Ramazan’da Bize Verilen 5 Şey
Hepimizin bildiği gibi Ramazan ayı, Müslümanlar için çok kıymetli bir ay. Günahlarımızdan arınmak, tazelenmek, O’nu bolca anmak, istiğfarda bulunmak, nefsimizi terbiye etmek, bu ayı verimli geçirerek daha güzel bir insana dönüşmek, güzel alışkanlıklar edinmek gibi birçok şey için bize verilmiş çok güzel bir fırsat. Tüm bu güzelliklerin içinde Efendimiz (sav)’den rivayet edildiğine göre Ramazan ayında bize verilen 5 temel şey var. Muhammed Es’ad Coşan hoca bu 5 şeyi şu şekilde açıklıyor. Gelin hep birlikte okuyalım:
Muhammed Es’ad Coşan hoca bir hutbesinde Ramazan’da bize verilen 5 şeyi şöyle anlatmıştır.
Peygamber Efendimiz SAS buyurmuş ki:
(Kàle Rasûlullah SAS: U’tıyet ümmetî hamse hısàlin fî ramadân) “Benim ümmetime Ramazan’da beş mükâfat var, verildi. (Lem tu’tahünne ümmetün kablehüm) Daha önceki ümmetler de oruç tutarlardı ama, onlara Allah bu mükâfatı vermemişti, bizim ümetimize veriyor.” diye kendi ümmetine verildiğini Peygamber Efendimiz bildiriyor.
Biliyorsunuz Ramazan orucunu farz kılan, farz oluduğunu gösteren Bakara Sûresi’nin 183. âyetinde:
(Kütibe aleykümüs-sıyâmü kemâ kütibe allel-lezîne min kabliküm) “Sizden önceki ümmetlere de oruç farz kılınmıştı, onun gibi size de farz kılındı.” deniliyor.
Demek ki, eski ümmetlere oruç farz kılınmış ama, bu mükâfatlar onlara verilmemiş de bize verilmiş. Eski ümmetlerden bizim bazı farklarımız var. Peygamber Efendimiz’in bir takım özellikleri, hasâisi var. Bizim ümmetimizin de hasâisi var, özel mazhariyetleri var. Eski ümmetlerde onlar yokmuş. Bizim ümmetimize büyük bir ikram oluyor. Peygamber Efendimiz bunları sıralıyor. Buyuruyor ki:
1. (Halûfü femis-sàimi atyebu indallàhi min rîhil-misk) Oruç tutan ağzını koruyunca, aç kalınca tabii ağız kokusu olur. Belki bu ağızdan geliyor, belki mideden geliyor. Açlıktan dolayı ağızda bir koku. “Bu koku Allah indinde misk kokusundan daha şerefli, daha kıymetli bir kokudur.”
Yâni oruçlunun bu kokusu, nahoş bir koku gibi bile olsa Allah’ın sevdiği bir kokudur. Ahirette o oruçlunun ağzından misk kokusu gibi güzel kokular çıkacak. Öyle mükâfatlanacak.
2. (Ve testağfirû lehümül-hîtânü hattâ yuftırû) “Denizdeki balıklar bile, iftar edinceye kadar onun için istiğfar ederler.” Yâni oruçlu Allah’ın sevgili kulu olduğu gibi, mahlûkâtın da mahbûbu oluyor, sevdiği bir kimse oluyor. Mahlûkat da oruçlu insana dua ediyorlar. Hattâ denizdeki balıklar bile. Denizdeki balıkların dua etmesi, pek çok şeyin dua ettiğinin göstergesi olsun diye söylenmiş olmalı, Allahu a’lem. O bakımdan, oruçlunun ne kadar kıymetli insan olduğunu gösteriyor bu cümle.
3. (Ve yüzeyyinullahu azze ve celle külle yevmin cennetehû) Her gün Allah-u Teàlâ Hazretleri cennetini süsler. (Sümme yeklü:) Sonra buyurur ki: (Yûşikü ibâdis-sàlihûne en yülk anhümül-meûnete ve yasîrû ileyki) “Muhtemel ki, ey cennet! Sàlih kullarım gelecekler, onların yorgunlukları, dünyadaki meşakkatleri bitecek. Onların dünyadaki sıkıntılarının karşılığında, burada rahat etsinler diye sana gelecekler ey cennet!” diye her gün Allah-u Teàlâ Hazretleri cennetini oruçlu kulları için süsler.
Biliyorsunuz, oruçluların cennete girecekleri özel bir kapı olacak Reyyan denilen kapı. “Nerde benim rızam için oruç tutan kullarım, kalksınlar!” denilince, onlar o kapıdan girecek.
4. (Ve tusaffedü fîhi meredetüş-şeyâtîni felâ yahlüs fîhi ilâ mâ kânû yahlusne ileyhi fî gayrihî) Bu günde, bu Ramazan ayında ümmet-i Muhammed’in mazhariyetlerinden birisi de nedir?.. Şeytanların azılıları, reisleri, azgınları bukağılara, zincirlere, boyunduruklara vurulur, zincirlerle bağlanır. Onlara fırsat verilmez. Başka zamanlarda hareket ettikleri gibi serbest hareket edemezler. Böylece azdırma işi, saptırma işi, şeytanın vesvese verme işi, kandırma işi bu ayda olmaz. Az olur. İbadeti yapmak kolay olur. Müslümanlar, iyi işler yapmak isteyenler onlardan yakasını kurtarmış olurlar.
5. (Ve yuğferu lehum fî âhiri leyletin) Sonuncu mazhariyet de, beş şeyden sonuncusu da, tabii Ramazan’ın sonuyla ilgili. Diyor ki: “Ramazan’ın en son gününde, oruçlular afv ü mağfiret olunur.” Demek ki, bir ay sabredecek, çalışmaya devam edecek.
(Kìle: Yâ Rasûlallah, ehiye leyletül-kadr?) “Yâ Rasûlallah!” diye sordular sahabe-i kiram bu son müjdeyi, beş şeyin beşincisini duydukları zaman:
“O son gecesi, Kadir gecesi mi yâ Rasûlallah?” dediler.
(Kàle: Lâ) Peygamber Efendimiz:
“Hayır! (Ve lâkinnel-àmile innemâ yüveffâ ecrahû izâ kadà amelehû.) Kadir gecesi değil ama, çalışan işçiye çalışması bittiği zaman ücreti verilir. Ramazan bittiği için de, Ramazan’ın en son gecesinde mükâfat verilir, af vü mağfiret olunur.” buyurdu.
Biliyorsunuz senenin en önemli beş gecesinden birisi Ramazan’ın sonucu gecesi, yâni ertesi gün bayram olan gecedir. Ona da Allah-u Teàlâ Hazretleri oruçlarımızı tutarak, cümlemizi sıhhat ve afiyetle eriştirsin…
Kadir gecesi Ramazan’ın içinde saklı, onun ne zaman olduğunu bilmiyoruz. Onu bilmediğimiz için de Ramazan’ın bütün gecelerini ihyâ etmeye çalışalım! Ama en son gecesi de işçinin çalışıp işini bitirdiği zaman ücretini aldığı gibi, oruçlunun da orucunu bitirip ertesi gün bayram yapacağı en son gece de afv-ü mağfiret olma gecesidir.
Demek ki, bu mükâfatlar Allah-u Teàlâ Hazretlerinden ümmet-i Muhammed’in oruçlularına ihsân olunmuş. Allah-u Teàlâ Hazretleri bizleri, oruçlarını Peygamber SAS Efendimiz’in tarif buyurduğu şekilde, Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin hoşnut ve razı olacağı, kabul edeceği bir şekilde tutan kullarından eylesin… Ramazan ibadetlerimizi, teravihlerimizi tâdil-i erkân ile, ağır ağır, vakur vakur, huşû ile, edep ile, göz yaşı ile, duygular ile güzel bir şekilde ibadetlerimizi yapmayı nasip eylesin…