İslam Şehirleri: Kudüs
“Yüreğimizin yarısı Mekke’dir, geri kalanı da Medine’dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır” diyen Üstad Nuri Pakdil Kudüs’e olan hassasiyetimizi bu dizelerde ne kadar da güzel özetlemiş. Gelin hep beraber kutsalımız Kudüs’ü farklı yönleriyle birlikte hatırlayalım 🙂
Dinler Tarihi’nin Başkenti Kudüs
Dünya üzerindeki hiçbir şehir dinler tarihi konusunda Kudüs ile mukayese edilemez. Hz. Adem (a.s), Hz. Muhammed (a.s) nice peygamberlerin ayak bastığı, büyük medeniyetlerin izini barındıran, melikler, sultanlar, komutanlar, alimler ve nice sanatçının adının taşına toprağına kazındığı şehirdir Kudüs.
Hz. Davud peygamberin (a.s) fethettiği, Süleyman peygamberin (a.s) şekillendirdiği Hz. İsa ‘nın (a.s) göğe, Hz. Muhammed’in (s.a.s) Mirac’a yükseldiği yerdir Kudüs.
Kudüs İsminin Tarihi Kökeni
“Kudüs” ilk kez, Firavunlar dönemi Mısır’ının Orta Krallık yazıtlarında ‘Rusalim’ adı ile geçer. Yahudiler bu şehre Yeruşelayim, Hristiyanlar Jarusselam, Müslümanlar ise Darü’s-Selam derler. Yani her üç dinde de şehrin adı ‘Dostluk şehri’ anlamına gelir.
Her ne kadar tarihinde iki defa yok edilmiş, 23 işgal, 52 saldırı yaşamış olsa da insanlar bu şehrin dostluk şehri olmasını istemiştir. Çünkü ilahi dinlere göre bu şehir ilahi bir ayrıcalığa sahiptir. İslamiyet’e göre yeryüzünde Allahu Teala’nın kendisine ayırdığı iki toprak parçası vardır. Kabe’nin ve Mescid-i Aksa’nın kapladığı alan.
Beytü’l-Makdis, Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra Neresi?
Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) hadislerinde, ‘Yeryüzünde sadece üç yere Allah rızası için gidilir; Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa,’ diyerek övdüğü bir yer.
Birçok insan, Mescid-i Aksa denildiğinde sadece bir yapıdan bahsedildiğini sanar. Halbuki Kur’an-ı Kerim’in bize anlattığı Mescid-i Aksa (uzak mescid) alelade bir bina değil, Allahu Teala’nın kıymet verdiği bir toprak parçasıdır. Tabii ki böyle önemli bir arazi üzerinde inşa edilmiş olan yapılar da kıymet arz etmektedir. Mescid-i Aksa, Kubbetü’s Sahra, Kıble Mescidi, Burak Mescidi, Mervan Mescidi adı verilen dört mescidi içine alan beyt-i makdis denilen alanın tamamı Mescid-i Aksa’dır.
Hz. İsa Kudüs’te Göklere Urûç Etti
Hz İsa, komşu kent Beytüllahim’de bir mucize olarak babasız doğdu, daha bebekken konuştu. Evvelâ Celile’de sonra Kudüs’te insanları hak dine dâvet etti. Hem bedenlere, hem gönüllere hekim oldu. 33 yaşına gelince de tıpkı Resûlü Ekrem’in mîrâcı gibi O da bu kutlu şehirden semâlar ötesine, Rabbinin katına yükseldi. Demek ki; Rabbin makamına yükselişin yeri Kudüs’tü.
Kudüs İlk Kıblemiz
Hz. Peygamber’in Miraç yolculuğuna çıkmadan önce Müslümanların kıblesi olan Mescid-i Aksâ’ya getirildiği İsra Sûresinin ilk âyetinde açıkça belirtilmektedir. Hicret’in ardından buranın kıble oluşu on altı-on yedi ay kadar sürmüştür.