Süleymaniye’den Edinburgh’a Uzanan Arkadaşlık
En güçlü dostlukların ilkokul sıralarında veya üniversite kantininde kurulduğunu düşünenlerden misiniz? Ben dostumu çok daha farklı bir yolla buldum. Benden tamamen farklı olan bir turistle Süleymaniye Camii’nde yolum kesişti. İşte İskoç Laura ile tanışma hikayem:
İskoçyalı iki yakın arkadaş olan Laura ve David ile Süleymaniye Camii‘nde tanıştık. Camide gönüllülük yaptığım için onlarla konuşmaya başladım. Önce her zamanki gibi caminin tarihi ve mimarisini, sonra da İslam’ı anlattım. Onlarla konuşurken adeta konu konuyu açıyordu. Neredeyse 2-3 saat süren sohbetimiz sırasında ezan okundu. Camideki diğer gönüllülerden Fatih Özkan, David’i cemaatle namaza davet etti. David ateist olmasına rağmen namaza katıldı. Şu an, üzerinden yıllar geçmesine rağmen o tecrübeyi hâlâ hatırladığını söylüyor. Namazdan sonraki muhabbetimizde mültecilerle ilgili de uzun uzun konuştuk. Laura ve David İskoçya’daki bir yardım derneğinde gönüllüler ve mültecilerle de ilgileniyorlarmış. Yardım etme, el uzatma konularında hemfikir olmamız onları çok rahat hissettirdi.
Laura ile hep iletişimde kaldık Facebook üzerinden. Bayramlar, yeni yıl dilekleri, doğum günleri… Bir kere bile atlamadık. Bu karşılaşmamızdan yaklaşık iki yıl sonra Londra’da staj yapmaya karar verdiğimde Laura bana İskoçya’daki alternatiflerden bahsedip benim için staj yerleri araştırdı. Londra’ya geldiğimde onu haberdar ettim ve arkadaşımla hafta sonu üç günlük bir İskoçya gezi planı yaptık. Kalacak yerle ilgili ondan tavsiye istedim. O ise bana evinin müsait olduğunu, bizi ağırlamaktan mutlu olacağını söyledi. Edinburgh’a geldiğimiz andan itibaren bizi arabasıyla gezdirdi, bir sürü yere götürdü, evinde ağırladı, yemekler yaptı. Hatta evinin anahtarını bile verdi rahat edelim diye. Yıllar önce camide başlayan muhabbetim bana uzak diyarlardan bir arkadaş kazandırdı. İnsanlarla insan oldukları için konuşmanın ve onlara hakikatleri anlatmanın en güzel yanlarından biri de bu sanırım.