Ramazan Söyleşileri: Belçika’da Ramazan
Farklı ülkelerde mübarek Ramazan ayının nasıl yaşandığını ele aldığımız Ramazan Söyleşileri serimizin bu seferki konusu: Belçika’da Ramazan
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Ahmet Yılmaz. 27 yaşındayım. Belçika’da doğdum ve burada büyüdüm. Şu an Brüksel belediyelerinden birinde çalışmaktayım.
Salgın döneminde Ramazan nasıl geçiyor?
Tatsız geçtiğini söyleyebilirim. Ramazan bize birliği ve beraberliği hatırlatan mübarek bir ay. Ancak salgın nedeniyle sosyal hayatımız oldukça zayıfladı. Bir taraftan bu mübarek ayın gelişiyle mesrur hissetsek de teravih namazlarından ve camilerden mahrum kaldığımız için bir yanımız müteessir.
Biraz da salgın öncesindeki zamana dönelim. Normalde Belçika’da Ramazan Müslümanlar arasında nasıl yaşanır? Bu konuda neler söylersiniz?
Bence Belçika’da Ramazan gayet güzel yaşanıyor. Ramazan ayına çok değer veren bir toplumumuz var ve bunu Belçika’da da sürdürmeye çalışıyoruz. Ramazan ayı dayanışmayı, beraberliği, paylaşmayı, manevi değerlerimizi hatırladığımız bir ay oluyor. Özellikle Avrupa’da olunca bu ayın maneviyatı sanki daha başka hissediliyor.
Belçika’da Ramazan’a özel olarak yapılan neler var?
Ramazan’da kendini en çok fark ettiren şey Ramazan pideleri. İftar vakti yaklaştığında fırından bol susamlı, bazen üstüne yumurta kırılmış sıcacık pidelerle eve gelmenin tadını sadece Ramazan’da alıyoruz. Bir de az önce zikretmiş olduğum gibi sosyal hayatımızın Ramazan’la renklenişi… Avrupa’daki Türk camilerinde dernek modeli uygulanır. Yani caminin yanında çay içebileceğiniz, arkadaşlarınızla oturup sohbet edebileceğiniz küçük bir kafe vardır. Bu kafede beş vakit namaz arasında buluşur, otururuz. Ancak teravihten sonra oturup konuşması çok ayrı bir lezzet veriyordu. Ramazan pidesinin yanı sıra teravih namazından sonra caminin kafe’sinde ettiğimiz sohbetler bu mübarek ayın kendine has özellikleri bence.
Eklemek istediğim son husus sofralarımızdaki bolluk… Ramazan’ın bizi kulluk bakımından Allah’a yaklaştıracak bir ay olması gerekiyor. Ancak maalesef iftar vaktinde mütevazi olmayan envai çeşit yemeklerin bulunduğu sofralar nefsi doyuruyor. Bu ayda çabalayıp sahip olmamız gereken nefis terbiyesinden ister istemez mahrum kalıyoruz.
Gayrimüslimlerin Ramazan’da size yaklaşımı nasıl? Saygı duyuyorlar mı?
Genelde saygı duyduklarını söyleyebilirim. Her sene aynı soruların tekrarlandığını hissediyoruz bazen. Elhamdülillah Ramazan’ı lâyıkıyla ihya edebilmek için hiçbir zaman gerçek bir problemle karşılaşmadık. Gerek iş yerinde oruçlu oluşumuz gerek camiye gidişimiz gerekse akşam iftar edişimiz… Ben hiçbir baskı ve eleştiri altında kalmadan saygı duyulan bir Ramazan geçirdiğimi hissettim her zaman.
Toplu iftarlar yapılıyor mu? Yapılıyorsa nasıl oluyor? Mesela bizde belediyelerin iftar çadırları oluyor ya da mahalle aralarında büyük masalar kuruluyor.
Toplu iftarlar korona öncesi yapılırdı. Ya mahalleler toplanır ya iftar çadırları kurulur ya da bazı teşkilâtlarımız iftar yemeği verirlerdi.
Kadir Gecesi’nde neler yapıyorsunuz, nasıl kutlanıyor?
Kadir Gecesi’nde akşamdan sabah namazına kadar camilerde programlarımız olur. İlahiler, Kur’an tilâvetleri, tesbih namazları, indirilen cüzler… Bütün gece ibadetle meşgul olabilmemiz için camilerimizde her zaman programlar düzenlenmiştir.
Ramazan’da yardım faaliyetleri yapılıyor mu? Yapılıyorsa biraz detaylı bahseder misiniz?
Yardım faaliyetleri genelde yardım kuruluşları ya da gönüllü olarak bir grup insan tarafından yapılır. Nerede yoksul, fakir varsa tespit edilmeye çalışılır. Ve oraya gıda yardımı yapılır. Oturma izni olmayıp illegal durumda olan insanlar genelde yardım listelerinde ilk sırada yer alır. Gerçekten yardıma muhtaç aileleri bulmak Avrupa’da bazen zor olabiliyor. Çünkü devlet tarafından yapılan sosyal (para ve gıda) yardımlar var.
Ramazan gençler arasında nasıl algılanıyor, nasıl yaşanıyor? Gençler özelinde diyebileceğiniz şeyler var mı?
