gidemediği ödül töreninin sonucunu kütüphanede, görevi başındayken gelen telefonla öğrenir. Yarışma sonucunun ardından ulusal ve uluslararası basında çıkan yazılar sayesinde kütüphaneye destekler artar. Amerikalı bir yardım kuruluşu, Ürgüp ve çevresinde yapılan çalışmaları yakından takip eder ve çalışmalar modern bir vasıtayla gerçekleşsin diye yeni bir jeep hediye edilir. Hediye edilen jeep sayesinde ulaşımı jeep ile rahat olabilecek köylere gidilir. Bunun yanı sıra eşek, katır ve atlarla yapılan seyyar kütüphane çalışmaları da devam eder.
Ardımızda Bıraktıklarımız
Çalışmaları ile bir bölgesel kalkınma öncüsü haline gelen Güzelgöz, kütüphanecilik görevi dışında birçok kurumda daha görev almıştır. Asıl görevi kütüphane müdürlüğünü ihmal ettiği ayriyeten diğer görevlerinde şahsi çıkar sağladığı şikâyetleri nedeniyle bir soruşturma geçirmiş ve emekliye ayrılması istenmiştir. 1972 yılında, yirmi sekiz yıl sürdürdüğü kütüphanecilikten elli yaşındayken ayrılmak durumunda kalmıştır. Emekli olduktan sonra yaşamını Ürgüp’te sürdüren Mustafa Güzelgöz, nam-ı diğer Eşekli Kütüphaneci, ardında 12 kütüphane ve 85 bin cilt kitap ve örnek davranışıyla unutulmaz bir iz bırakarak 2005 yılında vefat etmiştir. Merhum Mustafa Güzelgöz’ün hayır mücadelesini Rabbimiz kabul buyursun.
Kaynaklar
- Eşekli Kütüphaneci: Mustafa Güzelgöz, aposto.com/i/esekli-kutuphaneci-mustafa-guzelgoz
- Ürgüplü Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz, artigercek.com/forum/dunyaya-ornek-olan-insanlar-urguplu-esekli-kutuphaneci-mustafa-guzelgoz-155294h
- Uluslararası İnsanlık Hizmetinde Gönüllü Bir Türk, turkbilimi.com/uluslararasi-insanlik-hizmetinde-gonullu-bir-turk-the-lane-bryant-uluslararasi-insanlik-hizmetinde-gonullu-takdirnamesi-cocuklara-esekle-kitap-gitseydi-koprualti-cocuklari-olmazdi
- Mustafa Güzelgöz, tr.wikipedia.org/wiki/Mustafa_G%C3%BCzelg%C3%B6z
- Ürgüp, tr.wikipedia.org/wiki/%C3%9Crg%C3%BCp%20/%20%C3%9Crg%C3%BCp
- Harf İnkılabı, tr.wikipedia.org/wiki/Harf_Devrimi / Harf Devrimi
- Osmanlıca, tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1ca%20/%20Osmanl%C4%B1ca
Kendisi için kendini arayan bir gıda mühendisi. Henüz bulabilmiş değil ancak bir müddet bulunduğu bu dünyadan güzel bir hikayeyle ayrılmak istiyor.