HaberlerFilistin

Gazze’deki 31 Prematüre Bebeğe Yardım Eli

Askeri gereklilik, ayrım, ihtiyat ve orantılılık ilkeleri de dahil olmak üzere uluslararası insani hukuka ve insan haklarına derhal ve tam olarak saygı göstermeleri için taraflara yaptığımız çağrıyı yineliyoruz. Bu sözler 22 Kasım 2023 tarihli BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında Gazze‘deki çocukların korunmasına ilişkin açıklama yapan UNICEF Genel Direktörü Catherine Russell‘a ait. İnsan hakları ama kimin için? Çocuk hakları ama hangi çocuklar için sorularının dünya kamuoyunda tekrar tekrar dile getirildiği bir dönemde İsrail’in bu çağrıları göz ardı edip, hastaneleri ve sivilleri hedef alması; insani yardımları engellemesi pek de şaşırtıcı görünmüyor. Soykırım süreci devam ederken çatışmalardan büyük oranda zarar gören gruplardan biri de hamile kadınlar ve tüm bu stres altında prematüre doğan bebeklerdi. Ancak, bölgeden umut verici, güzel haberler de geliyor. Birleşik Arap Emirlikleri 31 prematüre bebeği bünyesine alıp tedavi etmeye başladı.

Hastanelere Yardım Çağrıları

Hastane

 “Gazze açık morga dönüyor…” 19 Ekim 2023 tarihli çağrıda soykırımın kırk dördüncü gününde Gazze Şifa Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Fadia Malhis de dünyaya böyle seslenmişti. Bombalar altında hamilelik sürecini geçiren anneler düşük tehlikesinin yanında çoğunlukla erken doğumlarla mücadele ediyor. Prematürelerin yaşam mücadelesinde kuvözler ve hastane koşulları çok önemli. Söz konusu Gazze olduğunda, iyi hastane koşulları, doğum sonrası güvenli bağlanma, anne-çocuk sağlığı gibi insani koşullardan bahsetmek pek mümkün değil. Şu an Gazze halkının haklı direnişinden başka, orada yaşanan hiçbir şey insanî değil. Çatışmalar ve İsrail’in istikrarlı bir şekilde hastaneleri hedef alması devam ederken 12 Kasım 2023 tarihinde Dr. Marawan Abu Saad’ın paylaştığı fotoğraf hastanedeki bebeklerin yaşam mücadelesini gözler önüne serdi.

Gulf News kaynaklı haberde Abu Saad’ın prematüre doğan bebekleri paylaştığı fotoğraftan sonra el-Şifa Hastanesinde yeni doğanların akıbetinin dünyanın dikkatini çektiği belirtildi. Bu fotoğraf akıllara Efendimiz (sav)’in “….Savaş esnasında yaşlı, kadın, çocuk, din adamları gibi savaşa bilfiil katılmayan kimselere dokunulmaması konusunda da ashabını özellikle tembihlemesini (Müslim, Cihâd ve siyer, 138)” hatırlattı. Bu düstura uygun hareket eden Müslümanlar da çatışmalarda çocukların canını korumayı görev bildi. Nitekim Allah Resulünün en yakın arkadaşı ve onun vefatından sonra Müslümanların ilk yöneticisi olan Hz. Ebû Bekir de aynı yöntemi takip etmişti. Şam taraflarına göndereceği bir orduyu uğurlamaya çıkan Hz. Ebû Bekir, yanında bulunan kumandanı, din adamlarına dokunmaması hususunda uyardıktan sonra şu tavsiyelerde bulunmuştur “Kadınları, çocukları ve ihtiyarları öldürme. Meyve veren ağaçları kesme. İmar edilmiş yerleri tahrip etme. Koyun ve develeri sadece yemek amacıyla kes. Arıları yakıp yok etme. Ganimet malına ihanet etmekten sakın. Korkaklık gösterme.” (Muvatta’, Cihâd, 3)

Umut Verici Tahliye Haberi

Gazzeli cocuk

Pek çok haber sitesi ve UNICEF’in paylaştığına göre, Filistin Kızılayına bağlı ambulans ekipleri, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon ofisi ile koordineli olarak 18 Kasım Cumartesi günü ölüm tehlikesi altındaki 31 prematüre bebeği Şifa Hastanesinden, Gazze şeridinin güneyine, Refahtaki el-Halal el- Emirati Hastanesine taşıdılar. Grup, bu nakle hazırlık için öncesinde bebeklerin Gazze’nin güneyine nakledildiğini de söylemişti. Gulf News nakil işlemini grubun Facebook sayfasından duyurduğunu yazdı. Elektrik kesintisi nedeniyle kuvözler ve diğer ekipmanlar kapanırken, çatışmaların devam etmesi nedeniyle yiyecek, su ve tıbbi malzemeler de tükenmişti. Tahliye ayrıca Sağlık Bakanı sözcüsü Medhat Abbas ve Filistin Kızılayı kurtarma servisi tarafından doğrulandı.

Haberde Dünya Sağlık Örgütü başkanının “Transferde altı ambulansı kullanan BM ve Filistin Kızılayı Derneği personelinin ortak operasyonuyla 31 hasta bebek nakledildi.” açıklamasına ve X’te yaptığı “Bebekler el-Halal Emirliği doğum hastanesine götürüldü, yeni doğan yoğun bakım ünitesinde acil bakım alıyorlar.” paylaşımına yer verildi. Ayrıca Tedros’un “Çatışmanın taraflarına güvenli geçiş garantisi verinceye kadar, kalan hastaları ve personeli el-Şifa Hastanesinden acilen çıkarmak için başka görevler planlandığını, bebeklerle birlikte altı sağlık çalışanı ve on personel aile üyesinin de çıkarıldığını.” söylediği belirtildi. Mohammed Zaqut’un nakil işleminin detayları hakkında AFP’ye yaptığı “el-Şifa hastanesindeki 31 prematüre bebeğin tamamı, üç doktor ve iki hemşireyle birlikte tahliye edildi.” açıklamasına da yer verildi.

Hastanede Kalanların Durumu

18 Kasım’da hastaneyi ziyaret eden Dünya Sağlık Örgütü ekibi, durumu son derece kritik olan otuz iki bebek, ciddi enfeksiyon kapmış yaraları olan travma hastaları ve hareket edemeyen omurga yaralanmaları olanlar da dahil olmak üzere iki yüz doksan bir hastanın daha hâlâ Şifa hastanesinde olduğunu belirtmişti.

Hasta Tahliye Araçlarına Bile…

Haberde, sınır tanımayan doktorların, kıyı bölgesinde hareket etmenin tehlikelerinin altını çizdiğine ve Gazze şehrinde personelle ailelerini taşıyan, açıkça işaretlenmiş araçlardan oluşan bir konvoyun üzerine ateş açıldığını söylediğine değinildi. Yardım grubunun belirttiğine göre bir personelin akrabası vefat ederken, bir kişi de yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasına göre yerinden edilen yaklaşık iki bin beş yüz kişi, mobil hastalar ve yirmi beş sağlık personeli cumartesi sabahı el-Şifa hastanesinden ayrıldı.

Neden Hastane?

Premature bebekler
Gazze’deki prematüre bebekler

Güçlü istihbarata sahip ve BM Çocuk Hakları sözleşmesine taraf bir sözde yönetimin çocukların bulunduğu hastaneyi hedef alması; ihmal, Hamas’a karşı reaksiyon gibi ifadelerle yumuşatılamayacak kadar ciddi bir gerçeğin, sivillerin daima göz ardı edildiğinin ve kasıtlı bir soykırım faaliyeti yürütüldüğünün en büyük örneği. Peki neden özellikle hastaneler hedef alınıyor?

İsrail’in hastaneler konusunda uzun süredir öne sürdüğü en temel sebep, Hamas’ın el-Şifa içinde ve altında geniş bir komuta merkezi bulunduğu; bunun da ötesinde Hamas’ın sivilleri siper olarak kullandığı yönündeki suçlamalar. Ayrıca, Hamas’ın (Gulf’ün ifadesiyle militan grubun) Gazze’deki yönetimini sona erdirmek için de hastaneyi kilit hedef olarak görüyorlar. Ancak, Hamas ve hastane personeli iddiaları reddediyor. Eleştirmenlere göre ise hastane, İsrail’in sivilleri pervasızca tehlikeye atmasının bir sembolü.

İsrail hastane arazisi araştırmasından sonra silah bulduğunu savunup gazetecilere tünel kuyusunun girişini gösterirken, bağımsız ve gerçeklere dayalı haberciliği savunan AP (Associated Press) ise doğrulayamadı.

Bölgedeki hastane şartları iyileştirilmeye çalışırken, zalim ellerle yıkımın devam ettiğini, insani yardımların girişine izin verilmediği zamanlarda yiyecek, su, ilaç ve yakıt kıtlığı baş gösteriyor. Hastanelerin dahi hala umarsızca bombalandığını hatırlatıyor ve bu adımların diğer ülkelere de örnek olmasını temenni ediyoruz. Ülkelerimizdeki sağlık bakanlarının ve liderlerin hastaları güvenli bölgelere taşıyıp tedaviye devam etmesi konusunda adımlar atmasını sağlayacak kampanyalarda bulunabilir, Gazzeli kardeşlerimizin her sosyal mecrada sesi olabiliriz. Bebekler tıpkı anne ve babaları gibi dirençliler ve soykırım devam ederken nefes almaya devam ediyorlar, bugünler geçtiğinde hafızamızda en çok Gazzeli kardeşlerimizin dik duruşu ve bizim bu dik duruşa ne kadar destek olduğumuz akıllarda kalacak.

Kaynak
UnicefGulfNews

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu