Bi' Dünya Liste

Tanımamız Gereken 5 Müslüman Hekim

Bu yazımızda tıp ilmi ve hekimlik hakkında kısaca bilgi verirken aynı zamanda İslam tarihinden tanımamız gereken beş Müslüman hekime yer vereceğiz. Tarihin tozlu rafları arasında unutulup gitmelerine izin vermeden kendilerini tanıyarak yaptıkları çalışmaları beraber inceleyeceğiz.

Tıp İlmi ve Hekimlik

Türkçede hekim ve hekimlik anlamlarında kullanılan Arapça tabib ve tıb kelimelerinin kökü tabbe olup işin ehli olma, bir işte usta olma, bir işin ilmini bilen kimse anlamlarındadır. Bu bakımdan tabib işini iyi bilen, titiz yapan, bilgili kimse demektir ki hastasını iyice inceleyip teşhis ve tedavisini gerçekleştiren kimseye de tabib denmiştir. Tıp kelimesine ise nezaket ve yumuşaklık anlamı yüklenmiştir. Sonuç olarak tıp, bir işin çok iyi ve titiz incelenmesi; tabip, işini iyi bilen, hastasına iyi ve yumuşak davranan, nazik tabiatlı kişi anlamına gelir.

1. İbn Sînâ, Batı’nın Avicenna’sı

ibni sina Müslüman Hekim
Müslüman Hekim

Öğrencisine yazdırdığı hayat hikayesi sayesinde İbn Sînâ hakkında diğer hekimlere göre daha fazla şey biliyoruz. Buhara yakınlarında Aflena’da varlıklı ve bilim sever bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiş, küçük yaşta deha belirtileri göstermiş, 16-17 yaşlarında hemen hemen bütün bilimleri öğrenmiş ve tıpta otorite olmuştur. İbn Sînâ, İslam dünyasında Şeyhü’r-reis, Batı’da Avicennae olarak tanınmıştır.

Hayatının büyük bir bölümünü çeşitli şehirlerde hükümdarlara hekim, vezir, danışman olarak geçirmiştir. Zeki, çalışkan, kendine güvenen, hırçın tabiatlı, hırslı ve yenilgi tahammülü olmayan bir kişiliği olduğu için çok huzurlu bir yaşam sürememiştir. Biyoloji, matematik, felsefe, tıp, psikoloji gibi devrinin tüm bilim dallarında 200’den fazla eser vermiştir. Politikada aktif olması, şehirler arası göç leri gibi etkenler göz önünde bulundurulduğunda kısacık ömrüne bu kadar eseri nasıl sığdırdığına şaşırmamak elde değildir.

Önemli tıbbi eserlerinden birkaçını şöyle sıralayabiliriz:
•Kanun Fi’t-Tıb: En büyük tıbbi eseridir. Esere Allah(c.c) adını överek ve Hz. Muhammed’e(sav) ümmetine ve ashabına selam vererek başlar. Batı dünyasında tıbbın mukaddes kitabı olarak anılır. Antik Yunan’dan o zamana kadar gelen dağınık tıbbi bilgilerin sentezlendiği kitap yaklaşık 1 milyon kelimeden oluşmuş ansiklopedik bir tıp kitabıdır. Doğu ve Batı dünyasında tıp eğitiminde uzun yıllar ders kitabı olarak okutulmuştur ve güncelliğini korumuştur.
•Edviyetü’l Kalbiyye: Kalp hastalıkları ve tedavisi üzerine yazılmış 19 bölümlük bir eserdir.
•Urcûze Fi’t-Tıbb: Temel tıp konularını 1326 beyitte manzum olarak subab bir eserdir.
İbn Sînâ, 1037’de kulunç hastalığı sebebiyle Hemedan’da vefat etmiştir.

