Yolculuklarımızda esasen kendimizi arar dururuz ve yolculukların güzergahı da hep kendimize çıkar. Tıpkı Simurg’a inanıp ona bel bağlayan ve onu bulmak için türlü meşakkatlere göğüs geren kuşların hikâyesi gibi. Binlerce kuşun içinden yalnızca otuz kuş, yolculuklarını nihayetlendirmeye muvaffak olduklarında görürler ki Simurg, aslında kendileridir. İnsanın da yeryüzündeki trajik hikâyesi, türlü arayışlara ev sahipliği yapıyor. Öyle ya da böyle ya yolculuktan vazgeçiyoruz yahut yolculuğumuzun sonunda kendimizi buluyoruz. Bu haberimizde ise hayatını bağımsız bir şekilde seyahat etme üzerine kuran ve farklı keşiflere kendini açan Rosie Gabrielle konuğumuz oluyor.
Solo Travel
Kanadalı Rosie Gabrielle, Umman’da birkaç yıl müzisyen ve fotoğrafçı olarak yaşadıktan sonra 2018 yılında her şeyden feragat edip kendini keşfedeceği bir yolculuğa (solo travel) çıkmaya karar verir. Dünyanın her yerinde motosiklet kullanarak yeni maceraları kucaklayan Gabrielle, son zamanlarda Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeleri ziyaret ediyor. Zamanının çoğunluğunu bu ülkelerde geçiriyor. Gittiği her yeni yerde edineceği deneyimlerle insanlara ilham vermeyi ve Batı dünyasının Müslüman ülkelere bakış açısını tekrar gözden geçirmesini umarak hikayelerini sosyal medya hesaplarında paylaşıyor. Bu vesileyle insanların dünyayı onun gözünden, gerçekte olduğu gibi görmesini istiyor.
Gabrielle, vatanından 11.000 km’den daha uzakta yaşamasına rağmen, Umman’dayken bir ailesi varmış gibi hissettiğini söylüyor. “Motosikletli, bekâr, gezgin bir kadın olarak insanlar sadece benimle ilgilenmek istedi. Gittiğim her yerde evlere davet edildim. Bol miktarda çok çeşitli yemekler tattım. Sanki kendi ailelerindenmişim gibi ilgiyle ağırlandım. Bir kez bile giydiklerimden ötürü yargılanmadım. Kadın olduğum için hor görülmedim. Dinim sorgulanmadı ya da herhangi bir şekilde tehdit altında hissetmedim.”
Rosie’nin Pakistan Seyahati
Şüphe yok ki medyanın Müslümanlar hakkında sıklıkla dile getirdiği şey; kadınlara kötü davranıyorlar, teröristler, oraya giderseniz öldürülebilirsiniz, çok tehlikeli gibi ifadeler olmakta. Rosie Gabrielle da bu söylemlere seyahatine Pakistan ile devam etmeye karar verdiğinde çokça maruz kalmış. Oraya gitmemesi için sık sık uyarılar almış. Ancak Pakistan’daki tecrübesi, insanların söylediklerinin ne kadar gerçek dışı olduğu göstermekte.
Gabrielle için seyahat demek, dil de dâhil olmak üzere kültürü mümkün olduğunca öğrenmektir. Sadece dili anlayarak dahi yerel halkla büyük bir bağ kurulabilir. Seyahat etmeyi seven herkese de şu mesajı vermekte: “Diğer kültürlerde işler tamamen farklı yürüyor ve başkalarının yöntemlerine karşı anlayışlı ve saygılı olmanız gerekiyor. Bu, bir şeyler yapmanın ‘yanlış bir yolu’ olduğundan değil, sadece farklı olduğundandır. İhtiyacımız olan şey saygılı olmak ve uyum sağlamaya çalışmaktır. Seyahat etmenin ve diğer kültürleri keşfetmenin güzelliğidir bu. Öğren, ilham al, alçak gönüllü ol ve başkalarının yollarına karşı hoşgörülü ol.”
Pakistan bir İslam Cumhuriyeti olduğu için halkın Rosie’nin Müslüman olup olmadığını merak etmesi hususunda Rosie şöyle bir açıklama yapıyor: “Elim kalbimde ve bir parmağımla gökyüzünü işaret ederek ‘Allah birdir’ dedim. Yüzlerindeki dev gülümsemelerle derin bir anlayış ve saygı duydular. İslam barış, sevgi ve eşitlik demektir. Müslümanlar için tek bir Tanrı vardır ve herkes farklı yollardan O’nu takip edebilir.”
Nitekim bir toplumla tanış olmak onların içerisinde bulunup onlarla sohbet etmekle mümkündür. Rosie Gabrielle de dünyayı keşfederken hikâyelerini sosyal medya hesaplarında paylaşmakta.