Şardağı’nda Müslüman Ayak İzleri
Bu haberimizde sizi Makedonyalı bir dağcıyla Arsim Idrizi’yle tanıştırmak istiyoruz. Arsim, Makedonya’nın gösterişli dağlarını besmele ve selamla adım adım tırmanıyor. Sosyal medya hesaplarına hazırladığı videolarla da takipçileriyle paylaşıyor. Kendisini ve yol hikayesini gelin ondan dinleyelim.
Kendinizden biraz bahseder misiniz? Nerelisiniz, neden dağcılık?
Merhaba, adım Arsim İdrizi. Kalkandelen (Tetova) şehrinde doğdum. İlkokul ve lise öğrenimimi Makedonya’da bitirdim. üniversiteyi İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, İlahiyat Fakültesinde tamamladım. 3 senedir dağcılıkla uğraşıyorum. Dağcılığı seçme sebebim ise Türkiye’deki Serdar Kılıç ve Cumartesi Dağcıları’ndan etkilenerek başladı. Memleketimizin en meşhur yerlerinden biri Şar Dağları’dır. Dağlarda olmak, vadisiyle doruğuyla yemyeşil manzarasıyla eşi benzeri olmayan bir his. Su kaynakları çok fazla. Her 10 metrede yeni bir su kaynağı görebiliyorsun. Eğer iyi korunursa bütün Rumeli’nin su ihtiyacını giderir.
Amatör dağcılıktan sosyal medyayı kullanmaya geçişiniz nasıl oldu, süreç nasıl gidiyor?
Bu dağların başı Uhud Dağı’dır. Sırtı Bursa’daki Uludağ. Kuyruğu ise Şar Dağları’na kadar uzar. Bu dağların güzelliklerini keşfettikçe sevgim daha fazla artı. Türkiye’den aldığımız en önemli derslerden biri de sana ait olanın değerini anlamak, onu korumak ve insanlara anlatmaktır. Ben de buna binaen bize ait olan dağları ve değerleri anlatmak için bir yola girdim. Öncelikle YouTube’ta bir kanal açtım. Kanal ismi yine ilham kaynağım Serdar Kılıç’ın Doğadaki İnsan’ından, Şardağı İnsanı olarak belirledim. (arn. Njeriu i Sharrit – ing. Shara Man). Her hafta bir bölüm paylaşıyorum. Bu hafta ise 52’nci bölüm yayına çıktı. Başlayalı tam 1 sene oldu.
Diğer bir özellik ise videolarımı hazırlarken İslami konular ya da helal-haramı göz önünde bulundurmaya çalışıyorum. Örnek vermem gerekirse dağları tanıtırken konuyla ilgili bir ayet ya da hadis bulmaya çalışıyorum. Özelikle videoyu başlattığımda “Selamun aleykum” ile başlatıyorum. Bunun nedeni ise Arnavut medyasında İslam hiç yer almamakta. Bunun nedeni insanlar dini konuşmaktan çekiniyorlar. Bir başka gördüğüm sebep ise kimse yapmadığı için medyada bir örnek olmaması. İlk taşı koymanın zorluğu.
Bize hedeflerinizden bahsedebilir misiniz? Karşılaştığınız zorluklar oldu mu?
Benim için hoca cübbesiyle çıkıp vaaz ders anlatmak elbette kolay olurdu ama ben zoru seçtim. Yani program dini olmayacak ama Müslüman çizgiden çıkmayacak. Demem o ki videolarda ve medyada dinimizi normalleştirmeye çabalıyorum. Örnek vermek gerekirse dağa çıkıyoruz ve ilgili yaygın anlatılanlar falla ilgili olurken ben teyemmüm alıp namaz kılıyorum.
Bununla ilgili başlarda bazı kötü yorumlar aldım. Neden “Selamun aleykum, dersin de (dilimizce) merhaba ya da iyi günler demezsin.” gibi.. Ama kulak vermedim. Ve çok şükür artık yolda beni gören çocuklar hep selam veriyorlar. Bu da beni sevindiriyor.
Kanalımda dikkat ettiğim bir diğer özellik ise Osmanlı Türkçesi’nden kullanabildiğim kelimeleri videoya ekliyorum. Çünkü artık kimse kullanmıyor. Günlük dilde kullanımı artsın, kaybolmasın diye dikkat çekecek şekilde belirterek zikrediyorum.
İçeriklerim düzenli olarak bu çerçevede ilerliyor ve YouTube, Tiktok, Instagram, Facebook üzerindeki takipçilerimle etkileşimim artarak; Müslüman bir dağcının izini takip etmek isteyenlerle devam ediyor.
Bu röportaj vesilesiyle sizi tanıyanlara ve takipçilerinize iletmek isteğiniz bir son söz var mı?
Mesajım o dur ki siz de konuşmalarınızı SELAMUN ALEYKUM ile başlayıp bitirin.
SELAMUN ALEYKUM!
Öylesine biri