Sümeyye Bint Hubbât (r.a)
Asr-ı Saadet, ne yiğit erkekler, ne edepli kadınlar ve ne güzel ahlaklı kişiler görmüştür. İslam’ın ilk yıllarında alenen müşriklerle savaşan sahabe, Allah’ın dinini yaymak ve onu daha çok insana ulaştırmak için büyük çaba vermişlerdir. Cihad etmek herkese nasip olmamıştır, tıpkı şehit olmanın da herkese nasip olmadığı gibi. Hanım sahabeler serisinin bu yazısında ilk kadın şehit denildiğinde hemen aklımıza gelen Sümeyye bin Hubbât (ra)’ı konu aldık.
Sümeyye Bint Hubbât (r.a) Kimdir?
Babasının adı Hubbât, Habât, Hayyât olarak geçen Sümeyye; Ebu Cehil’in amcası Ebu Huzeyfe’nin kölesidir. Sümeyye bir çok köleye nispetle büyük bir onura sahip olmasıyla anılır. Yemenli Ans kabilesinden Yasîr’in kaybolan kardeşini aramaya çıkar. Geldiği Mekke’de yerleşebilmesi için birinin himayesi altına girmesi gerekir. Ebu Huzayfe’nin himayesi altına giren Yasir, Sümeyye ile evlendirilmiştir. Sümeyye ve Yasir’in ilk olarak Hureys, sonra Ammâr, daha sonra ise Abdullah isimli çocukları dünyaya gelmiştir. Ammâr’ın doğumunun ardından Ebu Huzeyfe, Sümeyye (ra)’yi kölelikten azat etmiştir. Cahiliye döneminin coğrafyasında yaşam çok zorlu olmuştur. Kabileler arasında kavgalara pek çok rastlanmıştır. Sümeyye (ra) ve Yasir’in ilk oğulları Hureys, çıkan bir kavgada öldürülmüştür.
İslamiyet’in ilk yılları davetin açıkca yapılamadığı, insanların gizliden dini kabul ettikleri yıllar olmuştur. Bu süreçte ilk Müslümanlar olarak kabul edilen 40 kişinin arasında Sümeyye, Yasir ve çocukları Ammâr da yer almaktadır. Dinin ilan edilmesi emrinin gelmesinin ardından açıkça Mekke’de müslümanlığını ilan eden 7 kişi arasında Sümeyye (ra) ve Ammâr (ra) bulunmaktadır. Onurlu olmasıyla bilinen Sümeyye aynı zamanda gözü pek, cesur bir kimseydi. Sahabeden davetin ilk yıllarında Müslümanlığını gizli tutanlar olsa da Sümeyye, yaşlı bir kadın olmasına karşın çekinmeden açıkça söylemiştir.
Ebu Cehil’in sülalesinin emri altında bulunan ailede Sümeyye’yi Ebu Huzeyfe yeğeni Ebu Cehil’e verdi. Hem Yasir, hem Ammâr hem de Sümeyye Müslüman oluşlarından dolayı pek çok işkenceye maruz kaldılar. Kendilerini koruyacak hiçbir kimsesi olmayan köle durumunda olan Sümeyye, Yasir ve Ammâr çok kötü işkenceler gördüler. İmkanlarından ve Allah Rasûlü‘ne bağlılıklarından taviz vermeyen aile korkusuzca Müslüman olduklarını söylemekten geri kalmamışlardır.
Hz. Osman (ra) onların çektikleri sıkıntıları şöyle anlatır:
Yine günlerden bir gün Hz. Peygamber (sav), Mekke’de Ebtah bölgesinde kızgın güneşin altında işkenceye maruz kaldıkları sırada Sümeyye (ra)’nin ailesinin yanına gelmiş. Daha sonra Efendimiz (s.a.v) onların zulme sabretmelerine sebep olan şu sözleri söylemiştir:
Ey Yasîr ailesi! Dayanın. Müjdeler olsun ki yeriniz elbette cennettir.
Şehit Olmasıyla Bilinen Bir Aile
İslamiyet’in lehine yaşanan olaylardan veya herhangi başka bir nedenden dolayı müşrikler kızdığında intikamlarını Müslümanlara işkence yaparak almışlardır. Yine böyle bir günde Yasîr (r.a) ve Sümeyye (ra)’yi sürükleyerek çöle götürmüşlerdir. Yaşlı olan ikisi de çektikleri işkencelerden dolayı yürüyemeyecek halde kalmışlardır. Gözünü kan bürüyen müşrikler onlara bütün gün işkence etmişlerdir. Oğulları genç ve güçlü olan Ammâr’ın bile bu işkencelere tahammülü git gide azalmaktaydı. Ebu Cehil halen dinden dönmeyen Müslümanları gördükçe sinirlenmekte ve sinirlendikçe etrafa tekme tokat vurmaktaydı. Müşrikler onu gördükçe daha çok işkence yapmaya başlamışlar ve Yasîr (ra) daha fazla işkenceye dayanamayıp İslam’ın ilk şehidi olmuştur.
Hızını alamayan ve öfkesi gözünü bürüyen müşriklerden birinin yayına koyduğu oku atmasıyla Sümeyye (ra)’nin oğlu Abdullah da şehit olmuştur. İslam’ın ilk kadın şehidi olarak akıllarda yer edinen Sümeyye’nin vefatı Ebu Cehil’in elinden olmuştur. Onurlu ve edepli olan Sümeyye (r.a)’ye iftiralar atmıştır. Bir bacağını bir deveye bir bacağını da diğer deveye bağlayarak ona işkenceye devam etmiştir. Sümeyye (ra)’nin verdiği cevaplar hoşuna gitmeyen Ebu Cehil elindeki mızrağı ile onun bedenini ikiye ayırıp onu şehit etmiştir. İslam’ın ilk erkek ve ilk hanım şehidi olarak tarihe geçmişlerdir.
Sümeyye (ra) hayatına baktığımızda, onun hep onurlu oluşu ve dinine olan bağlılığı bizleri etkilemiştir. O kadar işkenceye rağmen dininden dönmeyen, yaşlılığına ve köle olmasına rağmen açıktan Müslümanlığını söylemesi ve yaşaması gerçek bir bağlılığın göstergesidir. Özgür irademizle sürdürdüğümüz yaşamımızda dinin vecibelerinden kaçınırken aklımıza hanım sahabimiz Sümeyye (ra) gelsin. Engellere ve acılara rağmen dinine bağlı olan Sümeyye’nin tavrı bizlere örnek olsun. Allah ondan razı, hayatı bizlere örnek olsun.
Kelimelerin elvanından üstüne düşenle renklenmiş bir edebiyatçı. Anlamlar denizinden bir küçük damla dahi alabilmek ve verebilmek için çabalıyor.