Kâğıttan Uçak – Kâzım Ateş
Göç ve gurbet kavramı insanlığın kadim yazgısı olarak karşımızda durur. Dünyanın ilk gününden bu yana kimi zaman afet, kimi zaman savaş ve zulüm, kimi zaman da maddi sebeplerden kaynaklı insanlık, bir diyardan bir diyara göç etmek zorunda kalmıştır. Kâzım Ateş’in yazmış olduğu Kâğıttan Uçak adlı eserde bunun getirdiği duygulara tanıklık edebiliriz. Göç çoğu zaman özlemin, burukluğun, yalnızlığın ve garipliğin simgesi gibi olumsuz duygularla tanımlansa da beklenmedik olaylarla karşılaşan bireylerin maddi manevi olarak yeniden doğuşuna da zemin hazırladığına pek çok kez şahit olunmuştur. Tıpkı Kâzım Ateş ve ailesinin hikâyesinde olduğu gibi.
Kitap tavsiyelerinde bu kez Kâzım Ateş’in kaleme almış olduğu Kâğıttan Uçak adlı eserini sizlere tanıtacağız. Yazar kitapta, 6 yaşındayken memleketi Çorum’dan Avustralya’ya uzanan çocukluk hatıralarına yer verir. İlk nesil Avustralya Türklerinin görüp, yaşayıp, tecrübe ettiklerine bir çocuğun gözünden şahit oluyoruz. Fotoğraflarla desteklenmiş kitabın dili gayet anlaşılır ve keyifle okunacak cinsten. Kitap altmış yedi bölümden oluşmaktadır. Kitap genel hatlarıyla Kâzım Ateş’in doğduğu Çorum Karacaören köyünde geçen günleri, Avustralya’ya uyum süreci ve ilkokul günleri şeklinde üç başlıkta inceleniyor, diyebiliriz.
Çorum’daki Ateş Ailesi
Kağıttan Uçak ile Kâzım, üç çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu, İsmail ve Cemile’nin abisidir. Mahallenin sevilen çocuğu, arkadaşlarının en iyi oyun arkadaşı olduğunu öğreniyoruz. Yıl 1969. Mahallede yeni keşfedilen oyun, kâğıttan yapılan uçakları uçurma yarışıdır. Ardından kurulan “Şimdi gerçek uçakta olsak!” hayali… Günler böyle geçip giderken bir gün, bir sabah annesinin “Bugün Avustralya’ya gidiyoruz.” demesiyle değişen hayat… Bir yandan gerçek uçağa binecek olmanın heyecanı yaşayan Kâzım diğer yandan mahallenden, köyünden, arkadaşlarından, akrabalarından, ülkesinden ayrılışın hüznü ve burukluğu ile biner ailesini Avustralya’ya taşıyacak uçağa.
Avustralya’ya Uyum Süreci ve İlkokul Günleri
Kağıttan Uçak kitabının devamında ise Kâzım’ın on üç yaşına kadar yaşadıkları yer alıyor. Sırasıyla Avustralya’ya yerleşme ve hayatın bir şekilde düzene girmesinden bahsediliyor. Kâzım’ın anne babası işe, Kâzım ise ilkokula başlamıştır. Yeni arkadaşlarla tanışacak olmanın heyecanı ile başlayan bir dönem; yeni arkadaşlıklar, yeni bir dil, okul etkinlikleri ve yeni yeni Avustralya’ya göç eden Türk aileler… Dört yıla kadar pek çok Türk aile buraya göç eder. Böylece Türkler bir mahalle kadar olurlar. Türk ailelerin uyum süreci, yeni iş arayışları, sürekli taşınmak durumunda kalınan evler ve daha nicesinin bir çocuğun gözünden ne anlama geldiğini görebiliyoruz. Her göç hikâyesi biraz hüzün, biraz yalnızlık, kimi zaman da burukluk içermektedir. Ama hepsinden çok sabır ve güç duygularını barındırır.
Kâzım Ateş yaşadıklarını, üzüntülerini, heyecanlarını, ilklerini, samimi bir dille kaleme almıştır. Kâğıttan Uçak eserini okurken bahsi geçen kişileri tanıyor; yeri geliyor Kâzım Ateş ve arkadaşları ile beraber tercümanlık yapıyor, bisiklet sürüp gazete satıyorsunuz. Herkesin içten sızısı, memleket özlemi ve aile hasretini, Kâzım Ateş’in içten ifadeleri ile derinden hissediyorsunuz. İnsanlığın kadim yazgısını bir de çocuk gözüyle okumak isteyenlere tavsiyemizdir bu eser.
Kendisi için kendini arayan bir gıda mühendisi. Henüz bulabilmiş değil ancak bir müddet bulunduğu bu dünyadan güzel bir hikayeyle ayrılmak istiyor.