2000’li yıllarda doğmuş gençlerimizin çoğunun oruçlarını tutmadığını müşahede eder gibiyim. Sanki bu ayın bereketini ve kutsiyetini unutmuşlar veya hiç öğrenmemişler gibi. Ramazan dışında vakit namazlarında camideki saflarda her zaman yaşlı amcalarımız yer alır. Gelen gençler parmakla gösterilecek düzeyde. Gençlerimizin Ramazan’da da namazdan mahrum kaldığını düşünüyorum.
İmamlar Ramazan’da hangi konuları işliyor?
İmamlar genelde mukabele okur ve ilmihâl konularını işlerler. Bazen ise tefsir dersi yapılır. “Ramazan geldi, hocalarımız bu konuyu işleyecekler veya şu dersler yapılacak.” dediğimiz pek olmamıştır.
Ramazan’ın son on günü itikâf imkanı var mı camilerde? Bu konuda nasıl bir tutum var?
Maalesef böyle bir imkân yok. Cami yöneticilerimiz yatsı namazı sonrası caminin emniyetini, hijyenik ortamını muhafaza edebilmek için camiyi kapatmayı uygun görüyorlar. Bize de saygı duymak düşüyor. Gayrimüslimler Ramazan’ı yüzeysel olarak nasıl geçirdiğimizi bilirler (sahur, iftar, teravih vs.) ama itikâftan bîhaberdirler. Yöneticilerimiz buna müsaade etse de çok fazla kişinin camilerde mûtekif kalacağını düşünmüyorum.
Belçika’da Türkler dışında başta Kuzey Afrikalı Müslümanlar olmak üzere birçok milletten Müslüman yaşıyor. Ortaklaşa bir şeyler yapıyor musunuz?
Diğer Müslüman kardeşlerimizle müşterek bir şeyler yaptığımızı söyleyemem. Teravih namazlarını bize kıyasla daha ağır ve sükûnet içinde kıldıkları için genelde onların camilerine gitmeyi severiz. Tabi onlarda bahsettiğim küçük kafe kültürü yok. Onlar daha çok dışarda nane çayı içmeyi severler, biz de onlara katılırız. Bizim için Rize çayı neyse onlar için de nane çayı odur. Bunun dışında Türk, Faslı veya başka bir uyruğa sahip kardeşlerimizin yönettiği yardım kuruluşları arasında aktif iletişim olur. “Benim elimde şu kadar gıda veya elbise var, ihtiyacın varsa al.” derler. Birbirlerinin ihtiyaçlarını giderirler. Özellikle Faslı kardeşlerimiz bu konuda çok gayretli. Allah onlardan razı olsun.
Ramazan’la birlikte Müslümanların hayatında açıkça değişen şeyler var mı?
Mesela bazı insanlar normalde pek hassas değilken Ramazan’la birlikte bir anda İslamiyet’i yaşama hususunda çok titiz olabiliyorlar. Kötü alışkanlıkları olan bazı kardeşlerimiz Ramazan vesilesiyle nefislerine sahip çıkabiliyorlar. Duamız kardeşlerimizin Ramazan sonrasında da bu hassasiyeti koruyabilmeleridir.
Okulda herhangi bir değişiklik oluyor mu Müslümanlar için? Öğretmenlerin veya öğrencilerin tavrı değişiyor mu?
Liseyi Brüksel’de okumuş birisi olarak açıkça söylemeliyim ki, hayır. Ben hiçbir zaman böyle bir tavır değişikliği görmedim. Diğer okullarda varsa da ben bilmiyorum.
Kamu kurumlarında herhangi bir değişiklik oluyor mu Müslümanlarla ilgili?
Hayır. Bazen gayrimüslim meslektaşlarımızla beraber yemek yer kahve içeriz. Bir çoğu da saygılarından ötürü önümüzde yemek yemez. Bu noktada böyle bir değişiklik olduğunu söyleyebilirim.
Çok farklı Müslüman kültürleri aynı ülkede görebiliyoruz; Cezayir, Fas, Türkiye gibi. Bu zenginliği nasıl değerlendiriyorsunuz? Ramazan’da nasıl tezahür ediyor bu farklılıklar?
Sarâhaten söylemeliyim ki farklı kültürlerin birlikteliğini Ramazan’da hiç yaşayamadık. Belki mahalle iftarlarında herkesin yöresinden getirdiği şeylerle böyle farkındalıklar oluştu. Ancak bu farkındalık veya müspet anlamda söylediğim birliktelik iftar masası dışında görülemedi. Anlayacağınız üzere Avrupa’da milletler bir nevi kutuplaşmış durumda. Belki bu soruyu Ramazan’ı Avrupa dışında yaşamış bir kardeşimiz daha güzel yanıtlar. Amerika’da Ramazan’ı geçirmiş bir arkadaşım tam da bu konuya işaret eden yorumlarda bulunmuştu. Çok farklı bir atmosferin olduğunu, her uyruktan milletin camilerde toplandığını ve ortaklaşa iftar yaptıklarını söylemişti. Belçika’da maalesef hiç böyle bir etkileşim yaşanmadı ve zannederim diğer Avrupa ülkelerinde de öyle.
Diğer ülkelerdeki söyleşileri okumak için tıklayın: Ramazan Söyleşileri
Öylesine biri