2. Zehrâvi, Dünya Cerrahi Tarihine En Büyük Katkı Yapan Hekim

zehravi
Müslüman hekim

 Zehrâvî, İspanya’nın Zehrâ kasabasında doğmuştur. Başta felsefe olmak üzere birçok alana ilgi duymasına rağmen, hayatını yalnız tıpla uğraşarak geçirmiştir. Bir hekimin ve hekim adayının karşılaşabileceği her türlü klinik probleme cevap verebilen et-Tasrîf isimli kitabı yazmıştır. Bütün ortaçağ cerrahlığını etkilemiştir. Bu kitap ansiklopedi özelliği taşır ve 30 ana bölümden oluşmuştur. Kitap genel olarak hastalıkların genel durumunu, sağlık ve hastalıkta beslenme durumlarını, cilt hastalıkları ve ateşli hastalıkları, ilaçların içeriklerini hazırlanışını ve cerrahi operasyonları anlatırken aletler de resimlerle beraber sunulmuştur. Doğal dişlerin ağızda mümkün olduğunca kalması gerektiğini yapılan herhangi bir tedavinin doğallığım yerini tutamayacağını söylemiş ve günümüz diş hekimliğinin amacını 10. yüzyılda dile getirmiştir. Çürük tedavisini keşfeden ilk doktor olarak da bilinir.

Cerrahlık için anatomi bilgisinin çok önemli olduğunu söyleyen Zehrâvî, ameliyat edilecek bölgenin anatomisini iyi bilmedikçe operasyona girişilmemesi gerektiğini tavsiye etmiştir. Anatomi bilmeden yapılan operasyonların vahim sonuçlarına şahit olduğunu belirtmiştir.

Kitapta çoğu kendisi tarafından geliştirilen ve operasyonlarda kullanılan spatül, küret, neşter, nazal, şırınga, trepan, nazal spekulum gibi 200 kadar aletin resimleri ve tarifleri yer alır. Aynı zamanda bazı ameliyatların resimleri de bu kitapta vardır. Avrupa’da cerrahinin temeli bu cerrahi aletle çizimleri sayesinde atıldı. Yaraların dağlanması, mesane taşlarını kırılması, bacak ampütasyonları ve daha pek çok yeniliği içeren bu kitap Batı dünyasında büyük ilgi görmüştür ve birçok dile tercüme edilmiştir. Batı dünyasında ortaçağın en büyük cerrahı kabul edilen Guy de Chauliac, Magna Chirurgia adlı eserinde Zehrâvî’yi 200’den fazla yerde referans göstermiştir. Bu da eserini yazarken büyük ölçüde ondan faydalandığını göstermektedir. Modern cerrahinin temeli Müslüman hekim Zehrâvî tarafından atıldı denebilir.

3. İbn Rüşd, Okumaya ve Düşünmeye Aşık Bir Tabip

ibn rüşd
Müslüman hekim

İbn Rüşd, Endülüs’te din, siyaset ve hukuk alanlarında önemli görevler üstlenmiş entelektüel bir ailenin çocuğudur. Tahsilini tamamladığı sıralarda İbn Tufeyl tarafından bilim ve felsefe meraklısı hükümdar Ebu Yakub’a takdim edildikten sonra önü açılmış, çeşitli resmi görevler yanında sultanın özel hekimliğini üstlenmiştir.

İbn Rüşd, tıbbi çalışmalarının ana hedefini Galenus tıbbının geliştirilmesinin yanı sıra İslam bilim ve düşüncesinin evrensel modele entegre edilmesi olarak belirlemiştir. İbn Rüşd, aynı zamanda tıbbın gayesini insanları hastalandıktan sonra iyileştirmeden ziyade, yapılması gerekenleri zamanında yapan, dolayısıyla hastalıklardan korunma olarak görmüştür. Çeşitli alanlardaki çalışmalarıyla ve kendine özgü düşünce tarzıyla klasik İslam düşüncesinin son büyük temsilcilerinden olmuştur. Kaynak bilgilerinde babasının ölüm günü ve düğün günü haricinde okumayı ve düşünmeyi hiç bırakmadığı kayıtlıdır. Bu sebeple yazdığı, hazırladığı, düzenlediği eserlerin sayısı çok fazladır.

En önemli tıbbi eserlerinden birkaçını şöyle sıralayabiliriz:
•Kitabü’l-Külliyât
•Şerhu Urcûzetu İbn Sînâ fi’t-tıbb
•Telgîsy Kitâbi’l-Mizâc li Câlînûs
•Makâle fi’t-Tiryâk
•Kitâbun fi Hıfzı’s-Sıhha

4.Ali Bin Abbas, Müslümanlığı Simgeleyen Cerrah

ali ibn abbas
Müslüman hekim

Ali Bin Abbas, İranlı Müslüman fizikçi ve tıp alimidir. Ahvaz’da doğdu ve tıp ile ilgili çalışmalarını Şiraz’da yaptı. Dönemin en saygıdeğer üç tıp aliminden birisiydi. Adudüddevle’nin sarayında hekimlik yapan Ali Bin Abbas, bu hükümdara ithaf ettiği Kâmilü’s-sınâati’t-tıbbiyye adlı eseriyle tanındı. Onu tarihe yazdıran bu eseriydi.

Ali Bin Abbas, atardamarlar ile toplardamarlar arasındaki kılcal damarların varlığından ilk söz eden hekimdi. Kalbin kasılması ve kan pompalanması hakkında da ilk bilgiyi veren tabip oldu. İlk defa kanser ameliyatını yapan Müslüman cerrah Ali bin Abbas oldu. Devrinde en zor ameliyatları başarıyla gerçekleştirip Batı’da Haly Abbas olarak şöhret kazanmıştır. Uzun yıllar İslam aleminde cerrahi doktor adayları Ali Bin Abbas anatomisi bilmeden mezun olamazlardı. Bu anatomiyi öğrendikten sonra cerrah adaylarına şu şekilde yazılı bir diploma verilirdi:

Allah(c.c.)’ın yardımıyla biz onu cerrahlıkta bildiği şeyleri icraya, kendi işinde başarılı ve hayırlı olmaya mezun kılmak istiyoruz. Böylece o iyileştirinceye kadar yara tedavi edebilir, kan alabilir, emoroit kesebilir, diş çekebilir, sünnet yapabilir. Yalnız o, bundan sonra üstlerine, bilgili ve tecrübeli öğretmenlerine danışmayı ihmal etmeyecektir.


Ali bin Abbas müslüman bir hekimdi. Allah inancı ve O’na duyduğu saygı yaşam tarzında, ibadetinde ve çalışma hayatında kendini gösterdi.

5.Ammâr Musuli, İlk Defa Katarakt Ameliyatını Gerçekleştiren Müslüman Doktor

Ammâr Musuli
Müslüman hekim

Ammâr Musuli, 11. asır Müslüman tıp alimidir. Döneminin en tanınmış göz doktorlarından biridir. Asıl adı Ebû’l Kasım Ammar bin Ali el-Mavsılî’dir. Avrupa’da “Canamusali” adıyla tanınmıştır. Farklı ülkelere yaptığı seyahatlerde doktorluğunu yapmıştır. Hekim Ammar’ı asıl üne kavuşturan özelliği ise kendine has bir metotla katarakt ameliyatını günümüzden bin yıl kadar önce gerçekleştirmesidir. Hekim Ammar, yumuşak cinsten kataraktlar için, içi oyulmuş bir tüp kullandı. Bu tüple kataraktı emerek çıkarmayı başardı. Ve bunu kitabında detaylarıyla anlattı.Bu ameliyat ve ameliyatı anlattığı kitap büyük ilgi gördü. İnsanlar kitaptan istifade etti, kaynak olarak gösterildi.

İslam aleminde önde gelen göz hastalıkları doktoru ve cerrahlarından olan Ammâr, yaptığı teşhis, tedavilerle ve uyguladığı ameliyat metodlarıyla tanındı. Katarakt hastalığı için keşfettiği altı çeşit ameliyat metodu üzerinde durdu. Ortaya koyduğu ameliyat metodları kendi zamanına kadar bilinmiyordu. Daha sonraki zamanlarda modern tıpta kullanılan metodlar Ammar’ın metodları ile çok benzerdi. Hatta aynı kaidelere dayandığı ispatlandı.

Kaynaklar

  1. Doğan, Şaban, “Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi”, Nesil Yayınları
  2. Prof. Dr. Ali Haydar Bayat Tıp Tarihi Kitabı, Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu