İngiliz Müslümanlar Mültecilere Nasıl Yardım Ediyor?
İnsan hayatını korumak İslam’da ödülü çokça hak eden bir davranıştır. Allah, Kur’an’da şöyle buyurur:
“Ve kim birini (canını) kurtarırsa, insanlığı tamamen kurtarmış gibi olur.” (Maide Suresi, 32. Ayet Meali)
Sayısızca mülteci ve göçmen, çatışmalardan kaçmaya ve daha iyi bir yaşam arayışına girmeye çalıştıkça birçok Avrupa ülkesi kısıtlayıcı önlemlerini artırıyor ve mültecilere barınak olabilecek güvenli yollarını kapatıyor. Bu nedenle binlerce kişi Akdeniz’de zorlu bir yaşam mücadelesine maruz kalıyor. Mülteci krizini daha yakın bir perspektiften okuyucularımıza aktarmak için, biri Fransa’da diğeri İngiltere’de olmak üzere mültecilerle çalışan iki İngiliz Müslüman ile konuştuk. Bu deneyim sayesinde siz okuyucularımıza, İngiliz Müslümanların, mültecilere yardım sağlamaya katkıda bulunabilecekleri iki farklı yolu göstermeyi amaçladık.
Fransa Sınırından: Farah Khan
Khan, mültecilerle kurduğu bağı şu şekilde aktarıyor: “Mültecilerin içinde bulunduğu kötü durumları gösteren haber görüntülerini görmüştüm ve sosyal medyada Fransa’nın Dunkirk kentinde yapılan gönüllülük çalışmasını takip etmiştim. Sizin benim gibi insanların bu kadar acı çektiğine inanamadım ve yardım etmek istedim. Böylece desteğimi sunmak için Dunkirk kentinde bulunan gönüllülerle temasa geçtim ve Dunkirk mülteci kampına olan ilk ziyaretimi Help4RefugeeChildren topluluğundan gönüllü bir ekiple yaptım.”
“Kuruluşun odak noktası; mülteci çocuklar için teşvik edici, yaratıcı, eğlenceli oyun atölyeleri hazırlamak, ayrıca yiyecek ve kıyafet desteği sağlamaktı. Bir öğretmen olarak özellikle geliştirici oyun atölyelerine destek sağladım ve atölyelerin planlanmasına katkıda bulundum.”
Khan, Grant-Synthe’deki mülteci kampını ziyaret ettiğinde edindiği ilk deneyimlerini 4 yıl sonra dahi yoğun hislerle hatırlıyor. Gönüllüler ormana doğru ilerlerken, kahkahalarıyla gökyüzünü dolduran mülteci çocuklarla yüz boyama, tuval boyama, yüz maskesi yapma ve baloncuklar üfleme gibi aktivitelerde bulunuyorlar. Mülteci çocuklarla beraber olmaktan fazlasıyla keyif alan Khan, zamanla çocuklarda yetersiz beslenme, izolasyon, yerinden edilme ve duygusal veya fiziksel travma belirtilerini fark etmeye başladığını belirtiyor.
“Öyle belirtiler ki bunlar, bir öğretmen olarak yıllar boyunca eğitim verdiğim öğrencilerde böylesine rastlamadığım türdendi. İçimde derin bir üzüntü hissettim ve çocukları bu ormandan alıp güvenli bir yere götürmek istedim.”
Duygusal Deneyim
Bu tecrübe, Khan’ın üstesinden gelemeyeceği kadar hüzünlü ve duygusaldı. Yine de yardım
sağlayabildiği için kendini huzurlu hissediyordu.
“Bu tür bir gönüllülüğe ne kadar dahil olursam yardım etmek için elimden geleni yapmaya o kadar kararlı hale gelirim. Bazı gönüllüler o kadar etkileniyor ki devam edemiyorlar, bazılarıysa gönüllülüğü sürdürdükçe daha güçlü, daha dirençli ve yardım etmeye daha kararlı hale geliyorlar. Allah’a beni yardım eden biri olabilme gücünü verdiği ve bu sıfatlarla beni bezediği için şükrediyorum. Bu sayede kendime gönüllüler ve koordinatörlerden oluşan mükemmel bir çevre oluşturdum. Birlikte mültecilere daha fazla yardım etmek adına sayısız iş başarmayı hedefliyoruz.”
Arjumand Paracha: İngiltere’de Gönüllülük
Yerel halkı mültecilere desteğe çağıran Paracha ise gönüllülük faaliyetlerini yürüttüğü süreci şöyle anlatıyor:
“Mayıs 2020’den beri, Reading’e yerleştirilen mülteciler için temel malzeme desteği ve esas ihtiyaçlar için gerekenleri tedarik etmek için yerel bir eylem grubuyla gönüllü olarak çalışıyorum. Bazı yerel gönüllüler, mültecileri bir otele yerleştirmelerine rağmen yeterli miktarda gıda takviyesi sağlanmadığını ve banyo malzemeleri, iç çamaşırı, ayakkabı, kıyafet ve bebek maması gibi temel malzemelere erişemediklerini fark edince bir girişim başlattılar.”
Paracha’nın mültecilere yardım etme yolculuğu, bağışlar ve gönüllüler için oluşturulan bir
Facebook sayfası sayesinde başlıyor. Ayrıca Paracha, daha birçok hayır kurumunda çalışmasına rağmen riskli grubun mülteciler olduğunu şu sözleriyle ifade ediyor:
“Yerel bir yardım vakfında çalışmak da dahil olmak üzere hayır kurumlarında 10 yıldan fazla süredir çeşitli alanlarda çalışıyorum. Bu süreçte cesaretlendirici bulduğum şey, bunun herkesin başına gelebilecek olması. Değer verdiğimiz şeyleri kaybetmekten hepimiz sadece bir adım uzaktayız.”
Bu sözleriyle Arjumand Paracha, aslında herkese elimizdeki malın, mülkün, sığındığımız
yuvanın kalıcı olmadığını, her an her şeyin yaşanabileceğini açıkça aktarmış oluyor. Hepimiz
mülteci olmaktan bir adım uzaktayız. Bu nedenle yardımımıza muhtaç olanlardan
yardımımızı esirgememeliyiz. Bununla beraber Paracha yerel düzeyde mültecilere yardımcı olabilmek adına etkin olunabilecek birçok alan olduğuna inanıyor:
“Medyanın mültecilerin buraya geldiklerinde nasıl bir destek aldıklarını, sadece taşıyabilecekleri eşyaları yanlarına alarak bir günden az bir sürede bir kasabadan diğerine nasıl taşındıklarını açıkça anlatması ve göstermesi çok büyük bir değişim uyandıracaktır. Yerel meclisler, mültecilerin ihtiyaç duyacakları temel malzemeleri karşılayan bir başlangıç paketi veya giysi paketi desteğini sağlayan yerel hayır kurumlarıyla birlikte hareket etmelidir.”
Paracha ve Khan, mültecilerin yaşadıkları sorunları ve bu sorunlar karşısında bizlere düşen görevi kendi perspektiflerinden aktardılar. Mültecilerin yaşadıkları problemler sadece toplumun bir kesimini ilgilendirmiyor. Yaşananlar karşısında öğretmenlere, psikologlara, doktorlara, gazetecilere, medyacılara, devlet dairesine ve toplumun her vatandaşına kendi konumları ve imkanları kadar önemli derecede pay düşüyor. Bu yüzden özellikle Müslümanlar olarak bizler, üstümüze düşenleri elimizden geldiğince yapmalıyız ki mültecilerin omuzlarındaki yükleri bir nebze hafifletmiş olalım. Unutmayalım ki hayat, başkalarına yardım ettikçe daha güzel…