Ramazan Hakkında 3 Hatırlatma
Bu yazımızda Nouman Ali Khan’ın Ramazan hakkındaki hutbelerinden birini inceleyeceğiz. Ramazan hakkında beş hatırlatma konusunu ele aldığı konuşmasında öncelikle Kuran’da Ramazan ile ilgili ayetlerin çok fazla olmadığına dikkat çekiyor. Bu nedenle bu ayetlerin ağır dersler içerdiğini ifade ediyor. Ramazan’a kendimizi manevi olarak hazırlamamız için ayetlerden çıkardığı üç önemli dersin birincisi ile başlıyor.
- Oruç tutmanın temel hedefi takvamızı artırmaktır.
İlk olarak oruç tutmanın birincil hedefinin kendimizi takva yönünden geliştirmek olduğunu söylüyor. Takva, Kuran’ın en temel taleplerinden biridir ve Kuran’da takva sahiplerinden cennete gidecek kimseler olarak bahsedilir. İslam’ın ve Kuran’ın mesajının bir binaya benzetildiğinde takvanın, bu binanın en temel direği olduğunu ve bizi ateşten koruduğunu ifade ediyor. Bununla birlikte takvanın kendimizi koruma anlamında olduğunu ve kendimizi korumak için yaptığımız her eylemin takva kapsamında olduğunu söylüyor.
Kendini korumanın, sevdiğimiz birini hayal kırıklığına uğratmaktan kaçınmak anlamını da kapsadığını ifade ediyor. Bunun bir boyutu da Allah’ı kızdırmaktan, hayal kırıklığına uğratmaktan çekinmektir diyor. Bizlere her türlü nimeti veren Allah’a nankör olduğumuz izlenimini vermek istemememiz de takvadır diyor. Takvanın yalnızca korkuyla değil sevgiyle de yönlendirildiğini ifade ediyor. Takvayı Allah ile olan ilişkimizin bir parçası olarak belirtiyor. Takva sahibi olabilmek için de kendinin farkında olmak gerektiğini vurgulayan Khan, oruç tutmanın temel hedefinin takvamızı artırmak olduğunu tekrar ifade ediyor. Böylece oruç tutmak ve farkında olmak arasındaki bağlantıyı kuruyor.
Oruç tutunca Allah’ın isteği doğrultusunda bedenlerimizi pek çok şeyden yoksun bırakıyoruz ve bunu otuz gün boyunca sürdürüyoruz. Bir ay süren bu eğitim bittiğinde ise inşa etmiş olduğumuz bu farkındalık, yılın geri kalan günlerinde bize birçok alanda yardım edecek diyor. Böylece eylemlerimiz takvamızı artırmamıza neden oluyor diyerek ikinci maddeye geçiyor.
- Tarih ve şükür önemli anahtar derslerdir.
İkinci maddede tarihin ve şükrün önemli bir anahtar ders olduğunu dile getiriyor. Kuran’ın bir kısmının geçmişten özellikle de Peygamberimizden (sav) bahsettiğini ifade ediyor. Tevbe suresinde Mekke’nin fethinin, Fetih suresinde Hudeybiye anlaşmasının ve A’li İmran suresinde Uhud savaşının anlatıldığı örneklerini zikrediyor. Yani Kuran’ın özellikle Hz. Peygamber (sav)’in hayatını anlattığını söylüyor. Tarihte yaşanan olayların bizim hayatımıza nasıl bir etkisi olabilir sorusunu ise Hz. Peygamber (sav)’in hayatının bizim Müslümanlığımızın ve ruhumuzun bir parçası olduğunu söyleyerek açıklıyor. Milletlerin bağımsızlık günlerini yıllar geçse de kutlamaları üzerinden örnek vererek devam ediyor. Onlar için büyük tarihi günleri anmak ve kutlamak, ulus kimliklerine bağlı olarak onları milletinin ve mücadelesinin bir parçası kılıyor. Bizim ise kimliğimizin özü Müslüman olmamızdır.
Allah ve Peygamberimizle bağlantımızı devam ettirebilmemizin yolu da Hz. Peygamberin hayatı ve geçmişinden geliyor. Allah da bu olayları Kuran’ın içinde zikrediyor ki bizler her okuduğumuzda inancımızı tazeleyelim. Böylece bu olaylar bizim inancımızın mutlak bir parçası haline geliyor diyor. Bu olaylardan birinin de vahyin başlangıcı olduğunu ifade ediyor. Böylece Allah o günü bizim anacağımız bir gün haline getirmiştir diyor. Bu sebeple Ramazan’ın da geçmişle bağlantılı bir ay olduğunu söyleyerek, Ramazan ayının Kuran’ın indirildiği ay olduğu ayetini zikrediyor. Allah, ayetinde Ramazan ayında oruç tutun diyebilirdi ama söylediği ilk şey bu olayın neden kayda değer olduğu.
Tarihin en önemli olayı olarak Allah’ın son sözünün gönderilmesi bu ayda yaşandı ve Nebi (sav) ile bağlantımız da bu yüzden. Müslüman kimliğimiz için tarihin en önemli olayı. Kuran’ın Ramazan’da indirilmeye başlanmasını hatırlamanın önemini ise Peygamberimizin bu süreçte pek çok bedel ödemiş olmasıyla açıklıyor. Kuran, bizim okuyabilmemiz için bu günlere Hz. Peygamberin ve ashabının fedakarlıkları ve kanıyla ulaştı. Bu ay ise onların mücadelesini en çok hatırladığımız aydır. Allah, Hz. Peygamber ve sahabenin yaptıkları için minnettar olduğumuzu ifade ederek üçüncü maddeye geçiyor.
- Allah bizim için zoru değil kolayı istiyor.
Üçüncü maddede Allah’ın bizim için zoru değil kolayı istemesini ele alıyor. Kuran’ın iniş amaçlarından birinin bu olduğunu ifade ediyor. Yani Kuran aslında bizim hayatımızı kolaylaştıran ve zorluktan kurtaran bir yol. Aslında tembellik çalışmaktan kolay, sabah uyumaya devam etmek kalkıp işe gitmekten kolay, sağlıksız beslenmek sağlıklı beslenmekten kolay ama uzun vadede kolay sandığımız şeylerin daha büyük zorluklara yol açtığından bahsediyor.
Yaparken zor sandığımız şeylerin ise zamanla çok da zor olmadığını ifade ediyor. Allah da bizim için uzun vadede kolayı ve rahatı istiyor. Fakat uzun vadede kolaylık için kısa vadede zorluklar yaşayabileceğimizi söylüyor. Ramazan’ı da buna benzeterek Ramazan gibi kısa vadede zorlukları takva gibi uzun vadede rahatlıkların ve kolaylıkların takip edeceğini dile getiriyor. Allah’ın bizden geliştirmemizi istediği zihniyetin de bu olduğunu ifade ederek konuşmasını sonlandırıyor.
Bu içeriğimizde sizlerle linkteki sohbetin notlarını paylaştık. Sohbeti izlemek isterseniz linke tıklayıp ulaşabilirsiniz.
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunuyum. Aynı fakültede İslam tarihinden yüksek lisans yapıyorum. Sanatı ve fotoğraf çekmeyi seviyorum.