İslam Tarihi Köşesi

Osmanlı’da Yaşamın Merkezi: Külliyeler: Eyüp Sultan Külliyesi

Külliyeler günümüzde ziyaret edilecek tarihi bir mekan konumunda olsa da yapıldıkları dönemde toplumsal hayatı içerisinde yaşatan sosyalleşme mekanlarıydı. Bu mekanlar yapıldığı dönemin sanat ve mimari açıdan en zirve yapılarıydı. Osmanlı’da Yaşamın Merkezi: Külliyeler serisinde bu yazımızda sizlerle birlikte İstanbul’da bulunan Eyüp Sultan Külliyesini inceleyeceğiz. Keyifli okumalar.

Eyüp Sultan Külliyesi Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden hemen sonra yaptırıldı. Külliyenin inşaatının ne zaman başladığına dair net bir tarih bulunmasa da cami inşaatının 1458 yılında başladığı kesindir. Külliye cami, medrese, aşhane, hamam ve türbeden oluşuyor.

Külliyenin en önemli yapısı şüphesiz camidir. Eyüp Sultan Cami Osmanlı tarihi boyunca önemli bir konumdaydı. Mübarek gün ve gecelerde mevlidler okunup camiye birçok hayır çalışması yapılırdı. Fetihten sonra inşa ettirilen İstanbul’un ilk camisi olma özelliğini taşır. Caminin inşası 1458 yılında başlayıp 1459 yılında tamamlandı. Fatih Sultan Mehmet döneminde yaptırılan cami planına sonraki yıllar bazı çeşitli yapılar eklenmişti. Cami içerisinde bulunan şadırvan havuzu sonradan eklenmiş ve Çandarlı İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştı. Cami içinde yer alan kasır ise Sadrazam Sinan Paşa tarafından inşa ettirildi. 3.Ahmed döneminde cami minareleri mahyaların kurulabilmesi için yükseltildi.

eyüp sultan

1766 depreminde büyük hasar gören cami çeşitli tadilatlardan geçse de onarılamayacak hale geldi. Caminin yeniden inşası uygun görülerek 1798 yılında yıkılıp tekrar yapımına başlandı ve 1800 yılında inşaat tamamlandı. Eski camiden geriye minareler kalmış, cami yeniden inşa edilmişti. Böylece Eyüp Sultan Cami resmi bir törenle tekrar ibadete açılmış oldu. Cami her ne kadar Batı etkilerinin süregeldiği bir zaman diliminde yapılsa da klasik sanat geleneğine bağlı şekilde inşa edildi.

Külliyenin bir diğer önemli yapısı ise türbedir. Türbenin Eyüp Sultan Cami’den önce yapıldığı biliniyor. Türbe caminin ilk yapıldığı dönemde avlu içindeyken ikinci kez inşa edildiği zaman avlu dışında kaldı. Türbe caminin yeniden inşası sırasında onarımdan geçti.

Türbe kapısı üzerinde Şeyhülislam Hocazade Esad Efendi’nin Eyyub el-Ensari için yazmış olduğu otuz mısralık manzume bulunur. Ayrıca 1.Ahmed ve 1.Mehmed gibi Osmanlı padişahları tarafından yazılan manzume kitabeler de türbe içinde yer alır. 3.Selim tarafından onarılan türbeye yine padişahın yazdığı dörtlük levha halinde yazılmıştır.

Alemdar-ı kerem şah-ı iklim-i risaletsin

Muinin ol benim daim be hakk-ı Hazret-i Bari

Selim İlhami her dem yüz sürer bu ravza-i pake

Şefaatle kerem kıl ya Eba Eyyub-i Ensari

Türbe diğer padişahların zamanında da çeşitli bakım ve onarımlardan geçip güçlendirildi. Türbe içinde diğer padişahların ve hattatların kaleme aldığı levhalar da bulunur. Eyüp Sultan içerisinde Sokullu Mehmet Paşa, Siyavuş Paşa, Ahmet Haşim, Necip Fazıl ve Ziya Osman Saba gibi isimlerin de kabirleri yer alır.

Külliyenin diğer yapısı ise medreseydi. Cami avlusunun içinde bulunan medrese toplamda on altı hücreden oluşuyordu. Külliye bünyesinde bulunan medrese hakkında bilgi oldukça azdır.

Külliye planındaki yapılardan biri de aşhaneydi. Aşhane yapımının ardından bir dönem hizmet verdikten sonra işlevini kaybederek uzun süre kapalı kaldı. İşlevini yitiren aşhane yıkıldıktan sonra meydana eklendi.

Külliye içinde bir de hamam bulunur. Cami yakınındaki bu hamamın bir kesim camiye olduğunu bir kesim ise müstakil bir hamam olduğunu savunur. Muhasebe defterlerine bakıldığında ise bu hamamın külliyeye ait olduğu ortaya çıktı.

Eyüp Sultan Cami Osmanlı’nın her döneminde her kesim için önemli bir merkez olmuştu. İstanbul’un fethinden sonra padişahlar kılı. Kuşanma törenlerini Eyüp Sultan’da yapmaya başladı. Eyüp Sultan’da kılıç kuşanan ilk kişi ise Fatih Sultan Mehmet oldu. Padişahlar saraydan gelip camide namaz kıldıktan sonra şeyhülislam tarafından kılıç kuşanılırdı.

eyüp sultan kabri

Eyüp Sultan Kimdir?

Doğum tarihi bilinmeyen sahabe 672 veya 674 tarihlerinde vefat etmiştir. Hz. Muhammed’i evinde ağırlayan ilk sahabedir ve bu sebeple “mihmandar-ı nebi” olarak da anılır. İlerleyen yaşlarında İstanbul kuşatması sırasında şehit olan Eyüp el-Ensari vasiyeti üzerine İstanbul surlarının dibine defnedilir. Yıllar sonra Akşemseddin’in onun mezarını bulduğu, bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet’in buraya cami ve türbeyi inşa ettirdiği rivayet edilir.

Kaynakça

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu